Orhan Atalay'dan o sözlere açıklama!
Abone olAK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, dershaneleri olmazsa olmaz haline getirmenin psikolojik bir şartlanmışlık olduğunu belirterek, "Bu anormal yapı düzeltilmezse, dershanelerin gittikçe okullara alternatif, okullara para bir yapıya dönüşürler" ded
Atalay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, dershaneler
ile ilgili sözlerinin, bugün bir gazetede çarpıtılarak
yayımlandığını söyledi.
Dershane ile ilgili görüşünü aktarırken, "dershanelerin mevcut eğitim sisteminin eksikliklerinden kaynaklı anormal bir sonuç olduğunu, bununla ilgili aksaklık ya da yanlışlıklar düzeltildikten sonra kendiliğinden zaten dershanelere ihtiyaç kalmayacağını" söylediğini belirten Atalay, "Bir veli, baba, eğitimci olarak çocuklarımızın 7/24 saat çalıştıklarını görüyoruz. Bu bir angaryadır, bunu hiç birimiz tasvip edemeyiz. Hiçbir iş kolunda insanlar 7/24 çalışmaz ama çocuklarımız 6 yaşından neredeyse 22 yaşına kadar angarya ile karşı karşıyalar" dedi.
Atalay, son 11 yılda eğitim sistemindeki aksaklıkları,
çarpıklıkları düzeltmek için ciddi bir çaba içerisinde olduklarını
kaydetti. Atalay, şöyle konuştu:
DERSHANEYE GİTMEDEN DE ÜNİVERSİTEYİ
KAZANABİLİRLER
"Dershane esas itibariyle psikolojik bir şartlanmışlıktan
ibarettir. Fen ve sosyal bilimler lisesindeki öğrencilerin büyük
bir kısmı dershaneye gidiyor. Bu çocuklar dershaneye gitmeden de
üniversiteyi kazanabilirler. Dershaneleri olmazsa olmaz haline
getirmek psikolojik bir şartlanmışlıktır. Bu anormal yapı
düzeltilmezse, dershanelerin gittikçe okullara alternatif, okullara
paralel bir yapıya dönüşürler. Bir devlet kendi resmi kurumlarının
paralellerinin ya da alternatiflerinin ortaya çıkmasına müsaade
etmez. Hükümetin esas itibariyle yapmaya çalıştığı budur. Bunu çok
abartmaya, yanlış yere çekmeye, birtakım farklı kesimler arasında
geriye dönük hesaplaşmak olarak yorumlamak doğru değildir. Hiçbir
devlet kendi kurumlarının paralel ve alternatif yapılarına müsaade
etmez.
ÖRNEK MAKSADINI AŞMIŞ OLABİLİR
Dershaneler bugün ne yazık ki adeta okullarımızın paralel ve
alternatifi haline geliyor; bir alternatif ötekisini zaten anlamsız
ve itibarsız kılıyor. Ben görüşlerimi yine savunuyorum. KPSS'den 95
almış bir öğretmenin yerine koyun kendinizi, siz okula gidiyorsunuz
ama öğrenci size itibar etmiyor, üniversite için mutlaka dershaneye
gidiyor. Bu da okulu da müfredatı da öğretmeni de işe yaramaz
konuma getiriyor. Bunu arkadaşlara anlatırken, 'hiçbir kurum kendi
paraleline izin vermez derken, farazi demişim; mesela siz
adliyenin, emniyetin, yasamanın ya da yargının alternatifini kabul
edebilir misiniz? Veremez. Eğitim de bir kurumdur. Resmi legal
yöntemlerle yapılan bu kurumun da alternatifi ve paraleli olamaz.
Bunun bir sürece ihtiyacı olduğunu da söyledim. Bu süreç zaten
ilgili paydaşlarla da müzakere ediliyor. Bunu bir restleşmenin
aracı haline getirmenin anlamı yok."
Atalay, "KCK ifadesini kullandınız mı?" sorusuna, "Örnek verirken, belki maksadını aşmış bir örnek olabilir ama örnekleme kabilinden bir sözdür. Bundan ötesi haşa değildir" yanıtını verdi.
"Eğitim kurumlarını terör örgütlerine benzetmek doğru mu?" sorusu üzerine ise Atalay, "Asla değil. Bu haber, cımbızlama yöntemiyle yapılan bir haberdir" dedi. "Dershanelerden özür dilemeyi düşünüyor musunuz?" sorusunu, "Yok" diye yanıtlayan Atalay, haberle ilgili tekzip ya da dava açma konusundaki yasal haklarını koruduğunu belirtti.
Atalay, "Ölçme ve değerlendirme sınav sistemini değiştirmedikçe dershaneler varlığını sürdürür, yasaklasanız da kapatsanız da sürdürür" dedi.
"Devlet hastaneleri var, özel hastaneler var. Özel hastaneleri onlara paralel olarak görüyor musunuz, kapatılmalı mı?" sorusu üzerine Atalay, "Hastaneler ile eğitimi mukayese etmek doğru olur mu bilmiyorum ama... Sizin devlet olarak göreviniz en iyi düzeyde sağlık hizmeti vermek. Bunu temin ettikten sonra vatandaş gider mi gitmez mi o vatandaşın bileceği bir şey. Bugün hastaneler ile ilgili böyle bir tartışma yok. Cumartesi günü duraklarda dershaneye giden çocukların yüzündeki ifadeleri fotoğraflayın bakalım" dedi.