Önce Kıbrıs, sonra AB
Abone olAlmanya Federal Meclis Başkan Yardımcısı Lammert, Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye AB'ye giremez dedi.
Almanya Federal Meclis Başkan Yardımcısı Norbert Lammert,
Kıbrıs'ta sorun çözülmeden, Türkiye'nin AB'ye alınmasına imkan
olmadığını iddia etti ve ''Ama bu, bir otomasyon olarak da
görülmemelidir. Kıbrıs sorunu çözülse de, 'Türkiye muhakkak AB'ye
alınacaktır' diye bir şey yok'' dedi. Almanya Federal Meclis Başkan
Yardımcısı Norbert Lammert, Kıbrıs'ta sorun çözülmeden, Türkiye'nin
AB'ye alınmasına imkan olmadığını iddia etti ve ''Ama bu, bir
otomasyon olarak da görülmemelidir. Kıbrıs sorunu çözülse de,
'Türkiye muhakkak AB'ye alınacaktır' diye bir şey yok'' dedi.
Kıbrıs konusunu görüşmek üzere adada bulunan Lammert
başkanlığındaki Alman parlamenterler, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve
Çözüm ve Avrupa Birliği Partisi (ÇABP) Genel Başkanı Ali Erel ile
biraraya geldi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne Güney Kıbrıs'tan
geçen parlamenterlere, Almanya'nın Güney Kıbrıs Büyükelçiliği
Maslahatgüzarı Hans Christian V. Reibnitz eşlik etti. Aralarında
Avrupa Parlamentosu'ndan 2 milletvekilinin de bulunduğu 30 kadar
parlamenterin, KKTC'de Ticaret Odası dışında hiçbir devlet veya
hükümet yetkilisiyle temasta bulunmaması, oda dışında hiçbir sivil
toplum örgütünü ziyaret etmemesi dikkat çekti. Lammert, bu konuda
kendisine yöneltilen soruyu yanıtlarken, ''ziyaretlerinin resmi
olmadığını ve Ticaret Odası dışında hiç kimseden randevu talebinde
bulunmadıklarını'' söylemekle yetindi. Alman parlamenterlerin
Ticaret Odası'na yönelik ziyaretlerinde, Lammert'in Erel'e,
''Muhalefet olarak seçimleri kazanmanız, bizim en büyük arzumuzdur.
30 yılda çözülemeyen bir sorunu, bizim 30 dakikada çözmemiz zaten
mümkün değil, ama buraya gelerek, size ilgimizi ve desteğimizi
göstermek istedik'' demesi dikkat çekti. Lammert, bir gazetecinin
sorusu üzerine, Türkiye'ye, AB üyelik müzakerelerine başlama tarihi
olarak 1 Mayıs 2004'ün verilmesini, güçlü bir olasılık olmamakla
birlikte göz ardı etmediğini kaydetti. EREL'İN AÇIKLAMASI Kıbrıs
Türk Ticaret Odası Başkanı Erel, görüşmede yaptığı konuşmada,
başkanı olduğu ÇABP'nin 14 Aralık'ta yapılacak genel seçimler
öncesinde ve seçimlerden sonra izleyeceği politikayı anlatmaya
öncelik verdi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Ulusal Birlik Partisi
(UBP)- Demokrat Parti (DP) Koalisyon hükümetinin izlediği Kıbrıs
politikasını eleştiren ve ''Annan planı konusunda Türkiye
Cumhuriyeti hükümeti ile Cumhurbaşkanı Denktaş arasında çok ciddi
görüş ayrılıkları bulunduğunu'' iddia eden Erel, kendilerinin
Kıbrıs'ta çözümü Annan planının çizdiği çerçevede gördüklerini
yineledi. Erel, Annan planının müzakere edilerek, üzerinde 1 Mayıs
2004'ten önce uzlaşılması gerektiği görüşünü savundu. EREL, AÇIK
DESTEK İSTEDİ Avrupalı parlamenterlerden seçimlerde açık destek
isteyen Erel, ''Kıbrıs'ta bir çözümü sağlayacak olan muhalefet
partilerinin seçimi kazanması için bize şans dilemenizi istiyoruz.
Ama tabii şansla olmayacak bu iş, ayrıca desteğinizi de istiyoruz''
ifadesini kullandı. ''Kıbrıs'ta varılacak bir anlaşmanın
Türkiye'nin AB sürecinin önünü açacağı'' görüşünü dile getiren
Erel, ancak Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerine başlamak için
net bir tarih beklediğini kaydetti. Erel, Kıbrıs sorununun
çözümüyle Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlama tarihi arasında
çok yakın ilişki bulunduğunu savundu. Konuşmasında KKTC'deki
seçimlere uluslararası gözlemciler gönderilmesi konusuna da değinen
ve Rum tarafının buna karşı çıktığına işaret eden Erel, Rum
tarafının bu tavrını eleştirdi. LAMMERT: ''ARZUMUZ AB ÜYELİĞİ
ÖNCESİNDE ÇÖZÜM'' Erel'i dinledikten sonra söz alan Almanya Federal
Meclis Başkan Yardımcısı Lammert de, arzularının AB üyeliği
öncesinde Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması olduğunu söyledi.
''Birleşik bir Kıbrıs'ın AB'ye üyeliğinden yana olduklarını, ancak
Kıbrıs sorunu çözülmedikçe bunun pek mümkün görülmediğini'' ifade
eden Lammert, Türkiye'nin AB üyeliğiyle Kıbrıs sorunu arasındaki
bağlantı bulunduğu görüşünü savunarak şöyle konuştu: ''Kıbrıs'ın
içinde bulunduğu durum ve Türkiye'nin AB'ye girme çabalarındaki bir
takım olanaklar göz önünde bulundurulmalıdır. Kıbrıs'ta sorun
çözülmeden, Türkiye'nin AB'ye alınması imkan dahilinde değil; ama
bu bir otomasyon olarak da görülmemelidir. Kıbrıs sorunu çözülse
de, 'Türkiye muhakkak AB'ye alınacaktır' diye bir şey yok.''
Lammert, KKTC'de 14 Aralık'ta yapılacak seçimlere uluslararası
gözlemcilerin gönderilmesi konusuna nasıl baktığı ve Alman sivil
toplum örgütlerinden de gözlemci göndermeyi düşünüp
düşünmediklerine ilişkin soruya karşılık, Almanya'nın, talep
edilmesi halinde gözlemci göndermeye hazır olduğunu söyledi.