"Organize usulsüzlük" iddiasına Süleyman Soylu'dan yanıt
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Organize usulsüzlük" iddiasına ilişkin "Türkiye'deki seçim sistemi üzerinde bir tartışma yapmak abesle iştigaldir. Çünkü Türkiye'deki seçim sistemi bugün dünyadaki hiçbir yerde olmadığı kadar sağlamdır. Sistemde bir problem yok." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Veyis Ateş moderatörlüğünde
Habertürk TV'de yayınlanan, 'Habertürk Gündem' programına telefonla
bağlandı ve 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası İstanbul seçimlerine
ilişkin süren 'Organize usulsüzlük' iddialarına ilişkin
açıklamalarda bulundu.
Bakan Soylu'nun açıklamalarından satırbaşları:
"Tartışmayı önemsediğim için bağlanmak istedim. Takdir edersiniz ki; sadece kendi aranızda bir değerlendirme yapmıyorsunuz. Topluma karşı da bir değerlendirme yapıyorsunuz. Onun için bizim açımızdan çok kıymetli. Burada özellikle belki de tam de seçim kanunu ile ilgili bir donanım olmadığı için eksiklikler var ben bunları düzeltmek istiyorum.
Olayın bir kısmı da bizi yani İçişleri Bakanlığı'nı ilgilendirdiği için. Değişen kanunun çok açık. Kanun diyor ki; sandık kurulu başkanlarını ve sandıktaki bir görevliyi mülki idare amirinin verdiği listeden seçer. Mülki idare amiri de o ilçedeki tüm kamu görevlilerini seçim kuruluna vermekle sorumlu ve görevlidir. Bunu yapmaması hem adli hem de idari olarak bir sorumluluk yükler idare amirlerine.
"Teker teker bunu ifade ettik"
Bunu nereden biliyorum? Çünkü biz toplam 7 bölgede bütün
valilerimizle ve özellikle büyük illerde kaymakamlarımızla,
jandarma komutanlarımız ve emniyet müdürlerimizle seçim başlamadan
önce, ki her seçimden önce yapılır bu. Bölgesel toplantılar yaptık.
Teker teker bunu ifade ettik. Buradaki yorum size ait değildir. Siz
yapmanız gereken çok nettir. Bu, ilçenizdeki kamu görevlilerini
seçim kuruluna bildireceksiniz. Ve seçim kuruluna bildirirler.
"Aşçıyı eğer kaymakam vermişse, mülki idare amiri
vermişse seçim kurulu başkanı ne yapsın"
Deniz Bey'i dinledim, 4 üst üste söyledi. Hatta "aşçıyı eğer
kaymakam vermişse, mülki idare amiri vermişse seçim kurulu başkanı
ne yapsın" dedi? Böyle bir şeyi mülki idare amirinin hakkı yoktur.
Tanım nettir ve kamu görevlisidir. Örneğin belediye zabıtası görev
alamaz. O başka bir sebeple görev alamaz. Örneğin TSK'daki memur
yani görev alan sivil memurlar, sandıkta görev alamazlar. Yani o
kamu görevlisidir ama kanunlar orada görev almasını engellemiştir.
Bütün bunlar bizim seçim kanunumuzda yukardan aşağıya
yazar.
''Kanunsuzluk hali söz konusudur''
31 bin çarpı iki, yani 62'i aşkın sayının 19 bini sandık kurulu
başkanı ve üyesi olan kamu görevlisi eğer seçim kurulu hakimleri
tarafından görevlendirilmişse burada seçim kanunu tırnak içinde
söylüyorum, bir tam kanunsuzluk hali söz konusudur. Bu birincisi,
bu yorumu YSK yapar."
''Ben yıllardan beri, sandık kurulu başkanlığı
yaptım''
Veyis Ateş'in, "19 bin küsur kişi kamu görevlisi olmayan şekilde mi
atanmış ilçe seçim kurulu tarafından" sorusuna Bakan Soylu, "Evet,
ilçe seçim kurullarının inisiyatifiyle birlikte. Burada işlemde
nasıl yürür onu da anlatayım. Neden anlatayım. Ben yıllardan beri,
sandık kurulu başkanlığı yaptım. İlçe seçim kurulu üyeliği de
yaptım. Ben partinin ilçe seçim kurulundaki sorumluluğunu da
yaptım. Aynı zamanda seçim kurlunun nasıl çalıştığını, hakimlerin
nasıl karar verdiğini de iyi bilirim. İstanbul il başkanıydım.
1999'da bundan tam 20 yıl evvel.
''Bu kanun yeni çıktı''
O zaman İstanbul'da 32 ilçe vardı. 32 ilçede kongremi
yapabilmek için bir mahkeme kararı üzerinden; bir seçimde nasıl
karar çıkarılabileceği üzerinden onlara müracaatçı olan,
YSK'da da takip eden, aynı zamanda partilerin olağan ve olağanüstü
kongre süreçlerinde ilçe seçim kurulları ve aynı zamanda yüksek
seçim kurulları, bir itiraz halinde değerlendiren bir anlayışa
sahip. Yani başından beri biz bunun, ne kadar hakim olduğunu ne
kadar hakim olmadığını aslen bunları kimlerin yönetip kimlerin
yönetmediğini de, işin A'sından Z'sine kadar bugüne takip etmiş, ve
bugüne kadar da bu nokta içerisinde olmuş bir arkadaşınız olarak
söylüyorum. Bu kanun yeni çıktı. Bu kanun yeni çıktı. Bu kanunun
çıkmasının sebepleri de var. Bu da tartışılabilir, zaten bu
sebepler temel gerekçe gösterilerek kanun değişti. Şu olmaz; Deniz
Bey öyle söylüyor da, çok üzülerek söylüyorum. Yani 'İçişleri
Bakanlığı iktidara yakın sendikalar var. Bu sendikaların
adamlarından sandık kurulu başkanlarını valilere veya kaymakamlara
gönderecek. Buradan böyle bir sonuç üretecek.' O zaman seçimi
baştan bir kurgu olarak nitelendiren bir anlayışla karşı karşıya
kalırız ki bu yanlışlıktır.
''Abesle iştigaldir''
Türkiye'deki seçim sistemi üzerinde bir tartışma yapmak abesle
iştigaldir. Bunu da çok net söyleyeyim. Çünkü Türkiye'deki seçim
sistemi bugün dünyadaki hiçbir yerde olmadığı kadar sağlamdır.
Sistemde bir problem yok. Ama biraz önce Nedim Bey söyledi. Ama
eğer içeride, siz kapını anahtarını başka birisine vermişseniz,
ondan sonra bu kontrol edilemez noktaya gelir. Ondan sonra 'seçim
sistemi sıkıntılı!' hayır, seçim sistemi sıkıntılı değil. Bizim
seçim sistemimiz güvenli. Tüm partilere bütün sonuçların iletildiği
bir seçim sistemi şu anda Türkiye'de kurgulanmıştır ve bunu YSK,
hükümetin verdiği bir imkan çerçevesinde bu sağlanmıştır."