Selahattin Demirtaş dün yaptığı açıklamada, "Camileri ve
tarihi yerleri devlet yakıp yıkıyor. Barikattaki insanların elinde
hafif silahlar var. Ağır tahribatlar tankla, topla yapılan
atışlarla gerçekleşiyor" demiş.
Genelkurmay'ın tüm dünyaya izlettiği görüntüleri izlememiş
herhalde ki bir yalan pombası gibi palavra pompalayıp duruyor.
PKK'lı teröristlerin ellerinde el bombaları, roketatarlar,
keleşler, zırhlı araçları bile paramparça eden yüzlerce kiloluk el
yapımı patlayıcılar.
Bunlar adama hafif geliyor, "Üç beş çocuk eline silah
almışsa n’olmuş” diyor.
Daha ne kadar "Ben teröristin önde gideniyim"
diye bağıracak, merak ediyorum.
İhanet onda, kışkırtma onda, katliama azmettiricilik onda,
Türkiye'ye düşman olan diğer ülke liderlerine yalakalık onda ama
ona dokunan kimse yok!
Cumhuriyet Savcılığı hakkında soruşturma başlatmışmış!
Güzelim ülkemde vatan hainleri milletvekili olunca korunmaya
alınıyorsa, yemişim soruşturmasını...
Bu adamın yaptığının milyonda birini biz yapsak, çoktan demir
parmaklıklar arkasına atılmıştık.
Gereğini yapmadıktan sonra bin tane soruşturma açsan kaç yazar?
Yasin Börü'yü katlettirmenin hesabını verdi mi ki hendekçilere
destek vermenin hesabını versin.
Soruşturma falan tırı vırı...
Savcı bin bir zahmetle fezleke hazırlayacak. Hazırlanan fezleke
Adalet Bakanlığı'na gidecek.
Sonra?
Ya bakanlık o fezlekeyi Meclis'e göndermeyecek, ya da gönderse dahi
Meclis'tekiler olur vermeyecek.
Neyse...
Biz Selahattin Demirtaş'ın hafif silah taşıyan masum çocuklarına
geri dönelim...
HDP lideri meseleyi öyle gülünç bir dille anlatıyor ki dinlerken
bölgede birileri paintball oynuyor sanırsınız. Utanmasa,
"Can veren güvenlik görevlileri de şakacıktan şehit
oluyor" diyecek!
Onlarda hafif silahlar, devletin silahlı güçlerinde ise ağır
silahlar varmış!
Vallaha mı?
Bi' yemin çekmezsen katiyen inanmayız!
Normal şartlarda güvenlik görevlilerinin çakıyla veya sapanla
bölgeye dalması yönünde emir verilmişti oysa ki!..
Burası nasılsa muz cumhuriyeti... PKK'lıların taşıdıkları hafif
silahlara ruhsat verelim olsun bitsin.
He valla, verelim!
"Konuşmak, insanın aklını kullanma sanatıdır"
demiş eskiler. Belli ki Demirtaş konuşurken kullanacağı silahını
yanında bulundurmuyor. Bulundurmadığı gibi toplumun aklıyla alay
etme cüretinde bulunmaya devam ediyor.
Efendi...
Köstebekler bile sizin kadar toprak kazmadı!
Şunu artık anlayın!
Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde, devletin izni ve
bilgisi olmadan barikat kurulamaz, hendek kazılamaz. O barikatların
arkasında duranlar bırakın hafif silahı, devletin kolluk güçlerine
kuş lastiği bile doğrultamaz.
Hainlik edenin üzerine tankla, topla, uçakla saldırmayan devlet,
devlet değildir. Devlete karşı ayaklanmada ister taş, ister sopa,
ister hafif silah kullan.
Karşılığında tank, top, uçak bulursun!
Senin o hafif dediğin silahlar bundan bir kaç ay önce Fransa'da
kullanıldı. Kimse, "aaa bak tüy kadar hafif
silahlarmış" demedi.
Dünya ayağa kalktı, dünya...
Türkiye'de de aynısı oluyor. Teröristleri kazdıkları o hendeğe
gömene kadar operasyonlar devam edecek.
Çünkü silahlar hafif olsa da vatana ihanetin cezası ağırdır!
Dipnot: Seçimlerde iyi saz çalıyor diye
Demirtaş'ı ekranlarda parlatanlara ve oy verenlere bir kaç kelam
etmek isterdim ama biliyorum ki ne desem anlamayacaklar. Neticede
anlayana sivrisinek saz, anlamayana sazı hafiften soksan az!