Örgütlenmenin bedeli işten atılmak
Abone olTürk-İş tarafından hazırlanan raporda, 2003-2005 yılları arasında, Türk-İş'e bağlı sendikalara üye oldukları gerekçesiyle 15 bin 531 işçinin işten çıkarıldığı bildirildi.
Türk-İş, kendisine bağlı sendikaların örgütlenme nedeniyle
karşılaştıkları sorunlar ve işten atılmalar konusunda ''Türkiye'de
Sendikal Örgütlenmenin Bedeli: İşten Atılmak'' adlı bir rapor
hazırladı. Rapora göre, 2003-2005 yılları arasında, Türk-İş'e bağlı
sendikalara üye oldukları gerekçesiyle toplam 15 bin 531 işçi işten
atıldı. Bu yıllar arasında Tarım-İş'e üye olan 30, Türkiye
Maden-İş'e üye 65, Petrol-İş'e üye 762, Tekgıda-İş'e üye 127,
TEKSİF'e üye 728, Deri-İş'e üye 1360, Ağaç-İş'e üye 255,
Selüloz-İş'e üye 516, Basın-İş'e üye 37, Kristal-İş'e üye 984, Türk
Metal'e üye 115, Dok-Gemi-İş'e üye 20, Yol-İş'e üye 25, Koop-İş'e
üye 56, Tez-Koop-İş'e üye 287, TÜMTİS'e üye 267, Demiryol-İş'e üye
82, Liman-İş'e üye 134, Haber-İş'e üye 43, Sağlık-İş'e üye 122,
TOLEYİS'e üye 210, Belediye-İş'e üye 7 bin 551, Hava-İş'e üye olan
1755 işçi işten çıkarıldı. İSTİFAYA ZORLAMA Raporda, sendika
üyeliği nedeniyle işten atılmaların yanı sıra,örgütlenme sürecinde
yaygın olarak karşılaşılan bir diğer olumsuz uygulamanın da
''işçilerin işten atılmamaları karşılığında sendikadan istifaya
zorlanmaları'' olduğu kaydedildi. Raporda, aynı süreçte TEKSİF'den
1090, Selüloz-İş'ten 808, Basın-İş'den 187, Çimse-İş'ten 1722, Türk
Metal'den 100, Yol-İş'ten 70 olmak üzere, toplam 3 bin 977 işçinin
istifa ettiğine dikkat çekildi. DEĞERLENDİRME Raporda, Türkiye'de
örgütlenme ve toplu pazarlık hakları konusunda asal bir çerçeve
bulunsa bile, çoğu zaman bu hakların kağıt üzerinde kaldığı ifade
edildi. Yeni örgütlenme faaliyetlerinin büyük bir çoğunluğunun,
istifa veya işten çıkarmalarla sona erdirildiği, örgütlenmeye
öncülük eden işçilerin, aynı işkolunda tekrar iş bulamadığı ifade
edilen raporda, toplu iş sözleşmesi sırasındaki yetki sürecinin
uzunluğu ve işverenlerin yetki itirazlarının örgütlenmeyi
engellediği kaydedildi. İş Güvencesi Yasası'nın yürürlüğe
girmesinden sonra, sendikal örgütlenmenin artacağının düşünüldüğü,
ancak geçen süreçte örgütlenmede bir artış olmadığına işaret edilen
raporda, işten çıkarılan işçi sayısındaki artışın, örgütlenmeyi
duraksattığı belirtildi. Mevcut yasaların, örgütlenen işçileri
yeteri kadar korumadığı savunulan raporda, sendikal nedenlerle
işten çıkarmalarda, işe iade kararlarının tazminata çevrilmemesi
istendi. Örgütlenmeye ilişkin bir diğer zorluğun da idari yönden
yaşandığı ifade edilen raporda, toplu iş sözleşmesi sürecinde,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca yapılan işçi sayılarının
tespitinde, sigorta kayıtları yerine işverenden bilgi istenmesinin,
sendikaların şikayetine neden olduğu belirtildi. Raporda, esnek
çalışma sistemlerinin de örgütlenmeyi engellediğine işaret
edilerek, ''Örgütlenme, sendikal hakların ve çalışma barışının bir
gereği ve güvencesi olarak görülmelidir'' denildi.