Organize işler devam ediyor

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Narin 21 Ağustos’ta kayboldu…

Diyarbakır'da kaybolan Narin Güran'ı kim öldürdü?

Türkiye'nin gündeminde bu cinayet yer almaya devam ediyor.

Narin'i abisi mi öldürdü, amcası mı, Salim mi?

Otomobilinde Narin’e ait DNA izleri bulunan amca Salim Güran olağan şüpheliydi.

Adli Tıp Kurumu'ndaki ilk belirlemelere göre Narin boğazı sıkılarak yani boğulmak suretiyle, öldürülmüş.

Boğazı sıkılarak ölen birinden gelen bir sıvı olduğu ifade ediliyor. Amcanın aracının ön koltuğunda ve arabanın direksiyonunda bu sıvıya rastlandı. Arabadan çıkan DNA'nın ağızdan çıkan sıvı olduğu anlaşıldı.

Bu sıvı araca nasıl bulaştı?

Amcanın elinden bulaşmış olabilir mi?

Amca Narin’i öldürmüş olabilir mi?

Melike Güran, Narin’in babasının amcası Hüseyin Güran’ın 15 yaşındaki kızı...

Narin kaybolduğu gün bu eve saat 14.00 civarında uğrayıp kendi yaşındaki kuzenlerini sormuştu.

Narin’in arandığı süreçte Melike Güran ise evlerine geldiği saati 17.40 olarak söylemiş,

Savcılıkta da neden yalan söylediği sorulduğunda “Salim Güran bizi böyle yönlendirdi” diye açıklamış.

Melike Güran’ın ifadesindeki önemli bir detayda; Narin’in cesedi bulunduğu gün teyze ile yenge ve kuzenler arasında çıkan kavgada.

İfadenin o bölüm şöyle: “Narin’in cesedinin bulunduğu gün Narin’in teyzesi Yasemin parmağını sallayarak annem Maşallah Güran’a ve ablam Birsen Güran’a ‘Siz sustuğunuz için bu olay böyle oldu’ diye bağırdı. Biz de kendisine hiçbir şey bilmediğimizi söyledik.” Melike Güran, teyzenin bu sözüyle neyi kastettiğine dair bir detay vermemiş.

Bu olayı

Abi Enes Güran da ifadesinde anlatıyor. Ancak Enes Güran kavgayı başlatan sözün teyzeden değil kuzen Melike’den geldiğini söylüyor.

“Teyzem ile Melike’nin tartıştığını gördüm. Maşallah Güran gelip kızları Melike ve Birsen’i alıp ortamdan uzaklaştırdı. Ben de teyzemi bizim eve götürdüm. O esnada bir kadın ‘erkekler sizin yüzünüzden birbirine girdi’ diye bağırdı, kim olduğunu görmedim.”

8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde yeni gözaltılar ve bulgularla soruşturma genişliyor. İtiraflar soruşturmaya yeni boyut katıyor.

Narin, amca Salim’in organizasyonuyla mı katledildi?

Amca cinayet yeri olarak ahırı neden seçmişti?

Bir cinayet bu kadar soğukkanlı ve plan yapılmaksızın gerçekleşemez.

Cinayetin ardından cesedin saklanması,

Delillerin yok edilmesi sürecinin başlaması,

Aile üyelerinin arama çalışmalarını yanlış taraflara yönlendirilmesi,

Yalan ve yanıltıcı ifadeler,

Köydeki elektrik kesintileri ve yangın çıkarılması,

Bu süreçte tüm ailenin iş birliği yapması,

Hatta çeşitli roller üstlenmesi normal değildir.

Narin Güran’ın hayatına son verenler hak ettikleri cezayı almalılar.

Cinayeti işleyen ve ortaklık edenlerde.

Bu cinayetin Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından işlendiği net.

21 Ağustos’tan bu yana yalan beyanlar yavaş yavaş yerini itiraflara bırakmaktadır.

Bu cinayette Güran ailesinin bir strateji dahilinde hareket ettiği gözleniyor.

Narin’in babası Arif başta olmak üzere Güran ailesi olayı itirafçı Nevzat Bahtiyar’a yıkarak ailelerini bu işin içinden sıyırmaya çalışıyor.

Eğer ki suçlu Nevzat çıkarsa;

Güran ailesi hem Salim Güran’ın etrafında kurulan aile içi gönül ilişkilerinden hem Narin’in öldürülmesinden kurtulmuş olacak. Böylece temize çıkmış olacaklar ellerindeki kana rağmen.

İSRAİL TÜM PAGER CİHAZLARA SIZDI

İsrail'in Lübnan'daki çağrı cihazlarına sızıp patlatması sonucu binlerce kişi yaralandı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, acil servislere gelen yüksek sayıda yaralılarla ilgilenmek için tüm sağlık çalışanlarına görev yaptıkları sağlık merkezine gitmeleri talimatı verdi ve vatandaşlardan kan bağışında bulunmaları çağrısı yaptı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı korkunç saldırıda 8 kişinin hayatını kaybettiğini, 200 kişinin ağır yaralı, 2800 kişinin de yaralı olduğu bilgisini açıkladı.

Lübnan'da Pager çağrı cihazlarının, sahiplerinin üzerindeyken sinyal vermesiyle sahipleri tarafından ellerine alındığı esnada infilak ettirildi.

Yaralanan çok sayıda kişinin Hizbullah mensubu olduğu kaydedildi.

Patlama; Hizbullah'ın attığı roketlerle ağır hasar gören kuzey sınırındaki kasabalardan tahliye edilen on binlerce İsraillinin geri dönüşünü de kapsayacak şekilde genişletme kararını onaylamasından birkaç saat sonra gerçekleşti.

İsrail iç güvenlik teşkilatı, Hizbullah'ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği bildirilen eski bir üst düzey İsrailli güvenlik yetkilisini öldürme girişimini engellediğini açıkladı. 

Şin Bet yaptığı açıklamada, "Kamera ve Lübnan'dan Hizbullah tarafından aktive edilmesini sağlayacak bir mekanizma ile donatılmış patlayıcı bir cihaz" bulduğunu söylerken cihazı Hizbullah ile ilişkilendiren bir kanıt sunmadı.

Lübnan Hizbullahı, ülke genelinde mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarının patlamasından İsrail'i sorumlu tutarak bu saldırıya karşılık vereceğini duyurdu. Lübnan Hizbullahı, yaptığı yazılı açıklamada, "yürüttükleri araştırma ve ellerindeki bilgilerin ışığında ülke genelinde sivilleri de hedef alan çağrı cihazlarının patladığı saldırıdan tamamıyla İsrail'i sorumlu tuttuğunu" kaydetti. Açıklamada, İsrail'in "bu günahkâr saldırı için ister beklesin ister beklemesin hakkı olan cezayı alacağı" belirtildi.

İran'ın Beyrut Büyükelçisi Mojtaba Amani de yaralandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, "ABD'nin bu işle bir ilgisinin olmadığını söyleyebilirim. ABD, bu olayla ilgili önceden bilgi sahibi de değildi. Şu anda olayla ilgili bilgi topluyoruz." açıklamasında bulundu.

Bu cihazların özellikle Hizbullah’ın üst düzey yöneticilerine verilmesi bilinçli bir plandır. Bu planda içeriden bilgi alınmadan gerçekleşemez. Bu sızma ne şekilde oldu?

Burada esas tehlike sadece 3000 bin cihazı kapsamıyor, tüm dünyada kullanılan teknoloji ağı ve iletişim cihazlarını da kapsıyor.

Dijital bombalar evimizde, arabamızda, iş yerimizde, her yerde…

IOT (nesnelerin interneti) olan her cihaz tehlikededir.

İnternete erişimi olan bütün cihazlar dışarıdan kontrole açıktır.

Hatta buzdolaplarında IP varsa ve sisteme bağlanabiliyorsa onlarda da yapılabilir.

Günümüz teknolojisinde artık bu çok zor bir şey değil.

Bir kez daha Türkiye’nin kendi telekomünikasyon altyapısını kurması gerektiğini görmüş olduk.

Baz istasyonlarımızın yabancı firmalarının kontrolünde olmaması gerektiğinide.