Önder Sav'dan olay açıklamalar
Abone olBaykal'ın 53 yıllık arkadaşı, 10 yıllık genel sekreteri, partinin ikinci adamı Önder Sav'dan ilginç açıklamalar..
Önder Sav CHP’deki genel başkanlık sürecini ilk kez
anlattı. Kaset skandalı sonrası Baykal ile yollarını ayırarak
Kılıçdaroğlu'na tam destek veren Sav o süreci ilk kez bu kadar çok
açık bir şekilde anlattı.
Sav, 6 Mayıs’tan 22 Mayıs’a kadar geçen sürede yaşadıklarını gün
gün, saat saat
http://www.egedesonsoz.com/ 'dan Ümit
Yaldız'a konuştu. İşte o röportajdan satırbaşları:
BAYKAL İSTİFA KARARINI BENİMLE BÖLÜŞMEDİ
Sonunda üç günlük, kendisiyle sanıyorum dertleşme ve hesaplaşmadan
sonra Deniz Bey istifa noktasına geldi. İstifasından benim haberim
olmadı. Yani benimle bölüşmedi istifa kararını..
İstifa ettiği gün, ben onun 53 yıllık dostuyum, arkadaşıyım, genel
sekreteriyim. Belki benlen oturup o konuyu konuşsaydı, onu daha
büyük, farklı boyutlarda tutabilirdik. Veya istifadan sonraki
aşamalar konuşulup, beraber o da değerlendirilebilirdi. Ama
istifada bir dönüş kararlılığı vardı.
DÖNMEMESİ GEREKTİĞİNİ SALI GÜNÜ SÖYLEDİM
ASLINDA…
Yani istifadan sonra benim Salı günü TBMM’de Grubu’nda yaptığım bir
konuşma var.
O konuşmayı dikkatle süzerlerse, o konuşmada ben CHP’ye bir teşhis
koyuyorum. Ve sözümün bir yerinde hatta baş tarafında, ''Genel
Başkan Deniz Baykal, Türkiye’nin en sıkıntılı, sorunlu döneminde
genel başkanlıktan ayrıldı. Bizi kendi göbeğimizi kesmekle yüz yüze
bıraktı. Bundan sonra göbeğimizi biz keseceğiz. Parti kesecek.''
dedim. Gruptan çıktıktan sonra da basını ters köşeye yatırdım.
İNADINA BAYKAL MİTİNGİ FOS ÇIKTI, BENİ SORUMLU
TUTTULAR
Nitekim çok cılız bir kalabalık oldu. 60 bin kişi bekliyorlarmış,
bin 500-iki bin kişi ancak vardı. Deniz Bey’in yanında da bunu
benim engellendiğim söyleniyor. Yani mitingin fos çıkmasından da
beni sorumlu tutuyorlar.
Ben de bunu bana aktaranlara, ‘Demek ki çok güçlüymüşüm, 58 bin
kişiyi durdurabilmişsem hakikaten güçlüymüşüm’ diyerek ironi
yapıyorum.
Benim ilişkim Deniz Bey’le bozulmadı. Salı günkü toplantıdan sonra
Çarşamba günü yaptığımız Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK),
arkadaşların bir kısmının Deniz Bey’e iyilik yapmadıklarını, Deniz
Bey’in de kimsenin hamiliğine ihtiyacı olmadığını söyledim. Ve
‘Deniz Bey’e yakınlıkla yalakalığı birbirinden ayırın arkadaşlar’
dedim. ‘Burada Deniz Bey’e yalakalık edenler var’ dedim.
O SAKALLI ALINDI, ZIPLADI AMA BEN KAALE
ALMADIM
Yalakalık tabirini kullandım. Bundan o sakallı (Savcı Sayan’ı kast
ediyor) alındı. Zıpladı bir şeyler söylemeye çalıştı. Hiç kaale
bile almadım.
KILIÇDAROĞLU İLE GİZLİCE NASIL BULUŞTULAR?
[PAGE]
YOL AYRIMI KARARINI 13 MAYIS GECESİ, EVİMDE VE TEK BAŞIMA
ALDIM
Bir gün sonra Perşembe akşamı (13 Mayıs) evde
kendi kendime epey tartıştım. Benim bir huyum var. Çok ilginçtir.
Kritik süreçlerde, pencereden bakar, dışarıda Önder Sav’ı gözlerim.
Önemli kararlar almadan önce sıyrılırım kendimden. Kendimi izlerim.
Böyle bir hasletim, özelliğim var. O gün de yine koydum kendimi
dışarıya. Ölçtüm, tarttım, biçtim. Sindiremiyorum CHP’nin adaysız
kurultaya gitmesini… Eli kolu bağlı, Godo’yu bekler gibi… Delegeler
imzayı verecek, Deniz Baykal oturduğu yerden gelecek.
KILIÇDAROĞLU İLE İKİ ÜÇ KEZ GİZLİCE BULUŞTUK
Birkaç kez buluştuk. Kimsenin bilmediği, bilemeyeceği bir yerde… Ve
kimse de bilemedi. Ne o karısına söyledi ne ben söyledim. Bırak
ikinci üçüncü kişiyi… Ne kadar ketum kalınırsa o kadar sonuç alınır
bu işten diye düşündüğüm için bu değerlendirmeyi rahatlıkla ona da
yaptım. Ve Kemal Bey de buna uydu. (o zaten ağzı sıkı bir
siyasetçidir o) Ve adaylığını açıklama günü, tarihi… Pazar erken
olurdu, Salı da geç olurdu.
KEMAL BEY’İN AÇIKLAMASINI DOĞRU PLANLADIK
Pazartesi en uygun gündü adaylık açıklamak için. Zaman da öğleden
önce olmalıydı. Basının da alarmda olacağı bir olay çünkü. Kemal
Bey belki beraber açıklama yapmamızı isterdi. Ben de ‘Ne kadar sade
olursa o kadar iyi olur’ dedim. ‘Siz açıklamayı yapın, benim de
söyleyeceklerim var’ dedim.
O benim destek vaat edeceğimi biliyor ama ne söyleyeceğimi
bilmiyordu.
AÇIKLAMAMDAN ÖNCE BASINI DA YÖNLENDİRDİM
Basın mensupları açıklamadan sonra hurra geldiler, doldular odaya.
‘Engel olmayın basına’ dedim. Şu koltukta oturduk (eliyle
gösteriyor)
Burada basını da yönlendirdim. ‘Siz biraz dışarı çıkın, çıkışta
açıklama yapacağım’ dedim. ‘Kemal Bey’le bir özel konuşalım. Kemal
Bey bir açıklama yaptı ama, ben de sizin gibi dinledim, kısa bir
açıklamaydı, Ben Kemal Bey’i dinleyip iyice anlayayım. Bakalım
detayında ne var?’ dedim.
Bunları bir merak aldı mı dışarı çıkarken, Kemal Bey’le 15-20
dakika görüştük. Sonra kapıda o açıklamayı yaptım, değerlendirmeyi
yaptım. Sanıyorum görmüşsünüzdür.
Sonradan anlıyorum ki medyada da örgütte de kamuoyunda da müthiş
bir etki bırakmış o açıklama… Benim o konuşmamın bir bölümünü il
başkanları bir gün sonraki toplantıdan sonra açıkladıkları
deklarasyonda kullandılar. ‘Biz de Genel Sekreterimiz gibi
‘aklımızı duygumuzun, yüreğimizin önüne koyduk’ dediler.
TAM BİR HEDEF SAPTIRMAYDI YAPTIĞIM
Kemal
11.30’da açıklamasını yaptı. O kadar bir hedef saptırma yaptım ki
ben o açıklamadan önce. Bu binadaki basın koordinatörlüğü bile fark
edemedi bunu. Yazılı başvurusu var Sayın Kılıçdaroğlu’nun elimde.
Grup Başkan Vekili imzasıyla… Salon tahsisi istiyor açıklama için.
Ben de havale ettim resmi yazıyla ilgili birime. ‘Ne yapacak
salonu’ diye sordular? ‘Ne bileyim ben. Belki adam aday değilim
diyecek, belki adayım diyecek, belki başka bir şey diyecek. Sorar
mıyım böyle bir şeyi’ dedim. Biliyorum bu birileriyle görüşülecek
(Baykal’ı kast ediyor) Bana sordular SMS gönderelim mi, bu
toplantıya ilişkin diye?
‘Hayır. Ne münasebet. Kemal kendi olanağı ile yapsın, partinin
olanağını niye kullanayım onun için’ dedim. Bunlar zannettiler ki
biz Kemal’le ayrıyız ve ben onu paramparça edeceğim! Tam bir hedef
saptırmaydı o.
GÜRSEL TEKİN’İN BİLE 5 DAKİKA ÖNCE HABERİ
OLDU…
Gürsel Tekin ki Kemal Kılıçdaroğlu’nu elinde tuttuğunu,
yönlendirdiğini düşünen bir siyasetçi, basın toplantısından beş
dakika önce haberi oldu. Televizyonların alt yazısından gördü.