Orhan Pamukun dediği çıktı
Abone olOlli Rehn, Orhan Pamuk'un 'Kar' romanını bir kez daha okudu. Neden tekrar okudu ve hak verdiği şey neydi?
Nobel ödülü Orhan Pamuk'un "Kar" romanı siyasetçilerin
elinde.
Yazarın aşırı laikler ve müslüman demokrat çekişmesinin anlatıldığı
kitabı, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu
Üyesi Olli Rehn, bir kez daha okudu.
Rehn bugün Türkiye'de yaşananların Pamuk'un hikayesiyle örtüştüğünü
savundu. Rehn'e göre Türkiye'de seçkinci laik kesim ile muhafazakar
Anadolu girişimcisi arasında mücadele olduğunu ileri
sürdü.
Rehn, Oxford Üniversitesi'ndeki konuşmasında, Türkiye'nin çok
boyutlu yeni bir siyasi krizden geçtiğini iddia ederek, ülkenin
geleceğini belirlemek için farklı grupların mücadele içinde
olduğunu savundu. Rehn şunları söyledi:
AŞIRI LAİKLER VE MUHAFAZAKAR GİRİŞİMCİLER
''Çok belirgin bir bölünme var. Bir tarafta laikler var. Bunlar
liberal laik olmaktan daha çok aşırı laikler. Diğer tarafta
Müslüman demokratlar var. Bunlar reform geçirmiş eski İslamcılar.
Fakat din bu hikayenin sadece bir parçası. Büyük şehirlerin
siyasetteki ve iş dünyasındaki seçkinleriyle Anadolu'nun
muhafazakar girişimci orta sınıfı arasında sosyal ayrışma
var.''
PAMUK'UN "KAR" ROMANIN HAK VERDİ
Orhan Pamuk'un modern Türkiye'nin gerçeküstü
portresini çizen Kar romanını son günlerde tekrar okumaya
başladığını anlatan Rehn, romanda aşırı laiklerle Müslüman
demokratlar arasında yaşananların sadece afaki olmadığını öne sürdü
ve bugünkü Türkiye'nin gerçekçi analizine dayandığını düşünmeye
başladığını savundu.
PARTİ KAPATMA DAVALARI NORMAL DEĞİL
''Şu anda AK Parti aleyhine açılan kapatma davasıyla Türkiye yeni
bir siyasi tansiyon sürecinden geçiyor. AB'nin bu davaya tepkisi
reddetmek oldu. Çünkü AB demokrasilerinde siyasi partilerin
kapatılma davaları normal değildir. AB aday ülke olduğu için
Türkiye'de yaşananlara kayıtsız kalamaz. Şeytanı duvara
resmetmeyelim bunu yapmak zorunda değiliz. Ama Türkiye-AB katılım
sürecini olumsuz etkilememesi için elbette demokratik prensipler ve
hukukun üstünlüğünün Avrupa standartlarına uygun şekilde
uygulanmasını umuyoruz.''
DEMOKRATİK LAİKLİĞE İHTİYAÇ VAR
''Ben, Türkiye'nin güçlü sivil toplumunun daha iyi
bir diyalog çağrısında hayati bir rol oynayacağına inanıyorum.
Şimdi yargıyla ilgili ve demokratik reformları bütünüyle yeniden
başlatmak ve uzlaşma ruhu yaratmak çok önemli. Türk Ceza Kanunu'nun
301'inci maddesinin bu hafta içinde değiştirilmesi Türkiye'de
herkesin ifade özgürlüğünün garanti altına alınması için ileriye
atılmış memnuniyet verici bir adımdı. Fakat daha fazlası yapılmalı.
Türkiye tekrar yol ayrımında ve demokrasi, hukukun üstünlüğü ve
demokratik laiklik için bastıracak kendine güvenen sivil topluma
ihtiyacı var.''