Operasyonun kilit ismi Tunuslu berber
Abone olYeni Şafak gazetesi konsolosluk çalışanları ve ailelerinin neler yaşadığını, diplomatik temasların detaylarına ulaştı.
Türkiye aracılar üzerinden görüşürken, IŞİD kod adı
"Tunuslu berber" olan bir ismi Ankara'ya gönderdi. Tunuslu 20 Eylül
dahil 6 kurtarma girişiminde yer aldı.
IŞİD tarafından Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nun basılarak çalışanlar ve ailelerinin rehin alınmasıyla başlayan kriz, 101 gün sonra mutlu sonla bitti. 49 kişi, başarılı bir operasyonla kurtarıldı.
Bölgeyi çok iyi bilen isimlerden Yeni Şafak gazetesi muhabiri Çetiner Çetin, 101 günün hikayesini yazdı. Yazı dizisine çevrilen haberde operasyona ilişkin çarpıcı ayrıntılar yer aldı. İşte rehin olayı gerçekleşmesinin öncesinden başlayarak 101 günün hikayesi:
Haziran ayının ilk haftasında IŞİD saldırılarının giderek
tırmandığı Musul'da bölgenin tüm ileri gelenleriyle görüşme trafiği
başlatıldı. Türk Başkonsolosluğu, Musul Valisi ile yapılan son
görüşmede Vali Nuceyfi'nin kenti terk ettiğini ve Musul'un 2 km.
dışındaki Gobcelil'de olduğunu öğrendi.
10 Haziran günü, tüm güvenlik birimleri kentten valinin talimatı
ile ayrılmıştı. 32 bin asker ve 19 bin 550 polisin terk ettiği
kentte o saatlerden itibaren IŞİD kontrolü ele geçirdi.
ÇATIŞMA ORTAMINDA TAHLİYE GÜÇ OLABİLİRDİ
Vali ve kent konseyinde yer alan Musul'un kanaat önderleri kenti
bir bir terk ederken saat 20.30 itibari ile Musul Başkonsolosu
başkanlığında yerel personelin de katılımı ile tahliye planları
yapıldı. Ancak kentin en stratejik bölgesinde yer alan Konsolosluk
yerleşkesinin etrafında yoğunlaşan çatışmalar üzerine tahliye için
günün aydınlanması beklendi. Olayların yaşandığı saatlere dair
şaşırtıcı bir başka konu ise Konsolosluğun güvenliğini sağlayan
güvenlik birimlerinin hiçbir bilgi vermeden saat 18.37 itibari ile
görev yerlerini terk edip kaçmış. Öncü araçlar olmayınca tahliye
sorunu da başladı.
IŞİD, KONSOLOSUMUZUN KAÇTIĞINI DÜŞÜNMÜŞ!
Geceyi uykusuz geçiren Konsolosluk güvenlik timleri günün ağarması
ile birlikte hazırlıklarına başladı. Bu arada Başkonsolos ve diğer
personel irtibatta oldukları bazı isimlerle telefon trafiğine
başladı. Bazıları kenti terk etmiş, bazıları ise dışarısının
güvenli olmadığı, dışarı çıkamadıkları bilgisini vermişti.
Konsolosluk etrafında hareket eden IŞİD mensuplarının ise
Konsolosluğun terk edildiğini düşündükleri daha sonra kendileri
tarafından baskın esnasında söylendi.
35 DAKİKADA KONSOLOSLUĞUN ETRAFINI TAMAMEN
SARILDI
Başkonsolos Yılmaz, yorucu ve çatışmalı geçen gecenin ardından
yerel personele ulaşılması talimatı verdi. Artık tahliye için her
şey hazırdı. Ancak Konsolosluk duvarının öbür tarafında olan
bitenden haber almak mümkün değildi. Tahliye için gıda ve su
takviyesi yapılması için talimat verildi. Bu talimat üzerine
konsolosluk her zaman güvendikleri Türkmen güvenlik görevlisini
arayıp isteklerini sıraladı. Kahtan isimli güvenlik görevlisi
ihtiyaçları alıp Konsolosluğa giderken IŞİD'in dikkatini çekti ve
durduruldu. Yiyecekleri Konsolosluk çalışanlarına götüreceğini
söyleyince gözaltına alındı. Sorgusunda Konsolosluğun
boşaltılmadığını gıda ve yiyeceği Konsolosluğa götürdüğünü
söyleyince IŞİD havalimanı çevresindeki militanlarını uyardı ve
konsolosluğun etrafı 35 dakika içinde sarıldı.
GARAJ KAPISINDAN GİRDİLER
Konsolosluk kameralarında da bu durum gözlendi ve tahliye işlemleri
hızlandırıldı. Bir süre sonra Kahtan isimli güvenlik görevlisinin
önde olduğu araç ve arkasında IŞİD komutanlarının araçları göründü.
Kahtan'ın içeriye alınması için çaba sarf edilirken IŞİD
militanları da bir yandan Konsolosluk yerleşkesine Rezidans
bölümünün çaprazındaki ve ana garaj çıkış kapılarından giriş
yaptılar. Tahliye için tüm hazırlıklarını tamamlayan Konsolosluk
güvenlik güçleri bir anda neye uğradıklarını şaşırdı. Üç kadın ve
iki çocuğun da aralarında yer aldığı 46 personelimiz ve üç yerel
personel IŞİD tarafından rehin alındı.
10 HAZİRAN'DA ESARET BAŞLADI
Personel yerel saatle 10.20'de rehin alındı. Konsolosluk araçlarına
değil IŞİD'in getirdiği araçlara bindirildiler ve 'bilinmeze
yolculuk' başladı. 101 gün süren esaret hepsi için hayatlarının
geri kalan kesiminde hiç unutulmayacak bir sınavdı. 11 aylık Ela
bebekten en büyüğüne kadar 46 kahraman bu sınavı başarı ile
verdiler.
REHİNELERİN İLK ADRESİ: 17 TEMMUZ MAHALLESİ
Eşyalarını yanlarını almaları istenmedi ve kendilerine kısa
süreliğine misafir edilecekleri söylenerek yola çıktılar. İlk adres
Saddam Hüseyin yönetiminden buyana en tehlikeli ve Irak ordusunun
hiçbir zaman giremediği 17 Temmuz Mahallesi oldu.
Gittikleri ev iki katlıydı. Arapların deyimiyle aliler üst tabıkı
yani üst katı, erkekler ise alt katı kullanacaktı 200 metre karelik
bu evde 9 gün kaldılar. Kapı her açıldığında, 'Sizi misafir
ediyoruz sabredin' deniyordu. Yer yatakları ilk gün yetersizdi.
Erkekler her konuda önceliğin kadın ve çocuklara verilmesini
istemişti. Yer yatakları ise ancak ikinci gün tamamlanabildi.
YILMAZ TEK YETKİLİ KILINDI
Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve rehine grubunda yer alan erkekler ilk
toplantılarını 17 Temmuz mahallesindeki evde gerçekleştirdiler.
Durumun vahameti ve olası refleksler bu dar havasız odada
hissedilmişti. 46 Yürek tek kararla Başkonsolosun tek yetkili
olduğu ve Konsolosluk yerleşkesindeki tüm uygulamaların burada da
geçerli olacağı konusunda Yılmaz'a açık destek vererek kriz
yönetimindeki en önemli aşamayı başarmışlardı.
ANKARA İLE İLK GÖRÜŞME İKİNCİ GÜN
Krizin yaşandığı ilk saatlerde Ankara ile 46 kişilik personel
arasındaki ilk temas bir mesajla kuruldu. İkinci gün Yılmaz, Ankara
ile ilk ve direkt teması kurdu.
ARKA BAHÇE DİPLOMASİSİ
Konsolosluğun ilk döneminden bu yana Musul'da bulunan bir
personelin tarifiyle 17 Kasım mahallesindeyiz mesajı verildi. MİT,
Erbil üzerinden sürdürdükleri görüşme trafiğinde krizin ilk iki
gününde rehineleri almayı planlıyordu. IŞİD'in son anda 45 kişiyi
bırakıp Başkonsolosu tutma kararı üzerine süreç uzadı. Ankara
sürecin 10 günü aşması üzerine örgütün Suriye kanadı ile de
Musul'dakine benzer arka bahçe diplomasisi başlattı.
IŞİD ARACISI ANKARA'DA
Suriye kanadı ile başlatılan arka bahçe diplomasisinde CIA haberdar
edildi. Çünkü görüşmeler kimi zaman iletişim kanalları üzerinden
gerçekleştiriliyordu. Bu süreçte IŞİD 'Tunuslu berber' kod adlı bir
kişiyi Ankara'ya göndererek görüşme trafiğini başlatmıştı. Bu kişi,
101 gün içinde gerçekleştirilmek istenen beş kurtarma operasyonunda
aracılık etmiş, ancak altıncısında operasyon başarılabilmişti.
MİT MÜSTEŞARI FİDAN BÖLGEDE
Başkonsolos Yılmaz ile görüşmenin ardından istihbarat IŞİD ile
'arkabahçe görüşme trafiği' için harekete geçmişti. Önce yerel
kaynaklar harekete geçirildi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan Erbil'e
giderek bölgedeki Arap aşiret liderlerini ve bölgedeki kanaat
önderlerini çağırarak görüşmeler yaptı. Rehinlerin can güvenliği ve
iade edilmesi için 18 saat süren görüşmeler yapıldı. İlk somut adım
da o saatlerde geldi: Üç Sünni Arap aşireti ve bir kanaat önderi
IŞİD'in yeni atanmış valisi ile görüşüp rehinlerin durumunu
öğrenmiş, ardından Fidan'a direkt iletmişlerdi. Aracılar,
rehinelerin sağlık durumlarını görüntüleyen 45 kare fotoğrafı da
bir gün sonra Türk yetkililere teslim etmişti. MİT bu girişimi ile
kısa vadede zaman kazanmış, bir yandan da IŞİD ile görüşme
trafiğini arkabahçe diplomasisi ile başlatmıştı. Aracıların
görüşmesinin en önemli paydası ise rehinlerin can güvenliğinin
garantiye alınması olmuştu.
İŞTE ALINAN O KARARLAR
Esaret altındaki her saat raporlanacak
Ailelerle telefon görüşmesi konusunda tek yetki Yılmaz'a
verildi
IŞİD ile görüşmede tam yetki ve talepler Yılmaz üzerinden
verilecek
Esaret kuralları geçerliydi
Konsolosluktaki görev dağılımı aynen devam edecek
Esaret altına her koşulda aileler ve çocuklar her konuda öncelikli
tutulacak
IŞİD ile kişisel görüşme ve taleplerde bulunulmayacak
Kalınan evdeki koşulların düzenlenmesinde karar sahibi Yılmaz
olacak
İçlerinden her hangi biri alınmak istenirse direnç gösterilecek
Baskılar ve işkenceler olsa dahi ülkemizin şerefini onuru ayaklar
altına alınmasına müsaade edilemeyecek
Aileleri endişelendirmemek için rehinlerin durumunu Yılmaz
Ankara'ya rapor edecek, aileleri bakanlık bilgilendirecek
Kadınlar ve çocuklar bulunulan mekanda en son ulaşılacak noktada
olacak
Esaret de olsa kapıda sıra ile herkes iki saat nöbet tutacak. Ve
kapı açıldığında nöbette olan kişi Başkonsolosu çağıracak görüşme
trafiği de bu işleyişle sürdürülecek