Orhan Pamuk'un asıl amacı!
Abone olOrhan Pamuk'un "Türkler 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdü" sözleriyle asıl ulaşmak istediği amaç ortaya koyuldu.
Atatürk Üniversitesi (AÜ) Türk-Ermeni İlişkilerini Araştırma
Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, roman yazarı Orhan
Pamuk'un, "Türkler 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdü" şeklindeki
açıklamasıyla okunmayan kitaplarını sattırdığını ileri sürdü. Yrd.
Doç. Dr. Kürkçüoğlu, dünya kamuoyu önünde açıkça yalan söyleyen
Orhan Pamuk'un bilgi ve belgeye dayanmayan, tarihi gerçekleri
saptırarak yaptığı açıklamalarla Avrupa'daki Türk düşmanlarının
istek ve arzularını yerine getirdiğini ileri sürdü. Orhan Pamuk'un
bu hizmeti karşılığında okunmayan kitaplarının Avrupa'da en çok
satan kitaplar arasına girdiğini dile getiren Kürkçüoğlu, "Pamuk bu
açıklamasıyla yalan, yanlış bilgilerle Türkiye'yi uluslararası
arenada küçük düşürme gibi gaflet ve ihanetin içerisindedir" dedi.
2004 yılının Mayıs ayında Viyana'da toplanan Türk-Ermeni
Platformu'nun 2005'deki toplantısına Ermeniler katılamayacaklarını
bildirdiğini hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, "Çünkü
Ermeniler ve onların hamileri olan İngiltere, Amerika, Fransa ve
Almanya gibi ülkeler 1915 yılından beri sözde soykırım belgesi
sıkıntısı çekiyorlar. Viyana'daki Türk - Ermeni Platformu
Toplantısı'na, Türk heyetinin başkanı sıfatıyla katılan Türk Tarih
Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 'Biz, her türlü
kolaylığı, işbirliğini gösterdik. Tercüme istediler, verdik, her
dilde her türlü belgeyi sunduk. Ama bize Ermeniler hiçbir belge
sunmadılar' şeklinde bir açıklama yaptı. Böylelikle Ermeniler,
Viyana'daki tarihçilerin toplantısından kaçmak suretiyle bu tarihi
sorunun halledilmemesinin yegane sorumlusu olarak tarihteki
yerlerini almışlardır. 16 Mart 1920'de İtilaf Devletleri, Son
Osmanlı Mebusan Meclisi'ni basarak 118 mebus ve devlet adamını
Malta'ya sürgün etmişlerdir. İstanbul, İngiltere ve Fransa'nın
işgali altında olmasına rağmen, Osmanlı arşivleri de tamamen
İngiliz ve Fransız ilim adamlarının eline geçmesine rağmen, Osmanlı
hükümetini soykırım ile suçlayarak hukuki değerde hiçbir belge
bulamamışlardır. İngilizler, araştırmalarını ABD Senato Arşivi'nde
genişletmişlerdir. Senatonun 3 Temmuz 1921'de yayınladığı bir
rapor, 'Maalesef, Senato arşivindeki 33 bin belge arasında
soykırımı doğrulayacak hiçbir belge yoktur. Mevcutlar ise Ermeniler
tarafından ifade edilen fakat ikinci elden hiçbir hukuki değeri
olmayan belgelerdir' şeklinde tarihi belgelere dayanarak gerçekleri
ortaya koymuştur" diye konuştu. Yapılan araştırma ve belge
taramalarında Batılı devletlerin arşivlerinde, Başbakanlık
arşivlerinde başta Talat Paşa olmak üzere hiçbir Osmanlı devlet
adamının kendi eliyle imzaladığı Ermeniler'e yönelik soykırım
emreden belge ve bilgi olmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Erol
Kürkçüoğlu, daha sonra şunları söyledi: "Çünkü Türk tarihinde ve
kültür hayatımızda asla soykırım söz konusu değildir. 1915 - 1919
yılları arasında I. Dünya Savaşı içinde Rus Ordusu ile ittifak
yapan Taşnak, Hınçak ve Ramgavar Ermeni çeteleri Doğu ve Güney Doğu
Anadolu Bölgesi'nde; Alaca'da, Cinis'de, Ilıca'da, Erzurum
merkezde; Yanıkdere'de, Karskapı'da Ezirmikli Osman Ağa ve Mürsel
Paşa konaklarında, Erzurum'da; Yeşilyayla'da, Hasankale'de,
Tımar'da, Köprüköy'de, Horasan'da, Kars-Subatan ve Derecik'te,
Van-Zeve'de, Ağrı'da, Bitlis'te, Muş'ta, Diyarbakır'da, Iğdır-Oba
ve Hakmehmet'te, Nahçıvan'da, Zengezur'da ve Azerbaycan'da tam bir
'Türk Soykırımı' gerçekleştirmişler ve 519 bin Türk'ü
katletmişlerdir. Savaşla hiç ilgileri olmayan masum, savunmasız 519
bin Türk, Ermeni çeteleri tarafından sadece Türk ve Müslüman
oldukları için, Hazreti İsa'nın tavsiyelerine bile sırt çevrilerek
katledilmişlerdir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde Taşnak ve Hınçak
çetelerinin katlettiği 519 bin Müslüman Türk'e ait 185 toplu mezar
ve Türk katliamı ile ilgili Osmanlı Başbakanlık ve Askeri Tarih
arşivlerinde binlerce belge mevcuttur."