Ordu darbe yapabilir!
Abone olHarp Akademisi'ndeki konuşması ile gündeme gelen Prof. Dr. Celal Şengör, yine tartışılacak...
Harp Akademileri'nde ilk dersi vererek dikkatleri üzerine çeken
İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal
Şengör, kamuoyunun kendisini sadece jeolog olarak tanıdığını, ancak
aynı zamanda bilim tarihi ve felsefecisi olduğunu belirtti. Şengör,
"Ama benim bu özelliğimi bilmeyenler hakkımda yazıp duruyor,
araştırma gereği bile duymuyor. Askerler bunu bildikleri için benim
'Atatürk ve Eğitim' konusunda ders vermemi istedi" dedi.
Şengör, Türk Silahlı Kuvvetleri ile olan ilişkisinin, çocuk yaşta
dedesi Yanya göçmeni Mehmet Nuri'yle başladığını söyledi. Birinci
Dünya Savaşı'ndan sonra Almanlarla ortaklık için güvenilir bir
adama ihtiyaç duyulunca dedesi, Kazım Taşkent tarafından Atatürk'e
tavsiye edilmiş. Şengör, "Atatürk de dedemi hatırlayarak, 'Şu sarı
saçlı bir oğlan vardı o mu?' diye soruyor. Kredi açılıyor ve dedem
bir gecede zengin oluyor" diyor.
Batur Paşa engel oldu
Askerliğinin aile dostları merhum Muhsin Batur Paşa tarafından
engellendiğini belirten Şengör, "Muhsin Paşa, bir gün beni çağırdı,
'Seni Harp Okulu'na almam' dedi. Tabii alsa bile gözlerimden ötürü
beni kabul etmeyeceklerdi. Asker olamayınca ABD'ye okumaya gittim"
diye konuşuyor.
İşte Şengör'ün izlenimleri...
Üniversitede kıymetli bilim adamları var ama bir sınıf olarak ele
aldığın zaman üniversite üniversiteye benzemiyor. Ama bir sınıf
olarak ele aldığınız zaman askerler Türkiye'nin en entelektüel
kurumu. İlk büyük ressamlarımız, doktorlarımız askerdir.
Kimle konuşsak, 'Canım asker daha ne bekliyor?' diyor. Şimdi de
öyle. Bu askerin görevi mi? Halk olarak bir şey yapsak, ama kimse
yapmıyor. Asker konuşmalı mı, evet konuşmalı.
Ordu gayet tabii ki darbe yapabilir. Niye yapmasın? Ordunun görevi
memleketi korumaktır. Atatürk, 'İstanbul'da meşru bir hükümet var,
biz onun dediklerinden dışarı çıkamayız' deseydi, Kurtuluş
Savaşı'nı yapamazdık. Atatürk 'İstanbul'u tanımıyorum' dedi. Ne
oldu? Atatürk'ü vatan haini ilan ettiler, idama mahkûm ettiler,
rütbelerini söktüler. Atatürk üniformasını çıkardı. Sakarya
Savaşı'nı sivil olarak yönetti.
Türkiye'de darbeler politikacının yetişmesine engel oluyor
diyorlar. Hayır, böyle bir şey yok. Politikadaki süreklilik,
kalitesizliğin sürekliliği. Yeni adam gelemiyor politikaya.
Baykal'dan kurtulamıyor CHP.
Ortada irtica tehdidi var diyor komutan. Bunu görmemek için sağır
sultan olmak lazım. Herkes biliyor irtica tehdidi olduğunu ama
hazret çıkıyor, 'Ben öyle bir şey görmedim' diyor veyahut bir bakan
çıkıyor, 'Efendim bize gelen raporlarda irtica diye bir şey yok'
diyor. Kaçak Kuran kursu yakalanıyor, bunun altına irtica diye
yazmıyor ki.
Konuşmamın sonunda 'arz ederim' dedim. Çünkü saygı gerektiren
askeri bir kurumda konuşuyorum. Karşımda Genelkurmay Başkanı
oturuyor. Ya ne diyecektim, 'Buyur al mı?" diyecektim. Çünkü bu
adamlar, senin benim, onun rahatı, emniyeti için kendi yaşamını
vermeye yemin etmiş. Bu adama nasıl saygı duymazsın? Adam, 'Ben
senin için ölmeye hazırım' diyor.