Önemli ayrıntılar kitabında
Abone olGazeteci Ayşenur Arslan'ın iki haftadır Radikal'in eki 'İki'de yayımlanan anıları büyük ses getirmişti. Asıl önemli ve ses getirecek anıları ise kitabında saklı...
Gazeteci Ayşenur Arslan'ın iki haftadır Radikal'in eki 'İki'de
yayımlanan anıları büyük ses getirmişti. Ayşenur Arslan'ın,
Radikal'deki köşesinde, anılarının tamamını yazmadığı, asıl önemli
ve ses getirecek olanları, kitabına sakladığı belirtildi. Ayşenur
Arslan, geçen haftaki bölümde, ATV'den kopuş süreçlerinde yaşanan
ilginç olayları şöyle değerlendirmişti: Susurluk'taki o malum ve
meşhur kazayı, sevgili Mahmut Övür haber vermişti. Övür sonraları
çok önemli bir katkıda daha bulunmuştu. Abdullah Çatlı ile özel
timciler arasındaki ilişkiyi kanıtlayan bir kaset getirmişti. Bir
düğünde çekilmiş görüntüler vardı kasette. Ancak düğün sahibi
'Drej' lakabıyla bilinen Ali Yasak olunca, olay bambaşka bir boyut
kazandı. Görüntüler yayınlanıp, Övür de canlı yayında kimin kim
olduğunu anlatınca kıyamet koptu. Ben de Drej Aliysem Övür ardından
hemen odama geldi. "Drej Ali telefon etti, buraya geliyormuş. Ali
Kırca, davetsiz konuğumuz için, "Aman buraya getirmeyin" dediği
için spor servisinde kabul ettik. Tabancası belindeydi. Mahmut
Övür, Ferhat Boratav ve ben, havayı yumuşatmaya çalıştık. Ama o çay
içmeye gelmemişti. Arada bir, "yengeye (yani bana) şükret" diyordu.
Giderken tehdit etti: Ben de Drej Aliysem, bunun hesabı sorulur.
Ardından, Mahmut Övür, evinin önünde silahlı saldırıya uğramış ve
ağır yaralamıştı. Geriye sayım ATV2000 binasından böyle anılar
bırakarak ayrıldık. Çocukluğunun geçtiği evi terk etmek zorunda
kalan insanların duygularıyla. Nişantaşı'na taşındık. Ama Nişantaşı
keyfi uzun sürmedi. 27 Ekim 2000 tarihinde 'bomba' patladı. Etibank
TMSF'ye devredilmişti. Kararın anlamı açıktı. Sabah/ATV için geriye
sayım başlamıştı. Gelişmenin ilk etkisi ödemelere ilişkindi.
Maaşlarımızı alamıyorduk. Bir süre sonra ay atlamaya başlamıştı.
Bir akşamki bültenimizin ilk haberi, Dinç Bilgin'in, "Ceketimi alıp
gidiyorum" olmuştu. Ciner ve Karamehmet Ardından patronun kabul
salonunda bir toplantı yapıldı. Önceden aşina olduğumuz Turgay
Ciner, o gün pek çoğumuzun ilk kez gördüğü M. Emin Karamehmet. O
salonun daha önce tanık olmadığı kalabalık toplantıda, "Merak
etmeyin, maaşlarınızı alacaksınız. ATV ve Sabah eski gücüne
kavuşarak yoluna devam edecek..." Ne yazık ki öyle olmadı. Biz yine
maaşlarımızı alamıyorduk. 2000 yılı hem Türkiye, hem de bizim için
kara bir tabloyla gelmişti. Dinç Bilgin: Dönüyorum Bir gün Dinç
Bilgin bizi davet etti, Ali Kırca'yla evine gittik. "Kaynak
sorununu hallettim, dönüyorum" dedi. Nitekim Bilgin, o akşam
Nişantaşı'ndaki binaya döndü. Ancak halledilmesini beklediği her ne
idiyse, bir türlü olmadı. Ali Kırca Star'a gidiyor Derken, 21 Mart
2001 Çarşamba günü, internet sitelerine, hayatımıza fırtına gibi
giren bir haber düştü: "Ali Kırca Star'a gidiyor..." 1974 yılından
beri en yakın arkadaşlarından biriyim. 94'ten beri de yardımcısı,
sağ kolu, sol gözü vs vs.... Benim haberim olmadığına göre bu, bir
dedikodudan öte gidemezdi. Bunun rahatlığıyla girdim Ali Kırca'nın
odasına: "İnternet siteleri seni yine biryerlere göndermiş
şekerim!" Hiç beklemediğim bir yanıt almıştım: "Ya evet, Cem Uzan
ısrarla çağırıyor..." Star içimize sinmiyor Doğrusu Star'ı içeriden
tanıdığım için, gitmeyi hiç mi hiç istemiyordum. Ülker Pınarbaşı ve
Baki Şehirlioğlu da aynı görüşteydi. Ali Kırca, "Haklısınız, benim
de içime sinmiyor" dedi. Cem Uzan bizzat aramıştı ve gitmese ayıp
olacağını söyledi. "Hayır cevabını kendisiyle görüştüğümde veririm"
dedi. Zafer Mutlu bana, Ali Kırca için, "Söyle şu adama gitmesin"
diyordu. Zafer'e, "Merak etme, bir yere gitmiyoruz" dedim. Uzan
önüme öyle dosyalar koydu ki!!! 23 Mart günü bizi odasında topladı
ve "ATV'de kalıyoruz" dedi. 24 Mart Cumartesi akşamı gelen
telefona, işte bu yüzden hiç alışık değildim. Ali Kırca Cem Uzan'la
görüşmesinin ardından arıyor ve "Evet" dediğini söylüyordu. "Peki
neden Ali? Hani gitmeyecektik???" "Cem Uzan önüme öyle dosyalar
koydu ki. Sana sonra anlatırım ama şu kadarını söyleyeyim, bizim
orada bir gün daha kalmamamız lazım. Yani şimdi Star'a gidiyoruz."
dedi Hüngür hüngür ağladım 25 Mart Pazar günü Star'a gittik, el
sıkıştık. Ali- Ayşenur-Baki üçlüsüyle, bazı editör arkadaşlarımızı
ve bir grup muhabir ve kameraman, masamızı topladık. 26 Mart günü
Dinç ve Önay Bilgin'le vedalaşırken, hüngür hüngür ağladım. Güzel
bir rüyanın sonuna gelmiştik. Vefa sınavını aşamayan dostluklar 8
yıldır deli gibi titizlenerek, hayatımızdan çalma pahasına
çalışarak, bir marka haline getirdiğimiz ATV Haber'e veda
ediyorduk. Yani evimizi terk ediyor ve kim bilir, bizi nelerin
beklediği bir yolculuğa çıkıyorduk. Bir daha hiç bir şey eskisi
gibi olmayacaktı. Nitekim olmadı da. Habercilik de. Vefa sınavını
aşamayan dostluklar da... Kaynak:www.superpoligon.com