Ongun, Kurultay'dan neden ayrıldı?
Abone olÜlkücü Hareket'in simge isimlerinden Ramiz Ongun, Tekir Yaylası'ndan neden ayrılmak zorunda kaldı? Servet Kabaklı, Zafer Kurultayı'nda yaşananları köşesine taşıdı.
Kurultay'a yakıştı mı?!.. MİLLİYETÇİ Hareket'in 15'inci Erciyes
Kurultayı, 30 Temmuz ila 1 Ağustos günleri arasında Tekir
Yaylası'nda toplandı. Rahmeti Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından
başlatılan ve artık Türkiye'nin, Türk İslam ålemi'nin ve dünyanın
her yerinden, Ülkücü Hareket sevdalılarını, Erciyes'in sinesindeki
Tekir Yaylası'na toplayan bu gelenekli MHP faaliyeti, bu yıl erkene
alındı. Dün günlük gazetelerin birinci sayfalarına ve haber
kanallarının ekranlarına dikkatle baktım... MHP'nin 'çarpık
koalisyon' vasıtasıyla iktidar ortağı olduğu dönemde, özel haber
ekiplerini ve naklen yayın araçlarını Tekir Yaylası yolunda
kervanlaştıran yazılı ve görüntülü basınımızda, 'Erciyes
Kurultayı'nın ilk 2 günüyle ilgili olarak, Tercüman ve Yeniçağ
dışında haber göremedim. Çünkü atalar tabiriyle, 'bu dünya, giden
ağam, gelen paşam dünyası'ydı... Bu 'fingirdek kasap havası'na
kolbaşılık yapan da her zaman olduğu gibi, büyük 'bir kısım
medya'ydı... Türkiye ateş hattında... HATIRLAYACAKSINIZ, birkaç gün
önce, ABD ve müttefiklerinin, Türkiye'nin iç siyasetini tanz”m etme
çerçevesinde, MHP'ye de müdahale etmeye yeltendiğini ve MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağlık durumuyla ilgili dedikodular
üzerine yeni senaryolar geliştirildiğini yazmıştım. 'Ülkücü
Hareket'in neferi' sıfatımla muhalifi olduğum Sayın Bahçeli'nin, bu
oyunları, Erciyes konuşmasıyla bitirmesi gerektiğini de
belirtmiştim. İşte Devlet Bahçeli'nin dedikodulara cevabı...
'Türkiye'nin geleceğinin yegane teminatı olan Milliyetçi Hareket'i,
içeriden karıştırmaya çalışan odakların ve ihtirasların sonucu
hüsran olacaktır. Bizler ömrünü bu yola adamış ve sağlığının da
zekatını vermiş insanlardanız ve bugün de dimdik ayaktayız. Cenab-ı
Hakk nasip ettiği ve Ülkücü kardeşlerimin güveni sürdüğü müddetçe,
Milliyetçi Hareket'in şerefli davasının bayrağını şerefle taşımaya
devam edeceğim.' Bu cümleler, dedikodu üzerine tezgahları kırmaya
yetecekti ama!.. Maalesef görünen odur ki, bir kısım 'Ülkücülerden
geçinenler', MHP Genel Başkanı'nın bilgisi haricinde veya
dahilinde, Türkiye'nin istiklalinin teminatı olan Ülkücü Hareket'in
birliğine, dirliğine 'bazı tertemiz ülkücü gençleri' figüran olarak
kullanıp, 'içeriden darbe vurmaya' devam etmektedirler. Zavallılık
değilse ne?.. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural'ın kulakları
çınlasın... 'Dostluk ve Kültür Buluşması' diye tarif ettiği
'Erciyes Zafer Kurultayı'na asla yakışmayan bir çirkin, üzücü
habere, önce inanamadım... Milliyetçi Hareket'in en zor günlerinde,
Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı ve MHP Gençlik Kolları Genel
Başkanlığı, MHP GİK Üyeliği gibi görevleri ifa etmiş, MHP'nin son 3
kurultayında MHP Genel Başkanlığı'na aday olmuş ve Ekim 2003
kongresinde Sayın Bahçeli karşısında, 'kurşun asker' baskısına
rağmen önemli oranda oy almış Sayın Ramiz Ongun'un, kurultay
alanından çıkarıldığı iddia ediliyordu. Ramiz Ongun Bey'i telefonla
aradım. Maalesef olay doğruydu ve bu olayın müsebbibi olan
kahramanlar (!), 'kardeş kanı dökülmesin' tehd”diyle Tekir
Yaylası'ndan gitmesini istemişlerdi... Ramiz Ongun olayı şöyle
anlattı: 'Ben bu yılki kurultaya, Ülkücü Hareket'in birliğini,
beraberliğini de vurgulamak üzere katılmaya karar vermiştim.
Nitekim cumartesi öğleden sonra kurultaya katıldım,
ülküdaşlarımızla kucaklaştım. Bu arada birçok teşkilat ve yan
kuruluş çadırından olduğu gibi Belçika Türk Federasyonu Başkanı ve
yetkililerinden de 'akşam yemeğini bizim çadırda yiyelim' daveti
aldım ve icabet ettim. Bu arada teşkilat ve yan kuruluş başkanları
anonsla toplantıya çağrıldı. Bizi davet eden başkan dostumuz da
toplantı için yanımızdan ayrıldı. İşte bu sırada, 150 - 200 genç
ülküdaşımız bulunduğumuz çadır civarında 'Ülkücü Hareket
engellenemez' diye slogan atmaya başladılar. Biz de zaten bunun
ispatı için kurultaya gitmiştik. Bu arada Başkanlık Divanı Üyesi
Bülent Didinmez, Ülkü Ocakları Vakfı Genel Başkanı Alişan Satılmış
ve yardımcıları ile Kayseri İl Başkanı Ömer Faruk Murat da
bulunduğumuz çadırın yanına gelmişler. Önce Satılmış'ın
yardımcılarından biri geldi ve saygılı bir üslupla, Türkiye'nin ABD
ve AB işgali altında olduğunu ve kardeş kanı dökülmemesi için
kurultay alanını terk etmemi istediklerini söyledi. Durumu istişare
edeceğimi ve karar vereceğimi söyledim. Ardından Kayseri İl Başkanı
Ömer Faruk Murat geldi ve saygısız bir ifadeyle, 'Genel Başkan
adına ev sahibi benim. Sizi davet etmedik, Genel Başkanımız dahil,
hiçbirimiz sizi burada istemiyoruz' dedi. Genel Başkan Yardımcısı
Şenol Uğurlu da saygı sınırları içinde, isteklerini tekrarladı. Biz
Milliyetçi Hareket'e gönül vermiş bir tek ülküdaşımızın veya
vatandaşımızın kanının dökülmesi bir tarafa, ülkücünün ülkücüye kem
gözle bakmasına bile tahammül edemeyiz. Bozkurtlar bundan zarar
görmesin diye, Tekir Yaylası'ndan ayrıldık.' Bu çirkin olaya Genel
Merkez ve Genel Başkan Sayın Bahçeli nasıl bakıyorlardı acaba?..
Yine Sayın Mehmet Şandır'a ulaşabildim... Sayın Bahçeli'nin
kurultay konuşmasının metnini istedim ve Sayın Ramiz Ongun'un
anlattıklarını aktardım. Şandır Bey, 'Bu olay kulağıma çalındı ama
detaylarını sizden işitiyorum' dedi. Kendisine 'Sayın Bahçeli'nin
bu olay hakkında bir değerlendirmesi olacak mı' diye sordum.
Cevabı, 'Sorma imkanı bulursam, telefonlaşırız' oldu. Bu yazıya son
noktayı koyarken, Sayın Şandır'dan beklediğim telefon ve konuşma
metni gelmemişti...