Örgüt mü? Ne alaka canım! O zaman sıradaki gelsin...

Hrant'la katilleri arasında yaşanmış bir husumet varmışçasına, bal gibi örgüt suçu işleyenler, örgütlerinden uzaklaştırılıp birer "adi suçlu" hale getirildiler.

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Hrant Dink İstanbul'da, Yasin Hayal ve işbirlikçileri Trabzon'da. Yüzyüze gelmemişler hiç. Bunun önemi yok ki. İnternet var artık, sosyal medya var, şıp diye tanışmak zor değil artık!

Tanışıyorlardı zira!

Hrant onları, onlar da Hrant'ı tanıyordu!

                    ***

Bakın çok iyi tanıdğı katilleriyle ilgili ne yazmıştı:

" (...) Benim için asıl tehdit ve asıl dayanılmaz olan, kendi kendime yaşadığım psikolojik işkence. 
Bu işkencenin bir yanı merak, bir yanı tedirginlik. 
Bir yanı dikkat, bir yanı ürkeklik. 
Tıpkı bir güvercin gibiyim... 
Onun kadar sağıma soluma, önüme arkama göz takmış durumdayım. Başım onunki kadar hareketli...
Ve anında dönecek denli de süratli.  (...)
İnsanı güvercin ürkekliğine hapsetmenin nasıl bir bedel olduğunu bilir misiniz siz ey Bakanlar?.. Bilir misiniz?..
Siz, hiç mi güvercin izlemezsiniz?
Kolay bir süreç değil yaşadıklarım... Ve ailece yaşadıklarımız.
Ciddi ciddi, ülkeyi terk edip uzaklaşmayı düşündüğüm anlar dahi oldu. Özellikle de tehditler yakınlarıma bulaştığında... (...) "

                     ***

Dink Davası'ndan karar çıktı dün...

Erhan Tuncel serbest...

Yasin Hayal'in eli kulağında bugün yarın çıkacak.

Ogün Samast mı?

O çocuk annesi, ne işi var hapiste?

                    ***

Dink davasında örgüt yokmuş!

Ya ya...

Hrant'la katilleri arasında yaşanmış bir husumet varmışçasına, bal gibi örgüt suçu işleyenler, örgütlerinden uzaklaştırılıp birer "adi suçlu" hale getirildiler.

Hal böyle olunca...

Birer birer salıverildiler...

Salıverilecekler...

Peki...

Hrant, niye güvercin gibiydi sahi?

Ürkekliğinin sebebi neydi?

Kimden korkuyordu?

Kumar borcu mu vardı?

Kan davalı mıydı yoksa?

                     ***

Hrant, aldığı tehditler yakınlarına da bulaşınca, bir ara çekip gitmeyi düşünmüş Türkiye'den.

Vazgeçmiş sonra...

Kalacaktı ve direnecekti!

Direndi de...

Ta ki...

O şerefsizin tetiğe bastığı güne kadar.

Agos gazetesinin önünde yerde öylece yatan iri cüsseli, bir gazeteci. 

O direnemiyor artık.

Onu öldürenler, öldürtenler ise hala ayakta ve dimdik!

                  ***

Örgüt mü?

Ne alakası var canım!

O zaman sıradaki gelsin!