Onuk'u aramızdan ayıran hastalık
Abone olDün basın dünyası çok sevdiği bir ismi, Kenan Onuk'u kaybetti. Onuk, uzun süredir Kolon kanseriyle mücadele ediyordu. Onuk'u bizden alan hastalık oldukça yaygın..
Tüm yönleriyle kolon kanseri
Kolon kanseri en çok görülen kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Belirti vermeyen ve yavaş ilerleyen hastalık özellikle 50 yaş ve üzerindekileri tehdit ediyor.
Kalın bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri 50 yaşından sonra görülen kanserler içinde sıklık derecesi açısından önemli bir yer tutuyor. İstatistikler bir milyon nüfuslu bir toplumda yılda ortalama 500 kanser vakasının görüldüğünü ortaya koyuyor. Düzenli sağlık taramaların yapıldığı toplumlarda ise kolon kanserlerinde ciddi bir oranda bir azalma söz konusu. Bu da erken tanının önemini bir kez daha gösteriyor.
Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Gastroenteroloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Nurdan Tözün “50 yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar, birinci derece akrabalarında kolon kanseri görülenler, kendisinde ve ailesinde meme, yumurtalık kanseri olanlar, kalın bağırsağında polip bulunanlar yüksek risk taşımaktadır.” diyor.
BELİRTİLER
Kalın bağırsak kanseri bağırsak poliplerinin büyümeleri ve kanser içeren dokuya dönüşmeleri ile oluşuyor. Kolay belirti vermeyen ve yavaş büyüyen bir kanser türü olan kolon kanserinin geç ortaya çıkan belirtilerini şöyle sıralamak mümkün:
Kabızlık
İshal
Barsak alışkanlığının değişmesi
Karın Ağrısı
Dışkıda kan
Ağrılı dışkılama
Yeterince boşalamama hissi
Sebebi bilinmeyen ani kilo kaybı
Demir eksikliği anemisi: Özellikle sağ kolon kanserleri gizli kanama ve anemiye yol açıyor.
Prof. Dr. Nurdan Tözün belirtiler ortaya çıktığında, kanseri oldukça ilerlemiş sayıldığı için özellikle risk grubundaki kişilere düzenli kontrollerini aksatmama konusunda uyarılarda bulunuyor.
TANI YÖNTEMLERİ
Yapılan araştırmalar, bugün kolon kanserinin taranabilir ve önlenebilir bir kanser olduğunu ortaya koyuyor. Erken tanıyla hastalığa bağlı ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltıyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün kolon kanserinde kullanılan tanı metotları hakkında şu bilgileri veriyor:
Dışkıda kan testi: Dışkı laboratuvardan alınan özel bir kağıda konarak ve laboratuvarda inceleniyor. Bu testle dışkıda görülmeyecek kadar az miktardaki kanamanın özel bazı testlerle saptanması amaçlanıyor.
Sigmoidoskopi: Bu incelemede doktor, video görüntüleme cihazına bağlanmış olan bir tüple kalın bağırsağın alt kısmını inceliyor.
Kolonoskopi: Kalın bağırsağın tümünün incelenmesini içeren bir yöntem. Kolonoskopinin de mammografi gibi tarama amaçlı olarak yaptırılması öneriliyor. Doktorlar 50 yaşın üstündeki kişilerin risk durumuna göre 2-5 yılda bir kolonoskopi yaptırması görüşünde birleşiyorlar. Polip saptandığında işlem sırasında çıkarılıyor ve incelenmek üzere patolojiye gönderiliyor.Bir kez polip alınan kişinin daha sonra kolonoskopi ile izlenmesi gerekiyor.
Sanal Kolonoskopi: Tomografi cihazından elde edilen bilgilerin, özel bilgisayarlarla endoskopik görüntülere dönüştürülmesi şeklinde tanımlanan sanal kolonoskopide barsağın tümü görüntülenebiliyor. Sanal kolonoskopi bir cm den daha büyük poliplerin tanısını kolonoskopi ile benzer doğrulukla yapabiliyor. Ancak kalın barsak iç yüzeyinin hastalıklarının tanısı, poliplerin çıkarılması ve parça alınması için standart kolonoskopi yine de gerekebiliyor.
Biyopsi: Bağırsaktan bir parça alınarak mikroskop altında inceleniyor.
TEDAVİ
Ameliyat, kolon kanserinin başlıca tedavisini oluşturuyor ve en çok kullanılan metotların başında geliyor. Ameliyatla tüm kanserli dokunun temizlenmesi hedefleniyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün operasyonda, görünen tümör dokusunun çıkarıldığı durumlarda bile tümörün barsak katmanlarına ve lenf bezlerine yayılımına göre bazı hastaların kemoterapi ve radyoterapiye ihtiyacı olabileceğini belirterek şunları söylüyor: “Kemoterapi ve radyoterapi ile gözden kaçabilecek kanser hücrelerinin de yok edilmesi hedefleniyor.”
KOLON KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?
Sigara kolon kanseri riskini arttıran etmenlerin başında geliyor. Bu açıdan riski azaltmak adına sigara içmemek gerekiyor. Sigara dışında kolon kanseri riskini azaltan faktörleri Prof. Dr. Nurdan Tözün şöyle açıklıyor: “Günde 1500 mg. kalsiyum alımı, günlük yapılan rutin egzersizler , yağlı gıdalardan kaçınma ve sağlıklı kiloda olmak da bu riski azaltan etkenlerdendir. Yapılan araştırmalar yakın gelecekte selenyum ve diğer oksidanların kolon kanserini önleyeceğine işaret ediyor.”
Kaynak: www.acibadem.com.tr
Kolon kanseri en çok görülen kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Belirti vermeyen ve yavaş ilerleyen hastalık özellikle 50 yaş ve üzerindekileri tehdit ediyor.
Kalın bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri 50 yaşından sonra görülen kanserler içinde sıklık derecesi açısından önemli bir yer tutuyor. İstatistikler bir milyon nüfuslu bir toplumda yılda ortalama 500 kanser vakasının görüldüğünü ortaya koyuyor. Düzenli sağlık taramaların yapıldığı toplumlarda ise kolon kanserlerinde ciddi bir oranda bir azalma söz konusu. Bu da erken tanının önemini bir kez daha gösteriyor.
Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Gastroenteroloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Nurdan Tözün “50 yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar, birinci derece akrabalarında kolon kanseri görülenler, kendisinde ve ailesinde meme, yumurtalık kanseri olanlar, kalın bağırsağında polip bulunanlar yüksek risk taşımaktadır.” diyor.
BELİRTİLER
Kalın bağırsak kanseri bağırsak poliplerinin büyümeleri ve kanser içeren dokuya dönüşmeleri ile oluşuyor. Kolay belirti vermeyen ve yavaş büyüyen bir kanser türü olan kolon kanserinin geç ortaya çıkan belirtilerini şöyle sıralamak mümkün:
Kabızlık
İshal
Barsak alışkanlığının değişmesi
Karın Ağrısı
Dışkıda kan
Ağrılı dışkılama
Yeterince boşalamama hissi
Sebebi bilinmeyen ani kilo kaybı
Demir eksikliği anemisi: Özellikle sağ kolon kanserleri gizli kanama ve anemiye yol açıyor.
Prof. Dr. Nurdan Tözün belirtiler ortaya çıktığında, kanseri oldukça ilerlemiş sayıldığı için özellikle risk grubundaki kişilere düzenli kontrollerini aksatmama konusunda uyarılarda bulunuyor.
TANI YÖNTEMLERİ
Yapılan araştırmalar, bugün kolon kanserinin taranabilir ve önlenebilir bir kanser olduğunu ortaya koyuyor. Erken tanıyla hastalığa bağlı ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltıyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün kolon kanserinde kullanılan tanı metotları hakkında şu bilgileri veriyor:
Dışkıda kan testi: Dışkı laboratuvardan alınan özel bir kağıda konarak ve laboratuvarda inceleniyor. Bu testle dışkıda görülmeyecek kadar az miktardaki kanamanın özel bazı testlerle saptanması amaçlanıyor.
Sigmoidoskopi: Bu incelemede doktor, video görüntüleme cihazına bağlanmış olan bir tüple kalın bağırsağın alt kısmını inceliyor.
Kolonoskopi: Kalın bağırsağın tümünün incelenmesini içeren bir yöntem. Kolonoskopinin de mammografi gibi tarama amaçlı olarak yaptırılması öneriliyor. Doktorlar 50 yaşın üstündeki kişilerin risk durumuna göre 2-5 yılda bir kolonoskopi yaptırması görüşünde birleşiyorlar. Polip saptandığında işlem sırasında çıkarılıyor ve incelenmek üzere patolojiye gönderiliyor.Bir kez polip alınan kişinin daha sonra kolonoskopi ile izlenmesi gerekiyor.
Sanal Kolonoskopi: Tomografi cihazından elde edilen bilgilerin, özel bilgisayarlarla endoskopik görüntülere dönüştürülmesi şeklinde tanımlanan sanal kolonoskopide barsağın tümü görüntülenebiliyor. Sanal kolonoskopi bir cm den daha büyük poliplerin tanısını kolonoskopi ile benzer doğrulukla yapabiliyor. Ancak kalın barsak iç yüzeyinin hastalıklarının tanısı, poliplerin çıkarılması ve parça alınması için standart kolonoskopi yine de gerekebiliyor.
Biyopsi: Bağırsaktan bir parça alınarak mikroskop altında inceleniyor.
TEDAVİ
Ameliyat, kolon kanserinin başlıca tedavisini oluşturuyor ve en çok kullanılan metotların başında geliyor. Ameliyatla tüm kanserli dokunun temizlenmesi hedefleniyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün operasyonda, görünen tümör dokusunun çıkarıldığı durumlarda bile tümörün barsak katmanlarına ve lenf bezlerine yayılımına göre bazı hastaların kemoterapi ve radyoterapiye ihtiyacı olabileceğini belirterek şunları söylüyor: “Kemoterapi ve radyoterapi ile gözden kaçabilecek kanser hücrelerinin de yok edilmesi hedefleniyor.”
KOLON KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?
Sigara kolon kanseri riskini arttıran etmenlerin başında geliyor. Bu açıdan riski azaltmak adına sigara içmemek gerekiyor. Sigara dışında kolon kanseri riskini azaltan faktörleri Prof. Dr. Nurdan Tözün şöyle açıklıyor: “Günde 1500 mg. kalsiyum alımı, günlük yapılan rutin egzersizler , yağlı gıdalardan kaçınma ve sağlıklı kiloda olmak da bu riski azaltan etkenlerdendir. Yapılan araştırmalar yakın gelecekte selenyum ve diğer oksidanların kolon kanserini önleyeceğine işaret ediyor.”
Kaynak: www.acibadem.com.tr