İrlanda, Filistin dostu bir ülke. 7 Ekim’den bu yana yaşanan
İsrail’in Gazze katliamına en sert tepki İrlanda’dan geldi. Tarih
boyunca Filistin’in haklı davasına olan ilgisi ve büyük desteği
İrlanda’yı diğer Avrupa Birliği ülkelerinden belirgin bir şekilde
ayırıyor.
Bu ayrıştırmanın temelinde; tarihsel benzerlik ve insan hakları
konusundaki duyarlılığı vardır. Sıradan bir vatandaş, politikacı,
siyasetçi, sanatçı olması fark etmeksizin ülkelerinin Filistin
halkının haklarını savunmasında daha etkin bir role sahip olmasını
istiyorlar.
İrlanda'nın İsrail algısı; ülkenin İngiliz karşıtı isyanıyla ve
Kuzey İrlanda'yı İngiliz kontrolüne bırakan, iç savaşla boğuşurken
önemli bir dönüşüm geçirmesidir. 1900’lu yılların başına kadar
varlıklarını birlikte sürdüren Kuzey İrlanda ve İrlanda
Cumhuriyeti, Birleşik Krallık’a bağlıydı.1919-1921 yılları arasında
yapılan İrlanda Bağımsızlık Savaşıyla Kuzey İrlanda ile İrlanda
Cumhuriyeti birbirinden ayrıldı.
İsrail'in Filistin topraklarını hukuka aykırı, insanlığa
aykırı şekilde ele geçirmesi, Gazze’yi haritadan silmesi ve
Filistin halkının buna karşı mücadelesi, İrlanda'nın Britanya
hükümetine karşı verdiği mücadeleyi hatırlatıyor. Bir anlamda
Filistin İrlanda’nın siyasi ikizi.
Adalet ve özgürlük özlemiyle birleşen iki ulus arasındaki bu
güçlü bağ, İrlanda, Filistin hakları konusundaki uluslararası
söylemini ve savunuculuğunu hâlâ şekillendirmeye devam ediyor.
İrlandalılar Filistin halkını gönülden destekliyor.
Süreç böyle devam ederken birdenbire şiddet ve kan oldu …
Peki sonra ne oldu?
İrlanda' sokaklarında bir Cezayirli çıkıp sokaktaki masum
insanlara saldırdı, üçü çocuk beş kişiyi bıçakladı.
Ardından Dublin'de herkes sokağa
döküldü.
Müslümanlara karşı büyük bir saldırı
başladı.
Göçmen büroları ve merkezleri ateşe
verildi.
Bu yaşananlar, ABD ve İsral'in ortak aklının düzenlediği bir
algı operasyonundan başka bir şey değildir.
Muhtemelen meydanlarda İsrail'i protesto eden İngiltere ve
Fransa özellikle Türkiye'de de benzer operasyonlara girişip,
halkı galeyana getirmek isteyeceklerdir. İngiltere’nin başkenti
Londra’da Cumartesi günü Filistin’e destek amaçlı dayanışma
yürüyüşü yapıldı. 300 binden fazla insanın karıldığı
belirtiliyor.
ABD ve İsrail’in niyeti; Filistin halkına destek verip
yanında duran ülkelerde iç karışıklık çıkarmak ve Filistin'in haklı
mücadelesini bir din savaşına dönüştürmek hatta Haçlı seferlerini
yeniden başlatmak.
SİYASİ HARİTA YENİDEN ÇİZİLECEK
Sakarya, İzmit, Adapazarı, Bursa, Balıkesir, Bingöl,
İstanbul, Ankara, Bolu, Bilecik… daha pek çok ilde İYİ
Parti ile ilgili seçmen ümitsiz.
Seçmenin söylediği ; İYİ Parti kaynayan
kazan.
Daha parti içi disiplini sağlayamayan, partisini
yönetemeyen bizi mi yönetecek diyor seçmen.
Seçmen İYİ Partiye güvenmedi, bu algıyı değiştirmek için İYİ
Parti gerekeni yapmadı.
Hatta parti içindeki istifalara dahi duyarsız kaldı. Gitmek
niyetiyle ayağa kalkanlara sorunun ne olduğunu sormak, durum
bilgisi almak, çözüm üretmek yerine kapıyı göstermek…
Ahat
Andican'dan Durmuş Yılmaz'a...
Aytun
Çıray'dan Faruk Köylüoğlu'na...
Aydın Sezgin'den Hasan
Subaşı'na...
Bahadır Erdem'den Adnan
Beker'e...
Yavuz Ağıralioğlu'ndan Nebi
Hatipoğlu'na kadar... Pek çok istifaya seyirci
kalındı.
Bir de ihraç edilenler var tabi.
Üstelik bu ihraç edilenler partinin kurucular kurulu üyeleri.
Ethem
Baykal'dan Sevinç Gümüş'e...
Tamer
Kayaalp'ten Musa Ertugan'a...
Günay
Kodaz'dan İsmet Koçak'a
kadar...
Öyle ki Av. Ethem Baykal açık açık yüksek sesle “Meral
Akşener’e
hakkımı helal etmiyorum” dedi. Buna da sessiz
kaldı İYİ Parti.
Ama büyük krize yenileri eklenmek üzere. Bu defa kriz
Meral Akşener ile Sakarya
Milletvekili Ümit Dikbayır arasında
çıktı.
Bu kan durdurulabilir mi ?
Akşener’in işi bu defa zor görülüyor.
Zaten kaybedilen bir seçim var ortada,
Mayıs ayından bu yana İYİ Partide kaybedilen bu seçim masaya
yatırılıp, kritik edildi mi?
Ağır yenilginin tüm faturası Akşener’e kesildi ama hırsızın hiç
mi suçu yoktu.
Yerel seçimler için bir yol haritası çıkarıldı
mı?
Teşkilatlar seçim çalışmasına ne kadar
hazırlıklı?
Umarsızca yol almanın elbet bedeli
olacaktır.
Oldu da
Kaos…
Karmaşa... Gerilim…Hakaret…İftira…
Sonuç ; yüksek hasar
Bu hasar için gerekli tedbirler alınmazsa depremi
yaşayacak İYİ Parti. Hem de yakın zaman da
31 Mart 2024'teki Yerel seçimde.
Böyle bir durum da siyasi harita yeniden çizilecek
demektir.