Orhan Pamuk kendini savundu
Abone olHürriyet’te, ‘Orhan Pamuk: Kimse Söylemiyor, Bari Ben Söyleyeyim’ başlığıyla çıkan haberin yapılış öyküsü bugünkü Okur temsilcisi bölümünde ayrıntılarıyla e
9 Şubat tarihli Hürriyet’te, ‘Orhan Pamuk: Kimse Söylemiyor,
Bari Ben Söyleyeyim’ başlığıyla bir haber yayımlandı. Haber, Orhan
Pamuk’un, İsviçre’de yayımlanan Tages Anzeiger Gazetesi’nin ‘Das
Magazin’ isimli kültür ilavesindeki röportajından bazı bölümleri
kapsıyordu. Hürriyet’in bu haberi, büyük gürültü kopardı ve sonraki
günlerde tüm basına konu oldu. Pamuk’un, röportajda söylediği
‘Türkiye’de 30 bin Kürt öldürülmüştür. Bir milyon da Ermeni’
sözleri ağır eleştirilere uğradı. Bu tartışmalar üzerine, 18 Şubat
tarihinde Orhan Pamuk bir açıklama yaparak, ‘İki kere çeviriden
geçen sözlerimin saldırgan edası benim değildir. Tahammülsüzlüğün
geçmişte ne büyük acılara yol açtığını ifade etmeye çalıştım’ dedi.
Orhan Pamuk’un, ‘Bu saldırgan eda benim değildir’ sözleri üzerine
Hürriyet’in yazı işlerinde, ‘Biz ilk haberi yansıtırken bir hata mı
yaptık?’ sorusu gündeme geldi. Ancak anlaşıldı ki, Orhan Pamuk’un
Hürriyet’te ilk haberi yayımlanırken, gazetecilik etiği ve
kuralları gereğince her şey yapılmıştı. İşte, yaptığım
araştırmalardan ortaya çıkan sonuç: HABERİN AŞAMALARI İsviçre
gazetesinin ekinde 6 Şubat’ta yayımlanan Orhan Pamuk röportajını,
önce Hürriyet’in Frankfurt muhabiri İsmail Erel fark etti. Erel, 7
Şubat’ta dergideki 4-5 sayfalık bu röportajdan çarpıcı bölümleri
bir haber haline dönüştürerek İstanbul’daki Dış Haberler Servisi’ne
geçti. Hürriyet Yazı İşleri, haberdeki bazı hassas ifadelerin
gerçekten Orhan Pamuk’a ait olup olmadığını araştırmak için, Doğan
Hızlan aracılığıyla ünlü yazara İstanbul’da telefonla ulaştı.
Haberin bir kopyası, Orhan Pamuk’a fakslandı. Pamuk, haberi okudu.
Sonra Hürriyet’i arayarak, çeviriden kaynaklanan bazı hataları
bizzat düzelttirdi. Örneğin, muhabir ilk haberinde Pamuk’un
milliyetçilere düşman olduğunu söylediğini yazmıştı, oysa Pamuk,
‘milliyetçilere düşman olmadığını, eleştirel olduğunu’ söyleyerek
çeviri yanlışlığından kaynaklanan bu hatalı ifadeyi düzelttirdi.
Muhabir, Pamuk’a atfen ‘Beni provoke etmeyi başardınız’ diye
yazmıştı, Pamuk bunu ‘Beni kışkırtmayı başardınız’ diye
düzeltmişti. Muhabir ‘ironi’ sözcüğünü kullanmış, Pamuk bunu ‘şaka’
olarak düzeltmişti. Pamuk, ‘Ben sadece, bizim Avrupa’ya
yaklaşmamızın ne kadar harika olduğunun anlaşılmamasına
şaşırıyorum. Bunun alternatifi diktatörlüktür. İster askeri olsun,
ister dini’ cümlesine de şu eklemeyi kendisi yaptırdı: ‘Ama
sevinecekleri yere bazıları hálá Kıbrıs’la uğraşıyor. Beni AB
ilgilendirmiyor. Ben AB’yi düşünce özgürlüğü, açık toplum ve
demokrasi için istiyorum.’ TEŞEKKÜR EDERİM Pamuk, haberdeki bazı
çeviri yanlışlarını da tek tek düzelttikten sonra, karşısındaki
Hürriyet editörüne aynen şunları söyledi: ‘Hürriyet eskiden, bu tür
sözlerimi gazeteye koyarken, benden görüş almazdı. Ancak ikinci
defadır görüyorum ki, önce benden görüş alıp sonra bunu
yapıyorsunuz. Bu nedenle Hürriyet’e özellikle teşekkür ederim.’
Editör de telefonu kapatırken Orhan Pamuk’a şöyle dedi: ‘Sayın
Pamuk, teşekkür ederiz, Hürriyet’in bir haberi sizin gibi ünlü bir
yazarın elinden geçtikten sonra yayımlanmış olacak.’ VE AÇIKLAMA Ve
geçen hafta Aktüel Dergisi, Orhan Pamuk’un İsviçre dergisindeki
röportajını eksiksiz olarak çevirerek yeniden yayımladı. Tartışma
konusu olan cümleler, bu röportajda da aynen yer aldı. Gördüğünüz
gibi, günlerce Türkiye’nin gündemine yerleşen bir haber, gazete
sayfalarına uzun uğraşlardan sonra yansımış ve gerekenler yapılmış.
Kaynak: www.medyatava.net