Ordumuzda hür generaller var

Bu millet bu yersiz müdahaleye boyun eğmez eğmiyor da.

Eyüphan Kaya eyuphank@internethaber.com

Bu millet 60 ihtilalini, 80 ihtilalini ve 28 Şubat postmodern darbesini yaşadı, bu aralıklarda devam eden yaşam da bir nevi militarist kimselerin gölgesinde yaşanmıştır.

Canlı tarihi yaşayanlar ve onların çocukları o vahim günleri hatırlayınca bu defa cesaretlerini topladı, o kara günlerin gelmemesi için hayatını ortaya koydu ve darbe girişimine “DUR” dedi. İnsanlarımız, canı pahasına bu zulme karşı sesini yükseltti, yükseltmeye devam ediyor.

Can gitti canlar gitti, 160’dan fazla insanımız meşru hükümetini, esarete düşürmek istedikleri devletini muhafaza etmeye, savunmaya çalıştığı için vuruldu, binlercesi de yaralandı, gazi durumuna düştü.Bu yiğitlerden birisi de Ergani’li bir vatandaşımızdı, ruhu, ruhları şad olsun.

Bu millet bu yersiz müdahaleye boyun eğmez eğmiyor da.

Bu konuda şuurlu ve itidalli hareket eden halkımıza da teşekkür ederiz. Umarım gelecekleri aydın olur.

İşin ilginç tarafı mümtaz asker olarak bilinen subaylar;kıdemliler kurmaylar olmasına rağmen haklın bu tepkiyi verebileceklerini tahmin edemediler.Bu kadar halkından kopuk olan kimselerden ne çıkar derseniz başkalarının piyonu olmak çıkar derim.

Askerin bir özelliği disiplinli olması, bir diğeri milli manevi değerlere bağlı olması, üçüncüsü de meşru hükümetin emrinde ülke savunmasına hazır kıtada olmasıdır.

Şükürler olsun ki ekserisi o duruma geldi geliyor. Ama eski devlet anlayışı nasıl ki ağababaları istedi diye darbe yapıyorlardı, bu gün de dışarıya bağımlı hareket edip bu ucuz şahsiyete sahip olan kimseler maalesef ordumuzda da var.

Devlet dine mesafeli olup, din duygusunu birilerinin insafına bırakınca birileri de o saf dini duyguları kullanarak, birkaç kuşaktan milyonlarca insanımızı cemaatine bağladı, uyuşuk bir kitle meydana getirdi. Bu gün de o kimseleri devletin farklı kurumlarında istediği tarzda kullandırıyor ve ilginçtir ki paralel devlet olarak nitelendirilebilecek kadar büyüdü, öyle ki darbeye kalkışacak kadar şımardı.

Neyse ki, ordunun içinde hür generaller vardı, aklıselim dairesinde işini yapan subaylarımız vardı. Bu hastalıklı ruha sahip soytarılarla aynı yola girmekten kendini alıkoyanları için onları tebrik ediyorum.

Devletin silahlı kanadı, meşru hükümetin emrinde olmalıdır. Yoksa kendisi meşruiyetini kaybeder. "Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam" diyen Üstad Bediüzzzaman bu hallere işaret etse gerek.

İzzetle yaşamaya yaşam denir, yoksa özgürlüğü kısıtlanmış bir kimsenin onuru zedelenir, ruhu örselenir, hayattan lezzet alamaz, böyle bir hale evet demektense ölümü tercih eden babayiğitler vardır.

Bundan takriben 15 yıl önceydi, paralelin oyununa gelen bir doktor yakınım askerlikten izne gelmişti, mevzu mevzuu açtı bana dedi ki “Eyüp abi ben teğmen olarak askerlikte kalsam ancak takkiye ederek yer yer namazımı kılmazsam dinen caiz olur mu? Amaç günün birinde gücümüzü kullanarak devleti kontrolümüzün altına almak, orduyu millileştirmek için tabi, bu soru karşısında “insanın ne zamana kadar yaşayacağı belli değil, bize düşen ibadetimizi yeri getirmektir, planları kuran ve gerçekleştiren Yüce Allah’tır” anlamında bir cevap vermiştim.

Meğerse binlerce kimse bu şekilde devlet kurumlarının içine girmiş üstelik Ordu da dahil.

İlginçtir bu halkın ruhunu tanımayacak kadar, kendi kilosunun hafifliğini bilemeyecek düzeyde bu örgüt yarı yolda kaldı ama ne yazık ki Türkiye’nin karizmasına birkaç ustura attı.

Yazıklar olsun bu millete, bu devlete bu sıkıntıyı verenler. Sağduyulu halkımızdan da Allah razı olsun. Zaman kenetleme zamanıdır. Darbeye hayır deyip ortak bir deklarasyona imza atan meclisteki dört partiye de müteşekkirim.

Siyasete bir uyarım var, ucuz politika yaparak, vakit öldürürseniz, birileri gelir sizi bombardıman edip, kendini kahraman ilan eder. Öyleyse kendinize gelin bu milletin ihtiyaçlarına cevap verin e mi?

Benden söylemesi.