'Önüne gelen oyuncu, yönetmen oluyor'
Abone olMehmet Tekkanat, ‘‘Özellikle Mersin’de sahneye bir defa çıkan kendini oyuncu veya yönetmen sanıyor. Aslında bu iş o kadar kolay değil" diyor.
İNTERNETHABER- ÖZEL
RÖPORTAJ
MEHMET KOÇAK / MERSİN
Yönettiği oyunların yanı sıra oynadığı tiyatro
oyunlarıyla büyük beğeni toplayan, Mersin Büyükşehir Belediyesi
Şehir tiyatrosu oyuncusu ve Altan Erkekli Tiyatro sahnesi genel
sanat yönetmeni Mehmet Tekkanat, Mersin’de yapılan sanat, oyunculuk
eğitimi ve kurumların yerel tiyatrolara verdiği önemi"
İNTERNETHABER’e değerlendirdi.
SENDEN OYUNCU OLMAZ GİT SİMİT SAT DAHA
İYİ
- Öncelikle kendinizden biraz bahsedebilir
misiniz?
- Geçmişe dönük bahsedecek olursak eğer, doğu kökenli, 9 çocuklu
bir ailenin 7.ferdiyim. Aile içinde ilkokuldan sonra tek okuyan
kişiyim. Tiyatroyla lise yıllarımda tanıştım. O zamanlar içine
kapanık, konuşmasını bilmeyen ve kendini asla ifade edemeyen
biriydim. Bu nedenle senden oyuncu olmaz, git simit sat daha iyi
diyerek, beni sahneye çıkarmadılar. Ama benim içimde fırtınalar
kopuyordu. Çok çalışarak ve mücadele ederek, küçükte olsa bir rolle
sahneye adım attım ve bir daha da o sahneden inmedim. Şu anda,
Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu kurucu kadrosunda yer
almaktayım ve aynı zamanda kurucusu olduğum ilk özel Yenişehir
Tiyatrosu Altan Erkekli Sahnesi’nin genel sanat yönetmenliğini
yapmaktayım.
YÜZLERCE ÇOCUK VE GENÇ
YETİŞTİ
- Mersin’de ilk özel tiyatro salonu kurmuşsunuz. Bu
nereden aklınıza geldi?
- Mersin’de eksik olan en önemli şey, gençlere gerçek anlamda
eğitim verebilecek bir kurumun ve eğitmenlerin olmamasıydı. Bende
bu nedenle, 2004 yılında Mersin’in ilk özel tiyatro salonu olan ve
usta tiyatrocu Altan Erkekli’nin adını taşıyan, Yenişehir tiyatrosu
Altan Erkekli Sahnesi’ni kurdum ve halen devam etmekteyim. Şehir
Tiyatrosu ve Altan Erkekli Sahnesi’nde verdiğimiz tiyatro
eğitiminden yüzlerce çocuk ve genç yetişti. Bunlardan 60 kadarı
konservatuar kazandı.
TİYATRO UCUZ İNSANLARIN
ELİNDE
- Peki, Mersin’de sizden başka tiyatro eğitimi veren
kurumlar var mı?
- Mersin’de birçok tiyatro eğitimi veren yer elbette var. Ama
gerçek anlamda eğitim veren çok az. Çünkü Mersin’de tiyatroya
yalnızca ticari açıdan bakılmakta. Ama olan gençlere oluyor. Hemen
hepsi ya tiyatrodan soğuyor, ya da onların kötü bir kopyası olarak
tiyatroyu kirletiyorlar. Mersin’de diğer şehirlerde de olduğu gibi
tiyatro Maalesef ucuz insanların elinde kaldı ve hala da öyle devam
ediyor. Sahneye bir biçimde çıkan herkes oyuncu, sonra da
yönetmendir. Bunlar gençlerin hayallerini kötü bir şekilde, kendi
çıkarları için kullanan insanlardır. Yıllarca bu türlerle mücadele
ettim, var ve ayakta olduğum sürece de mücadeleye devam
edeceğim.
TİYATRO SAHNEDE
ÖĞRENİLİR
- Oyuncu olmak için eğitim şart mı?
- Tiyatro için eğitim olmazsa olmazdır. Ben alaylıyım, ama
gençlerin akademik eğitim almaları için elimden gelen her şeyi
yapıyorum. Ama asıl olan şudur, tiyatro usta-çırak ilişkisiyle ve
sahnede öğrenilir. Ben eğitimimi Zeki Göker, Cevat Çapan, Yavuzer
Çetinkaya ve Zafer Diper gibi ustaların yanında çalışarak
aldım.
YEREL TİYATROLARA ÖNEM
VERİLMİYOR
- Devlet özel tiyatrolara ödenek veriyor. Siz bu ödenekten
yararlanıyor musunuz?
-Devletten her hangi bir ödenek için talepte bulunmadım. Ama şunu
belirtmeliyim ki Mersin’de özel bir tiyatro kurmak kelimenin tam
anlamıyla kahramanlık yapmaktır. Hiçbir yerden destekte alamadan
kendi yağımızla kavrulmaya ve bu imkânsızlıklar içerisinde
elimizden geldiğince güzel şeyler çıkarmaya çalışıyoruz. Özellikle
Mersin’de yerel kurumlar ne de belediyeler yardımda bulunmuyorlar.
Mersin dışından gelen ünlülere yardımda bulunulmakta destek
olunmaktadır fakat biz elimizle kuş tutsakta sıradan insanlarız ama
biz bunlara aldırış etmeden kendi bildiğimiz doğruyu yapıyoruz.
ÇABA VE EMEK VERİLMELİ
- Son olarak oyuncu olmak isteyenlere neler söylemek
istersiniz?
-Tiyatro bir yaşam biçimidir. Bu işi hakkıyla yapmak isteyen
gençler; büyük bir çaba harcamalı, emek vermeli ve en önemlisi
doğru yerde, doğru insanlarla ve doğru zamanda olmalıdırlar. Bu işe
öncelikle para-şöhret için değil, insan olabilmek için
başlamalıdırlar.’’