Orhun anıtlarında önemli buluş
Abone olTürk tarihi için önemli yer tutan Orhun abidelerinde önemli gelişme. Arkeologlar bölgede heykel buldu.
Orhun Anıtları'nın bulunduğu bölgedeki bir
kurganda kazı çalışmalarını sürdüren Moğol bilim adamları, Bilge
Kağan'ın heykelini bulduklarını öne sürüyor.
Yaklaşık 1.5 milyon kilometrelik alanı ile Türkiye'nin iki katı
büyüklüğünde coğrfyaya sahip olan Moğolistan'ın çeşitli
bölgelerinde arkeolojik kazı izni bulunan Kül Tigin Derneği'ne
bağlı kazı ekipleri, araştırmalarından birini, başkent Ulan
Bator'un 365 kilometre kuzeybatısında, Orhun Anıtları'nın bulunduğu
Orhun Vadisi'nde sürdürüyor.
Kazı çalışmaları, başkanlığını, ülkenin önemli bankalarından Anod
Bank'ın yönetim kurulu başkanı Davaa Myamaa'nın yürüttüğü Kül Tigin
Derneğince finanse ediliyor.
Moğolistan Milli Üniversitesi Arkeoloji-Antropoloji Bölümü'nden 30
kişinin katıldığı, aralarında ülkenin tanınmış arkeologlarından
Prof. Dr. Batsaikhan Zagd'ın da yer aldığı kazı ekibine, yine
tanınmış Moğol arkeolog Prof. Dr. Bor Cugder başkanlık ediyor.
Prof. Dr. Bor Cugder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhun
Irmağı yakınlarındaki Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarının
batısında, anıtlara yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bir kurganda
kazı çalışmalarını sürdürdükleri anlattı.
Ekibin, Arhangai vilayeti Haşat ilçesi sınırları içindeki Şevit
kurganında kazılara 18 Haziranda başladığını belirten Moğol bilim
adamı, kurganın iç içe iki bölümden oluştuğunu söyledi. Dış
duvarların bir kenarının uzunluğunun 36 metre, iç duvarların bir
kenarının uzunluğunun 24 metre olduğunu açıklayan Prof. Dr. Cugder,
''Şevit kurganı, şimdiye kadar dünyada bulunan en büyük kurgan''
dedi.
Kazı çalışmaları için hükümetten izinlerin alınmasının ardından
önce çevre çalışması yaptıklarını belirten Prof. Dr. Cugder,
arkasından jeofizik araştırmaları tamamladıklarını, bunların olumlu
sonuçlanması üzerine de haziran ayında kazı çalışmalarına
başladıklarını anlattı.
BİLGE KAĞAN HEYKELİ
Prof. Dr. Bor Cugder, Şevit kurganında süren çalışmalar sırasında
buldukları heykelin Bilge Kağan'a ait olduğunu öne sürdü.
Kazı çalışmaları sürerken, kurganın ana duvarlarının açılmasının
ardından önce heykelin ayak kısmını bulduklarını anlatan Moğol
bilim adamı, ilk aşamada, bulunan bu parçadan, heykelin kime ve
hangi döneme ait olduğu konusunda bir sonuca varamadıklarını dile
getirdi.
Kısa bir süre sonra heykelin diğer parçalarını bulan kazı ekibinin
başkanı Prof. Dr. Cugder, ''Diğer parçaları da birleştirince,
heykelin Bilge Kağan'ın heykeli olduğu sonucuna vardık'' dedi.
Prof. Dr. Cugder, bu sonuca nasıl vardıkları konusunda ise şöyle
konuştu:
''Öncelikle Orhun Vadisi, Göktürklerin anayurdu. Bulduğumuz heykel,
Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarına çok yakın mesafede. Kazı
yaptığımız Şevit kurganı ile anıtlar arasında sadece 2 kilometrelik
bir mesafe var.
Heykelde, Tabgaç işçiliği de görünüyor. Buradan, heykelin
yapımında, bir başka Türk soyu olan Tabgaçların da yardımının
olduğu ortaya çıkıyor.
Heykelin Bilge Kağan'a ait olduğu sonucuna varmamızın bir başka
sebebi de heykelde şapka olmamasıdır.''
Prof. Dr. Cugder, Bilge Kağan heykelinin bulunduğuna yönelik ilk
kez açıklama yaptıklarını da kaydetti.
Öte yandan, Moğol arkeoloji ekibinin bulduğu heykel 3 parça
halinde. Ayaklarının olduğu kısım halen kazı alanında bulunuyor.
Baş ve gövdesi ise kazı alanına yakın kampta muhafaza ediliyor.
Heykelin boyu ise yaklaşık 140 santimetre.
HUN, TÜRK VE MOĞOL İMPARATORLUKLARINI KURANLAR AYNI
KÖKTEN
Kazı çalışmalarını organize eden Kül Tigin Derneği Başkanı Davaa
Nyamaa ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''tarih
araştırıldığında Türk ve Moğolların birlikteliğinin, aynılığının
görüldüğünü'' söyledi.
''Hun, Türk ve Moğol imparatorluklarını kuranlar aynı kökten
geliyor'' diyen Nyamaa, gerek daha önce ortaya çıkarılan
buluntuların, gerekse yeni bulunan Bilge Kağan heykelinin, bu
durumu kesinleştirdiğini vurguladı.
''Moğolistan, kapalı bir mücevher kutusudur'' diyen Davaa Nyamaa,
bu kutunun açılmasında Moğolistan ve Türkiye'nin elbirliği içinde
olması gerektiğini, bunun da sadece tarihi ve kültürel alanlarda
değil, tüm alanlarda gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati
çekti.
BİLGE KAĞAN
Bilge Kağan, 683 yılında doğdu. Babası, Göktürk Devleti'ni yeniden
kuran İlteriş Kutlug Kağan, annesi İlbilge Hatun'dur.
8 yaşında babasını kaybeden Bilge Kağan, 24 yıl boyunca Göktürk
Kağanlığı yapan amcası Kapagan Kağan'ın elinde büyüdü. Amcası
öldüğünde yerine geçen oğlu İnal'ı devirerek 32 yaşında
Göktürklerin başına geçti.
Devletin yönetimine alan Bilge Kağan, önce iyi bir yönetim
oluşturmayı hedefledi. Bu amaçla ordunun başına, 31 yaşındaki
kardeşi Kül Tigin'i, vezirliğe de Tonyukuk'u getirdi.
Gerek milletini yerleşik hayata geçirme, gerekse Türkler arasında
Budizm'i yayma düşüncelerinden, Tonyukuk'un, ''yerleşik hayata
geçen Türklerin güçlü Çin'e karşı güçsüz kalacağı ve yenilerek
Çinlilere tutsak olacağı'', ''Budizmin de Türk insanındaki hükmetme
ve iktidar duygusunu zayıflatacağını, bu dinin ve tapınaklarının
ülkeye sokulması halinde Türk milletinin yaşamının sona ereceği''
uyarıları üzerine vazgeçer.
Kağanlığı döneminde Göktürk Devleti'nin sınırları Çin'in Şun-Tung
Ovası'ndan İç Asya'da Karaşar bölgesine, kuzeyde Bayırku sahasından
Ani Irmağı havalisi ve Batı Demir Kapı'ya ulaştı.
Önce veziri Tonyukuk'u, ardından da kardeşi Kül Tigin'i kaybeden
Bilge Kağan'ı, Çinlilerle iş birliği yapan bakanı Buyrak Cor
zehirledi. Yatağında hasta yatarken, kendisini zehirleten bakan ve
yardımcısını öldürten Bilge Kağan 25 Kasım 734'te öldü.
BİLGE KAĞAN ANITI
Orhun anıtlarından biri olan Bilge Kağan anıtı, ölümünden sonra 735
yılında oğlu Tenri Kağan tarafından dikildi. Diğer anıt olan Kül
Tigin anıtı ile aralarında bir kilometre mesafe bulunuyor.
Göktürk yazısı kullanılan anıtın yüksekliği 3.80 metredir. Doğu
yüzünde 41 satır, güney ve kuzey yüzlerinde 15'er satır yer
almaktadır. Batı yüzünde ise Çince bir yazı bulunmaktadır.
Anıttaki yazıların bazı bölümleri Kül Tigin anıtından
aktarılmıştır. Kül Tigin anıtından farklı olarak Kül Tigin'in
ölümünden sonraki olaylar da anlatılmaktadır. Yollug Tigin
tarafından yazılmıştır.
Anıttaki yazılarda, Bilge Kağan'ın, yönetimde olduğu süre içinde
yaptıkları, halkına öğütleri, savaşları, Türk kültürü ve toplum
hayatı yansıtılmaktadır.
BİLGE KAĞAN'IN HAZİNESİ 7 YIL ÖNCE BULUNMUŞTU
Moğol arkeologlarının heykelini bulduklarını öne sürdükleri Bilge
Kağan'ın hazineleri de Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı'nın (TİKA) sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, 2001 yılında
bulunmuştu.
Amerika'dan Japonya'ya dünyanın tüm arkeologlarının peşinden
koştuğu Bilge Kağan hazinesini bulmak için Amerikalılar uyduları da
devreye sokmuş ama bir sonuç alamamıştı.
TİKA'nın desteğiyle 1997 yılında başlatılan ''Moğolistan'daki Türk
Anıtları Projesi'' çalışmalarına katılan Türk arkeolog ve
tarihçiler, 2001 yılında, Bilge Kağan külliyesindeki sunak
civarında yaklaşık 4 bin 500 altın ve gümüş parçadan oluşan eserler
ortaya çıkarmıştı.
Eserler arasında Bilge Kağan'ın anka kuşu motifleriyle süslü tacı
da bulunuyor.
Tek parçasına bile değer biçilemeyen hazine ''dünya mirasları''
listesinde yer alıyor.