Onlar artık gurbetçi değil
Abone olAlmanya'nın Tubingen ve Bradenburg bölgelerinde yaşayan Türk aileler üzerinde yapılan araştırmaya göre, 2000'li yıllarda yüzde 50'nin altına geriledi.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Yurtdışında Yaşayan Türk
Vatandaşlarının Sorunlarını Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr.
Bilhan Kartal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye-Almanya
arasında 1961 yılında imzalanan ikili anlaşma gereği dış göç
sürecinin başladığını hatırlatarak şöyle konuştu: ''İlk olarak bir
yıllığına imzalanan ve daha sonraki yıllarda her yıl yenilenen
anlaşma gereği göç, yasal olarak 1973 yılına kadar devam etti.
Almanya'nın 1973'ten sonra işçi alımını durdurmasına rağmen evlilik
ve yasadışı yollarla göç devam etti. Planlı bir göç olmadığı için
kaos yaşandı. Göçün eğitim ve evlilik gibi çok farklı boyutları
ortaya çıktı. İkinci kuşak, hiç hazırlık yapmadan öğrenim hayatına
başladı. Bu durum, bazı sorunları da beraberinde getirdi. Bazı Türk
öğrenciler, Almanca yapılan ve kültürel soruların sorulduğu zeka
testlerini geçemeyince, engellilerin öğrenim gördüğü okullara devam
etmek zorunda bile kaldı.'' Prof. Dr. Kartal, göçün, en önemli
etkisini aile üzerinde yaptığını ve kadının ilk kez para kazanmaya
başlamasıyla da aile içi rollerin değiştiğini bildirdi. ''İKİNCİ
KUŞAK TASARRUF YAPMIYOR'' Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine göç
eden ailelerin çocuklarının, Türkçe ile Almancayı yeterince
bilmediği için hem aile hem de arkadaş ortamından dışlandığını
belirten Prof. Dr. Kartal, şöyle devam etti: ''İkinci kuşaktan
itibaren evlilik sorunları gündeme gelmeye başladı. Bazı aileler,
lise çağına gelen çocuklarını Türkiye'ye göndererek yabancı bir
gelin adayına karşı önlem almaya çalıştı. 2002'de 15 bin aile,
çocuğunu Türkiye'den evlendirdi. Almanya'ya gidebilmek için bazı
Türk gençlerinin kağıt üstünde evlilik yaptığı da gözlendi.
Tubingen ve Bradenburg bölgelerinde yaşayan Türk aileler üzerinde
araştırmaya göre, 1980'li yıllarda yüzde 90 olan geri dönüş eğilimi
2000'li yıllarda yüzde 50'nin altına geriledi.'' Prof. Dr. Bilhan
Kartal, Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmeyen ikinci kuşağın tatil
için haftalık turları seçtiğini ve çoğunun memleketine uğramadan
geri döndüğünü tespit ettiklerini de belirterek, 1961'de Almanya'ya
giden ilk kuşak iyi tasarruf yaparken, dışlanan ikinci kuşağın,
sosyal statü elde etmek için çok para harcadığını sözlerine
ekledi.