Orhan Pamuk davası düştü
Abone olAdalet Bakanlığı Orhan Pamuk’un Türklüğe hakaret davasıyla ilgili "izin yetkim yok" diye görüş bildirdi. Şişli Mahkemesi ise bu görüş üzerine davayı düşürdü...
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yazar Orhan Pamuk hakkında
''Türklüğü alenen aşağılamak'' suçundan açılan davayı düşürdü.
Adalet Bakanlığı'nın gönderdiği yazı üzerine, dava dosyasını
görüşen Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ''davanın düşürülmesi''
yönünde karar aldı. Yazar Orhan Pamuk hakkında ''Türklüğü alenen
aşağılamak'' suçundan açılan davayı düşüren Şişli 2. Asliye Ceza
Mahkemesi kararında, ''Açıkça açıkça soruşturma ve kovuşturma izni
verilmemiş olduğundan, izin şartının gerçekleşmemiş olması
sebebiyle davanın düşürülmesine karar vermek gerekmiştir'' denildi.
Adalet Bakanlığı'nın, yazar Orhan Pamuk'un İsviçre'de yayınlanan
bir dergide yer alan röportajdaki sözleri nedeniyle ''Türklüğü
alenen aşağılamak'' suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle
yargılandığı davayla ilgili ''takibat izni'' konusundaki yazısının
ulaştığı Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Aydın ve
Cumhuriyet Savcısı H. Hasan Bölükbaşı, sanığın gıyabında toplanarak
dava dosyasını ele aldı. Verilen kararda, 9 Şubat 2005 tarihinde
işlenen suça ilişkin 30 Haziran 2005 tarihinde Orhan Pamuk hakkında
''Türklüğü alenen aşağılamak'' suçundan cezalandırılması için kamu
davası açıldığı, celse arasında eylemin eski TCK'nın 159/1
maddesine uyabileceği lasılığına karşılık, kovuşturmanın hangi
yönden yapılacağına ilişkin dalet Bakanlığı'ndan izin alınması
gerektiği için yargılamanın urdurulduğu hatırlatıldı. Adalet
Bakanlığı'nın, 19 Ocak 2006 tarihli yazısında daha önce bu konuyla
ilgili karar verildiğini bildirdiği, bakanlığın gönderdiği her
kararda da yeni TCK uyarınca anılan suçtan dolayı takibat
yapılmasının izne tabi olmadığını ifade ettiği anlatılan kararda,
''Eski TCK'nın 160/2. maddesine uygun soruşturma ve kovuşturma
izninin verilmemiş olduğu anlaşılmıştır'' denildi. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu'nun da bu konuya ilişkin
''suçun unsurları oluşmadığından takipsizlik kararı'' verdiği
hatırlatılan kararda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin de ''suç
tarihinin yeni TCK'nın yürürlüğe girmesinden önce olması halinde
Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi olduğu, bu iznin verilmemesi
halinde davanın düşürülmesine ilişkin yerel mahkemenin kararının
doğru olduğuna dair'' hükmünün de mahkemenin kararını doğruladığı
kaydedildi. Kararda, şöyle denildi: ''Mahkememizce, suç tarihi
itibariyle ve izin müessesesinin şeklen bir usul kuralı olarak
gözükmesine rağmen, aslında maddi ceza hukuku içinde düzenlenmiş
bir müessese olduğu, maddi ceza hukuku ile sıkı sıkıya bağlı ve
cezayı doğrudan etkileyici bir nitelik taşıdığı, bu itibar ile
eylemin eski TCK 159/1. maddesine suç tarihi itibariyle uyması
nedeniyle izne tabi olduğu, ancak gerek soruşturma esnasında, gerek
kovuşturma esnasında yüksek bakanlıkça verilen yazıya atıfta
bulunan yazılarla, açıkça soruşturma ve kovuşturma izni verilmemiş
olduğundan, izin şartının gerçekleşmemiş olması sebebiyle davanın
düşürülmesine karar vermek gerekmiştir.'' Kararda, yeni TCK
uyarınca söz konusu suçtan dolayı takibat yapılmasının izne tabi
olmadığının belirtildiği ve her 2 yazıdan da soruşturma ve
kovuşturma için açık bir izin verilmediğinin mahkemece anlaşıldığı,
bu sebeple CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan
iznin Adalet Bakanlığı tarafından verilmemiş olduğu kabul edilerek
davanın düşürülmesine karar verildiği vurgulandı. İddia makamının
da davanın düşürülmesini özetle istediği vurgulanan kararda,
ihbarcılar ile avukatlarının davaya katılma taleplerinin reddine
karar verildiği de ifade edildi.