Önce lokantalar mı, yoksa okullar mı açılmalı? Osman Müftüoğlu açıkladı
Abone olOsman Müftüoğlu, 'Önce lokantalar mı, yoksa okullar mı açılmalı?' sorusuna ''Okulların açılması lokantaların açılmasından daha öncelikli ve önemli bir konudur. Unutmayalım ki ekonomi bugünün, eğitim ise yarının kurtarıcısı ve garanticisidir.'' şeklinde yanıt verdi.
Şu bilgi tartışma götürmez: Eğer restoran ve kafelerin
açılmasına zamanından önce izin verilecek olursa, alınacak önlemler
ne kadar ciddi ve sert olursa olsun vaka sayıları ve ölüm
oranlarında yakaladığımız bu olumlu gelişme trendi yerini yeniden
sayısal patlamalara bırakabilecektir.
Bilim Kurulu üyeleri de bu düşüncedeler. Dün Hürriyet’e yaptıkları açıklamalarda Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan Hoca, “Vaka sayısı 2 binin altına inmeden restoranları açmamız riskli olur” demiş. Diğer hocaların da görüşleri farklı değil. Mesela Prof. Dr. Levent Akın Hoca da “Lokanta ve kafelerin açılması ancak PCR testlerinde pozitiflik oranı yüzde 1’in altına indikten sonra değerlendirilmeli” görüşünü savunmuş. Konuştuğum uzmanların çoğu önemli bir başka soruna daha dikkati çekiyor: Onlara göre restoran ve kafelerin zamansız açılması okulların açılmasını da geciktirebilecek bir yanlış olabilir.
Ekonomi mi eğitim mi?
Özetle çok ama çok önemli bir tercihle karşı karşıyayız:
Açılımdaki önceliğimiz okullar mı, lokantalar mı olmalı? Önce
lokantalar mı, yoksa okullar mı açılmalı? Kişisel kanaatim şu:
Okulların açılması lokantaların açılmasından daha öncelikli ve
önemli bir konudur. Unutmayalım ki ekonomi bugünün, eğitim ise
yarının kurtarıcısı ve garanticisidir.
Toplu taşıma tavsiyesi
Fransa Ulusal Tıp Akademisi koronavirüsün yayılmasını önlemek
için toplu taşıma araçlarında sadece maske önlemiyle
yetinilmemesini ve COVID-19’un yayılmasını önlemek için toplu
taşıma araçlarında “KONUŞMA YASAĞI” da getirilmesi önermiş. Bence
harika bir tavsiye. Virüsün bulaşma ve yayılma merkezlerinden biri
oldukları çok iyi bilinen toplu taşıma araçlarında konuşma yasağı
uygulamasının etkili sonuçlar verebileceği fikrine ben de
katılıyorum. Ve bu uygulamanın bizde de hemen ve acilen tavsiye
edilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
Pandemi için 10 psiko-bariyer
The Wall Street Journal yazarlarından Elizabeth Bernstein,
birkaç gün önce pandeminin yaratabileceği ruhsal sorunlara fren
olabilecek bir dizi tavsiye yayınladı. Yazar “PANDEMİDE AKIL
SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN 10 ŞEY”i bakın nasıl
sıralamış...
İyi uyuyun
Pandeminin yarattığı en önemli sorunlardan biri de uyku kaybı oldu.
Oysa kaliteli bir gece uykusu psikolojik sağlığın başlıca
garantörlerinden biri sayılıyor. Uzmanlara göre özellikle aynı
saatlerde uyuyup uyanma beyninize “dünyanın güvenli bir yer
olduğuna dair” güçlü mesajlar da göndererek korku ve kaygılarınızı
azaltabiliyor.
Düzenli olun
Gün içerisinde yaşadığınız süreçleri belirli bir düzen içine
koymanız da psikolojik sağlığınız için önemli bir ayrıntı. Her gün
aynı saatte uyanmanız, giyinmeniz, kahvaltı etmeniz, okuyup
yazmanız hatta her sabah kahvenizi aynı koltukta içmeniz,
öğünlerinizi aynı saatte yiyip, egzersizlerinizi aynı saatte
tekrarlamanız bile işe yarayabiliyor.
Sakinleşin
Bana göre de Bayan Bernstein’ın bu önerisi çok önemli. Zira
psikolojik sağlık için sakinleşmek meselesi mühim bir ayrıntı.
Sakinleşme stresle başa çıkmanın en önemli doğal ilaçlarından biri.
Ve yine bana göre gün içerisinde yapacağınız 2-3 dakikalık “nefes
alma egzersizleri” en etkili ve basit sakinleşme çözümü. Peki
nasıl? Önerim şu: Burnunuzdan yavaşça ve derince 3 saniye süreyle
aldığınız nefesi ağzınızdan yine yavaşça ve sakince 6 saniyede
vermeye gayret edin!
Olumlu düşünün
Ruh sağlığını korumanın en önemli araçlarından biri de kendinizle
iletişim kurarken seçeceğiniz sözcüklerin ifade ettiği anlamlardır.
“Buyurgan” ifadelerden kaçınmak, daha “esnek ve yapıcı” sözcükler
ve cümleler kurmak son derece önemli ayrıntılardır. İşte bir örnek:
“Bunu yapmalıyım” yerine “Bunu yapmayı isterim” diyebilirsiniz.
Merhametli olun
Merhamet sadece başkaları için gösterdiğiniz bir davranış biçimi ve
seçimi olmasın. Kendinize karşı da “merhametli biri” olmayı
hedefleyin. Bu yaklaşım sizi daha mutlu, daha dayanıklı ve daha
iyimser biri yapacaktır. Unutmayın: Sadece siz değil, herkes zorlu,
sıkıntılı, problemli bir dönemden geçiyor. Ve bu bilgiyi sizin de
kendinize sık sık hatırlatmanız, halinize şükretmeniz
gerekiyor.
Harekete geçin
Biz zaten geleneksel olarak “Hareket berekettir” diyen, “İşleyen
demir ışıldar” yaklaşımını yürekten benimseyen muazzam ve mükemmel
bir kültürden geliyoruz. Ama bilelim ki egzersiz, özellikle de her
gün yapılabilecek düzenli yürüyüşler en önemli stressavarlardan, en
etkin sakinleştiricilerden, en güçlü mutluluk iksirlerden biridir.
Hatırlayalım: Egzersiz stres hormonu “KORTİZOL”ün seviyelerini
azaltırken, beyindeki “DOPAMİN ORUCU”na da “dur” diyebiliyor.
Bitmedi: egzersiz oluşturduğu “SEROTONİN COŞKUSU” sayesinde de size
daha mutlu, neşeli ve keyifli bir dünyanın kapılarını
açabiliyor.
Infodemiden korunun
Sözcük anlamını “Kötü, yanlış ve negatif bilgi saldırısı” şeklinde
özetleyebileceğimiz “infodemi” meselesi en az pandemi kadar mühim
bir sağlık tehdidi haline geldi. Görünmez bir el bizi -nedense-
sürekli olarak “kaygı kuyuları”na itmeye, ruhlarımıza “bitmek
bilmeyen korkular” yüklemeye çalışıyor. İtiraf edelim, burada
sosyal medya kadar klasik medyanın yani gazete, dergi ve
televizyonların da yeterince sorumlu davrandıklarını söyleyemeyiz.
Tavsiye şu: Kötü haber veren kaynakları ne okuyun ne de izleyin.
Sürekli olumsuz yorum yapan sosyal medya paylaşımları için de
“delete/sil” tuşunu tercih edin!
Keyifli aktivitelere yönelin
andemide ruh sağlığınızı korumanın önemli araçlarından biri de
mutluluk sağlayıcı yeni ve keyifli aktivitelere yönelmektir. Mesela
bir enstrüman çalmayı deneyebilirsiniz. Mesela resim yapmaya
başlayabilirsiniz. Ya da yeni bir spor dalında kendinizi
geliştirmeye ne dersiniz?
Pozitif ilişkileri çoğaltın
Size iyi gelen sosyal ilişkileriniz lütfen hep aktif kalsın.
Aileniz, dost ve arkadaşlarınızla iletişiminizi asla kesmeyin. Her
gün bir başka sevdiğinizle iletişim kurmayı hedefleyin. Üstelik
bunları yaparken de gündelik ve olumsuz konuların dışına çıkın
sohbetlerinize yeni tatlar, zevkler ekleyin.
Minnettar olun
Pandemide psikolojinizi korumanın önemli destekçilerinden biri de
ruhsal yaşamınızı zenginleştirmenizdir. Mesela şükretmeyi bilmek ve
minnettarlık duygusunu geliştirmek son derece önemlidir.
Unutmayalım ki sadece siz değil bu dönemde herkes az ya da çok
zorlandı, zorlanıyor, zorlanacak. İşte bu nedenle “Bu da geçer ya
hu!” diyebilmek özellikle bugünlerde çok daha önemli bir
ayrıntı.
Maneviyatınız güçlü olsun
Yeni bir haftaya başlarken The Wall Street Journal yazarı Elizabeth
Bernstein’dan aldığım 10 öneriyi sizinle paylaşmaya çalıştım.
İzninizle bu 10 öneriye birini daha eklemek
istiyorum: MANEVİYATINIZI GÜÇLÜ TUTUN! Güçlü bir
maneviyat bugünlerde -emin olun- hepimiz için her zamankinden çok
daha mühim bir ayrıntıdır. Çok daha önemli bir “psikolojik savunma
hattı”dır. İnanç dünyamız zengin, maneviyatımız güçlü ve sağlamsa,
o çok özlediğimiz “keyifli huzur”a yaklaşma olasılığımız da,
pandeminin psikolojik sorunlarına da direnme şansımız daha da
artacaktır.