Ören'e göre değişim şart
Abone olDünya Ekonomik Forumu'nda bir sunum yapan İHA Genel Müdürü Mücahit Ören, medyanın özgürlüğüyle siyaset ve ekonominin yakından ilgisi bulunduğunu anlattı.
Ürdün'ün Ölü Deniz bölgesinde devam eden Dünya Ekonomik Forumu
Ortadoğu Bölge Toplantıları'nın "Medya Bölümü" oturumunda konuşan
İhlas Holding Genel Müdürü Ahmet Mücahid Ören, bölgede başlayan
değişim sürecinin ancak serbest medya ile hız kazanabileceğini
söyledi. Ahmet Mücahid Ören, değişim konusunda bölge içinde ve
dışında büyük beklentiler olduğunu hatırlatarak,"Özel medyanın
hareket alanı genişlerse, siyasi ve ekonomik reformların geniş
katılımla tartışılması mümkün olur. Demokratik değişim için bu
şart" dedi. Ürdün'de gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu'nun
Ortadoğu Zirvesi'nde, bağımsız habercilik ve medya üzerindeki
devlet kontrolünün ele alındığı oturumda konuşan Ahmet Mücahid
Ören, "Reform beklentileri çok yüksek. Başka ülkelerde yüzlerce
sene süren değişimin Ortadoğu'da çok kısa bir zaman zarfında
gerçekleştirilmesi bekleniyor" ifadesini kullandı. Konuşmasında,
"Değişim olmasın" diyene rastlamanın zor olduğunu; ancak değişimin
ne zaman ve nasıl yapılacağı konusunda görüş ayrılıkları
bulunduğunu hatırlatan Ahmet Mücahid Ören, "Bu da normal. Kurulu
siyasi ve ekonomik düzen, elbette değişimi kısıtlı tutmak ve
yavaşlatmak için gayret edecek. Buna şaşırmamak lazım. Değişimin
tesirli ve kalıcı olması için şeffaf, katılımcı ve demokratik
tartışma ortamı şart. İşte burada medyaya büyük rol düşüyor. Medya,
özlenen değişimin gerçekleşmesi için katalizör olabilir. Bunun için
de serbest medyanın güçlenmesini frenleyen etkenlerin ortadan
kaldırılmasına ihtiyaç var" dedi. "DEVLET KONTROLÜ ETKİSİNİ
YİTİRDİ" Bölgedeki bazı kapalı rejimlerin özel televizyonları
serbest bırakma konusunda izledikleri çekingen tutuma da değinen
Ahmet Mücahid Ören, medya üzerindeki devlet kontrolünün uydu
yayınları ve internetle birlikte etkisini yitirdiğini belirtti.
"Serbest bir TV piyasası gerçekten de protokol haberciliğine son
veriyor" diyen Ören, "Ama bu, devletin, kamuoyu belirlemede önemini
yitireceği anlamına gelmez. Tam tersine serbest bir medyadan iyi
yararlanmayı bilen devletler kendi mesajlarını topluma çok daha
etkili, kaliteli ve yaygın bir şekilde ulaştırabilirler. Dünyanın
en demokratik ülkelerinde devlet liderlerinin basın toplantılarında
önlerine dizilen mikrofon demetleri bunun en güzel göstergelerinden
biridir. Serbest medyadan çekinmeye gerek yok; ama ticari medya
vatandaşın bütün ihtiyaçlarını karşılamakta noksan kalabilir. İşte
devletlerin buna eğilmeleri, özel medya ile rekabet etmeyen,
serbest pazarın eksikliklerini gideren bir kamu yayıncılığı
anlayışını desteklemeleri gerekir" şeklinde konuştu. İhlas Holding
Genel Müdürü Ahmet Mücahid Ören, Ortadoğu'da medyanın
serbestleşmesi için ekonomik bağımsızlığın önemini vurguladı. Ören,
TV sektöründe toplam pazarın kısıtlı, oyuncu sayısının çok fazla
olduğuna dikkat çekerek, büyümeye dönük atılımların teknolojiye
dayalı olarak gelişmekte olduğunu ifade etti. TEKNOLOJİYE DAYALI
BÜYÜK DEĞİŞİM Televizyon sektörünün son 10 yılda tam anlamıyla
kabuk değiştiğinin altını çizen Ahmet Mücahid Ören, şunları
söyledi: "Bu değişim büyük ölçüde teknolojiye dayalı. Uydular
sayesinde görüntülü yayıncılık gerçek anlamda küresel bir nitelik
kazandı. Şimdi ise yepyeni bir çağa girdik. Televizyonun tedarik,
üretim ve dağıtım zinciri, seyircinin tercihlerine göre yeniden
belirleniyor. Uydu, kablo, karasal dijital, internet, mobil ortam
derken kanal sayılarında muazzam bir patlamadan söz ediyoruz.
İzleyicinin televizyondan beklentileri de artıyor. İzleyici kendine
özel yayınlar istiyor. Piyasadaki oyuncuların artması ve pazarın bu
şekilde parçalanması ilk bakışta olumsuz görünebilir; ama ben bu
değişimin olumlu, büyümeye yönelik etkisinin çok daha fazla
olacağına inanıyorum. Çünkü değişim, toplam pastayı büyütecek.
Neyin ne kadar ve nasıl tüketildiğini hassas bir şekilde
görebileceğiz, TV'nin reklam verene faydasını da yeni dönemde çok
daha iyi ölçebileceğiz. Reklamlarla ürün satışları arasında
doğrudan bağlantı kurmak kolaylaşacak. Reklam verene sağlanan fayda
belirginleşince ve artınca piyasaya daha fazla reklam veren girmesi
ve mevcutların da daha çok bütçe kullanması doğal olacak. Bazı
ülkelerde TV reklam harcamaları hala kişi başına 6-7 dolarlar gibi
bir seviyede. Bu rakamın kısa vadede 50-60 dolarları, uzun vadede
de gelişmiş ülkelerdeki 200-300 dolarlı seviyeleri yakalaması için
teknoloji güzel fırsatlar sunuyor." Bu arada, Ahmet Mücahid Ören'in
konuşma yaptığı toplantıya, Mısır'ın Orascom İletişim Şirketi'nin
sahibi Necib Saviris, CNBC Arabiya Televizyonu'ndan Lamis el
Hadidi, Bahreyn el Vasat Gazetesi Genel Yayın Müdürü Mansur el
Cemri ve Dünya Turizm Örgütü yetkilisi Geoffrey Lipman da
katıldı.