Orduevinde genç kızla tuzak! Beni içeri al Albayım...
Abone olEmekli Korgeneral Mehmet Şanver, FETÖ'nün 2003 yılında orduevindeki odasına gece yarısı kadın gönderdiğini ama kendisinin bu tuzağa düşmediğini anlattı...
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında eski Hava
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve komuta kademesinden 9
havacı generalle birlikte kızının düğününden kaçırılan Emekli
Korgeneral Mehmet Şanver, anılarını “15 Temmuz Kartal Yuvasının
İstilası” isimli kitapta kaleme aldı. İnkilap Yayınevi’nden çıkan
358 sayfalık kitapta ilginç iddialara yer veriliyor. Şanver, bizzat
yaşadığı ve tanık olduğu olayları ilk kez gün yüzüne çıkartırken,
2003 yılında ordu evinde kendisine kurulmak istenen kadın tuzağını
da ilk kez anlattı...
ESKİŞEHİR ORDUEVİ 431 NOLU ODA: Şanver’in yazdıkları ise şöyle: “FETÖ’nün ilk somut ve hayâsız tuzağı ile 2003 yılı Ağustos ayında, albaylığımın son senesinde karşılaştım. Eskişehir’deki harekât başkanlığı görevine yeni atanmıştım. Orduevinde 431 numaralı odanın, hayatımın ve kariyerimin dönüm noktalarından birisinin yaşanacağı bir yer olacağını asla tahmin edemezdim.
HİÇ TANIMADIĞIM GENÇ BİR KADIN: Oda kapım çalındı. Hiç tanımadığım bir ziyaretçim vardı. Genç bir bayan çalmıştı kapımı. ‘İçeri girebilir miyim?’ deyince beynimden aşağı kaynar sular döküldü sanki. ‘Hayır giremezsiniz!’ diyerek kapının arkasına ayağımı sertçe yasladım. Kadın ısrarcı idi. ‘Lütfen bırakın gireyim, içerde konuşuruz’ diyordu.
EVLADIM HANIMEFENDİ ODASINI ŞAŞIRMIŞ: Sesimi biraz yükselterek, ‘Hanımefendi siz ne yapmak istiyorsunuz?’ şeklinde cevap verirken ses tonumun yüksekliği kat görevlisi askeri uyarmış olacak ki o da yanımıza geldi. ‘Komutanım neler oluyor?’ diye sorunca, ben askere: ‘Evladım, hanımefendi odasını şaşırmış, kendisini odasına götür’ diyerek bir an önce içerisinde bulunduğum rahatsız edici durumdan kurtulmak istedim. Fakat bayan ısrarcı idi ve bir türlü ayrılmak istemiyordu.
İNGİLİZCE TEKRARLADI: Asker anlamasın diye
İngilizce konuşmaya başladı. Israrla askeri göndermemi ve kendisini
içeri almamı istiyordu. İngilizce olarak ‘Sent him away and let me
in’ (Askeri uzaklaştır ve içeri girmeme izin ver.) cümlesini
defalarca tekrarlıyor ve inatla içeri girmek istiyordu. Askere
dönüp, ‘Yavrum bu kadını hemen buradan uzaklaştır, al götür
başımdan’ diyerek kapımı kapattım. Kurulan tuzağa düşmediğim ve
olayı ucuz atlattığım için Allah’a hep şükrederim.”