Önce Erdoğan konuştu sonra ABD!
Abone olABD'nin saygın dergilerinden Foreign Policy'nin Erdoğan Kuveyt'te yaptığı açıklamaların ardından yazdıkları dikkat çekici.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuveyt'e Arap dünyasına
söylediği 'Biz bize yeteriz' sözlerinin ardından ABD'den gelen
Türkiye yorumunun zamanlaması şaşırttı. ABD'nin siyaset dergisi
Foreign Policy, Ortadoğu'da İran ve Türkiye'nin "yumuşak güçlerini"
ortaya koyarak sivrildiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da
bölgenin en popüler lideri olduğunu yazdı.
Geçtiğimiz Haziran ayında yayınladığı makalede ABD'nin
Ortadoğu'daki en büyük rakibini Türkiye olarak ilan eden Foreign
Policy dergisi, son sayısında Ortadoğu'da Türkiye ve İran
hakimiyetinin başladığını belirtti. Ortadoğu'nun ağırlık merkezinin
Arap ülkelerinden Tahran ve Ankara'ya kaydığını belirten yazıda şu
ifadeler kullanıldı:
Güç ve etki açısından yaşanan bu değişimde İran'ın bu
bölgedeki en büyük rakipleri olan Irak Baas Partisi ile
Afganistan'da Taliban'ın safdışı bırakılması etkili oldu. Bu aynı
zamanda Türkiye'de güç dengelerinin değiştiği ve Ak Parti'nin
iktidara geldiği 2002 dolaylarına denk geldi. Türkiye'nin ABD'ye
2003 yılında Irak'ta bir kuzey cephesi açmak için izin vermemesi bu
değişimi çok daha belirgin bir hale getirdi.
ARAPLAR'A MODEL OLUR
Arap ülkelerinde yapılan en güvenilir araştırmalardan biri Maryland
Üniversitesi ile Zogby tarafından gerçekleştirilen
"liderler" anketi oldu. Bu ankette Arap
dünyasındaki en popüler liderin açık ara Türkiye Başbakanı Erdoğan
olduğu, onu İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın izlediği, 3'üncü
sırada ise Hizbullah lideri Nasrallah'ın yer aldığı görüldü. Bu 3
lider içinde Arap olan tek isim Nasrallah. Erdoğan'ın birinci
olması, Türkiye'nin Müslüman demokratik bir ülke olarak Araplar'a
model olmasının bir göstergesi. Ahmedinecad'ın onu takip etmesi ise
İran'ın batıya direnişinin desteklendiğini ortaya koyuyor.
Nasrallah da İsrail'e başkaldırının simgesi. Sonuçlar Arap
liderlerin ne kadar büyük hayal kırıklığı yarattığını da ortaya
koyuyor. Türkiye ve İran'ın Ortadoğu'da hiçbir ülkenin
sergileyemediği kadar güçlü bir "yumuşak gücü"
olduğu görülüyor.