Elif Tanır, 20 yıllık hekim. Aynı zamanda profesyonel bir fotoğrafçı. Tıp eğitimi alırken fotoğrafın gizemli dünyasını keşfetmiş ve bu alanda kendisini geliştirmek için çalışmış. İlk kez Yeryüzü Doktorları ile gittiği Nijer'de gönüllü doktorluk yaparken eli boş dönmeyen Tanır, orada çektiği fotoğraflarla bir sergi açtı. Elde ettiği geliri de Nijer'deki göz hastanesine bağışlayacak. "Esenler Belediyesi Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi"nde dün ziyarete açılan 'Nijer'den İnsan Manzaraları' sergisi 22 Aralık tarihine dek ziyaret edilebilir. Satışa çıkarılan eserlerden elde ettiği geliri Nijer'deki hastaneye bağışlayacak olan Tanır, "Nijer'de o insanların yanında olmak çok kıymetliydi. Onları iyileştirmek ibadet gibi" diyor. 45 yaşındaki Dr. Elif Tanır, "Hac zamanı Suudi Arabistan'a gönüllü doktor olarak gidip hac görevimi de yerine getirmiştim ama Nijer'de o insanların yanında olmanın duygusu bambaşka" diyor ve ekliyor: "Ben profesyonel olarak fotoğraf çekiyorum ama para kazanmak için yapmıyorum. Bu ilk projem oldu. Bundan sonra da inşallah sosyal yardım projeleri gerçekleştirmek istiyorum." Nijer'deki tipik kadın hikayesini bu portre ile anlatmaya çalışan Tanır, "Kadınlar orada doğurmak zorundalar. Çünkü ölüm yaşı çok düşük. Kadınların oradaki birinci görevi doğurmak. Ne kadar doğurabilirlerse nüfusu o kadar koruyabileceklerine inanıyorlar" diyor. ONLAR DA HAC NİYETİNE GEÇER Nijer'in yaşam koşulları bakımından en zor ülke olduğunu belirten Tanır, "Yeryüzü Doktorları ile ilk kez yurtdışına çıkacaktım. Bu yüzden en zor yeri bilerek seçtim. Kurban Bayramı dönemine denk gelmişti. Tam hac dönemiydi. Ben şuna çok inanırım: İbadet gibi iyilikler vardır. Onlar da hac niyetine geçer. İnsanlar Mekke, Medine'de haclarını yerine getirirken ben de Nijer'de o yokluğun içinde oradaki insanlarla birlikte olacağım, onların bayramını yaşayacağım diye düşündüm. Kendimi hazırladım ve 9 kişilik bir ekiple gittik. 5 kişi kurbanla ilgilendi. 2 doktor, bir eczacı ve bir Fransızca tercümanıyla poliklinik hizmeti verdik. Çevirmenimiz kabile dilinden Fransızcaya, ondan da İngilizceye çeviriyordu halkın problemlerini" diyor... FOTOĞRAF ÇEKMEMİ ALLAH İSTEMİŞ Tanır anlatmaya şöyle devam ediyor: "Ben bunu ilk duyduğumda işim çok uzun olacak diye düşündüm ama bunun bile bir hikmeti oldu. Allahü Teala o ara süreyi bana fotoğraf çekmek için vermiş meğerse. Bütün fotoğrafları muayene sırasında oluşan çeviri aralarında çektim. Fotoğraf çekmek için ekstra bir zaman harcamadım. Çünkü öyle bir vaktimiz yoktu. Sabah güneşiyle gidiyorduk. Gün batımıyla geri geliyorduk. Bin hastaya baktık..." FOTOĞRAFLARIN HEPSİNİ HASTANE BAHÇESİNDE ÇEKTİ İnsanların sabahın erken saatlerinde gelip muayene olmak için beklediklerini anlatan doktor Elif Tanır, fotoğrafların hepsini hastane bahçesinde çektiğini söylüyor. Genelde Nijer'de kadınların her şeyi başlarında taşıdıklarını belirten Tanır, "Bu kız çocuğu da bayram sabahı evleri gezmiş ve bir şeyler toplamıştı. Topladığı şeyleri de kovasına koyarak başında taşıyordu" ifadelerini kullanıyor. NİJERLİLER'İN DÜNYALARI HEP KARANLIK Nijer'in Tessaou bölgesinden elinde 4 bin fotoğrafla geri döndüğünü söyleyen Tanır, "Bu bir fotoğrafçı için gerçekten büyük bir nasip. Çünkü bir geziden bile sergilik 30 fotoğraf çıkmıyor. Allah'ın oraya o kadar büyük bir rızkı var ki bu fotoğraflara da yansıdı. O fotoğrafların oradaki insanlar için çekildiğini anladım ve değerlendirmek istedim. Aklıma sergi açma fikri geldi. İHH yardımcı oldu, hesap numaralarını verdi. Esenler Belediyesi üç hafta sergiyi üstlendi. Elde ettiğim gelirle onlar için ne yapabiliriz diye düşünürken aklıma ilk olarak görme problemi geldi. Çünkü oradaki insanların dünyaları hep karanlık. Çoğu genç yaşta katarak hastası oluyor. Türkiye'nin duyarlılığı sayesinde orada bir hastane açılmış ve orada katarak ameliyatları yapılıyor. Ben de bu sergiden gelen geliri göz hastanesine bağışlayıp oradaki giderlere yardım edelim istedim" ifadelerini kullanıyor. HAYATINDA HİÇ DOKTOR GÖRMEMİŞ Yaşlı kadın portresi ile insanlardaki tekâmülü göstermeye çalışan Tanır, "80 yaşlarındaki bu teyze muayeneye koşarak geldi. Çünkü hayatında hiç doktor görmemiş. Ona ilk defa bir doktor dokunacak ve ilk defa bir beyazı yakından görüyor. O fotoğraftan sonra bana sarıldı. Muayene sırasında hep gözlerimin içine bakıyordu. Çok ciddi bir hastalığı vardı. Hastanede yatması gerekiyordu ama ona rağmen çok mutlu ayrıldı" şeklinde anlatıyor. ORASI YOKLUKLA MUTLU OLMA YERİ 30 fotoğrafın yer aldığı sergide her bir eser 500 liradan satılıyor. Satılan eserlerde Nijerlilere daha fazla yardımcı olabilmek için çoğaltıp tekrardan satılabileceğini anlatan Tanır, "Fotoğraf almayıp oradaki insanlara yardımcı olmak isteyen insanlar da gönüllerinden ne kopuyorsa bağışlayabilecekler. O insanlar için ne yapsak kâr. Ben daha önce Suudi Arabistan'a gönüllü hac doktoru olarak gitmiştim. Orada 2 ay kaldım. Yabancılara ve Türklere hizmet ettim. Bir yandan da hac görevimi yaptım ama Nijer'de yaşadıklarım da o kadar kıymetli. Orası yoklukla mutlu olma yeri. Oradaki insanlarda tekâmül gördüm. İnsanlar isyan etmiyor. 'Allah verirse şükrederiz vermezse sabrederiz' diyorlar. İnsanların her şeye rağmen gülümsüyor olması beni çok etkiledi" şeklinde konuşuyor. AYAĞINI KESİN MASRAFLARINI BİZ KARŞILAYACAĞIZ Sosyal devletin ne olduğunu Nijer'de daha iyi anladığını anlatan doktor Elif Tanır, "Gerçekten şikayetsiz yaşamak lazım. Bu insanı olgunlaştırıyor. Biz burada doktor beğenmezsek onlar bir doktorun varlığından mutlu oluyorlar. Ayağı kesilmesi gereken bir hastayı kanamayı durduramayacağımız için tedavi edemedik. Orada bir hastaneye yönlendirmeye çalıştık ve 'Bu ayağı kesin masraflarını biz karşılayacağız' dedik ama ayağı kesecek ne doktor var ne de ameliyat ortamı" diyor.