Ona KEK MESUT derler
Abone olHalkı tarafından Kek Mesut olarak anılan Barzani, "Türk-Kürt düşman olmasın" dedi ve ekledi;
Sınırötesi operasyonun ardından konuşan Kuzey Irak'ın
Kürt lideri Mesut Barzani; Mehmet Metiner'e bölgedeki sıcak
gelişmeleri, beklentilerini ve izlediği siyaseti
anlattı.
“KEK MESUT” DİYE BİLİNİYOR
Mesut Barzani halkı arasında genellikle "Kek
Mesut" olarak anılıyor. Son zamanlarda "Serok
Barzani-Başkan Barzani" diye ananların sayısı da artıyor.
Beni Başkanlık binasındaki çalışma ofisinde kabul ediyor. Dış
kapıda kardeşi Sidad Barzani büyük bir ihtiramla karşılıyor.
Çalışma ofisinin tam önünde de "Kek Mesut" veya
"Serok Barzani" engin bir alçak gönüllükle
"hoş geldin" diyor. Türk medyasına karşı sitemkar.
Sözlerinin çarpıtıldığından yakınıyor. Şahsına yapılan
hakaretlerden ve asılsız haberlerden ötürü ise kırgın. O yüzden
Türk medyasından gelen röportaj tekliflerine karşı genellikle
kapalı duruyor.
İşte Mehmet Metiner'e söyledikleri:
GEÇMİŞTE TÜRKİYE DOSTTU, ŞİMDİ...
Türkiye'yi dost ve kardeş ülke biliyoruz. Türk halkını çok
seviyoruz. Bizim Türkiye'yle ve Türk milletiyle problemimiz yok.
Çok dostane bir ilişkimiz vardı. Ta ki Saddam rejimi devrilinceye
kadar...
SADDAM'DAN SONRA
Saddam rejimi devrildikten sonra o zaman Türkiye'yi yönetenler bize
karşı tavır koymaya başladılar. Türkiye'nin politikası birden bire
bize karşı değişmeye başladı. Dostluğumuzu daha bir
pekiştireceğimiz bir dönemde nedense bu politika değişikliğine
gidildi. Irak'ın anayasasında yasal bir statümüz yokken çok iyi
giden ilişkilerimiz yasal statü kazandıktan sonra değişmeye başladı
nedense. Şaşırdık. Saddam'ın ordusundan arta kalan silahların
elimize geçmiş olması da bir tehdit nedeni olarak görüldü.
Saddam'ın devrilmesinden hemen sonra benimle görüşmeye gelen bir
askeri yetkili bu silahlarla ilgili sorular sordu. Ama bu sorular
dostane temelde değildi. Dostluğumuzdan kuşku duyan tehditkar bir
anlayış söz konusuydu.
TÜRKMENLERİ GÖRÜN
Ne PKK'ya arka çıkıyoruz, ne de Türkmenlere düşmanlık besliyoruz.
İnancımız odur ki, bizim ne haklarımız varsa onların da o hakları
olsun. Kürdistan sadece Kürtlerin değildir; Türkmenlerin ve diğer
ırk ve dinlere mensup olan herkesin yurdudur. Biz Saddam rejiminden
çok çektik. Haklarımız gasp edildi. Şiddetle ve savaşla imtihan
olunduk. Baskı gören ve hakları elinden alınan bir millet olarak,
nasıl başka kardeşlerimize Saddam gibi davranmayı düşünebiliriz! En
başta ben buna izin vermem.Irak Anayasası hazırlanırken bizzat ben
Kürt tarafını temsilen Türkmenlerin de adının anayasada geçmesi
konusunda ısrarcı oldum ve bunu Irak anayasasına koydurtmayı
başardık. Erbil'de gezip dolaşın. Türkmenlerin okulları var, kendi
dillerinde eğitim yapıyorlar. Partileri var, mecliste temsilcileri
var. Kürt hükümetinde bakanları var. Kendi dillerinde yayın yapan
radyo ve televizyonları var. Bu mu baskı?
KANDİL'DE VAR, TÜRKİYE'DE YOK MU?
23 yıldır Türkiye PKK ile savaşıyor. Biz de kaç kez Türkiye ile
PKK'ya karşı savaştık. Peki ne oldu? PKK bitirildi mi? PKK, Kandil
dağlarında var da Türkiye dağlarında yok mu? Türkiye kendi
dağlarındaki PKK'yı bitirebiliyor mu? Sadece askeri yöntemlerle
demek ki kalıcı bir sonuç elde edilemiyor. Birbirimizi suçlamak
için bahane üretmeye gerek yok. Bakınız biz tam üç kez PKK'yı
kovduk dağlarımızdan. Ne yaptı PKK? Komşu ülkelere gitti.
Toparlanıp geri geldi.
Bu dağları kontrol altında tutmak öyle sanıldığı gibi kolay
değildir. Hatta mümkün değildir. Buna ne bizim gücümüz, ne de
bizimle beraber Türkiye'nin gücü yeter. Türkiye Nato'nun en güçlü
ordusuna sahip. Soruyorum: Kendi dağlarına bütünüyle sahip
olabiliyor mu? PKK, Türkiye'nin iç meselesidir. Ama bizim
dağlarımızda karargah kurdukları için aynı zamanda bizim de bir
meselemizdir.
Ben PKK'yı koruyup kollamıyorum. Ben Kürt halkını savunuyorum.
Sorun askeri değil siyasidir. Kürt halkının haklarını teslim eden
demokratik ve siyasi çözüm sürecine PKK direnirse işte o zaman
biter. Sorun demokratik siyasi yöntemlerle hal yoluna girebilir.
Bunu söylediğimiz için bizi PKK'ya hamilik yapmakla suçlayanlar ya
bilmeden konuşuyorlar ya da toplumu kandırmak için bilerek
çarpıtıyorlar meseleyi.
KÜRT - TÜRK DÜŞMAN OLMASIN
Kandil dağlarının eteklerindeki köylerimiz bombalandı.
İnsanlarımızın evleri başlarına yıkıldı. Sivil insanlarımız öldü.
16 Aralık'taki ilk bombardımanda oldu bütün bunlar.
Bizzat gidip yerinde inceledim. Hepsinin resimleri ve belgeleri
var. İnanmak istemeyenler veya aksini iddia edenler gelip kendileri
görsünler. Bu halkın lideriyim ben. Kendi topraklarımıza ve sivil
insanlarımıza karşı yapılan bu saldırıları şiddetle kınıyorum. Bu
tarz askeri yöntemlerle mesele çözülmez. Çözülemez.
SALDIRILAR DURSUN
Türkiye bu saldırıları durdurmalıdır. Bu saldırılar devam ederse
korkum o ki Türkler ile Kürtler arasında husumet doğurmak
isteyenlere gün doğar. Her iki halk arasında düşmanlık duyguları
yeşerirse kötü olur. Saddam'ın soykırım düzeyindeki saldırıları
karşısında bizler Kürt- Arap düşmanlığının oluşmasına izin
vermedik. Temenni ederim ki Kürt-Türk düşmanlığı da oluşmasın.
Umarım çözümsüzlüğü 23 yıldır ispatlanmış bir yanlış yöntemde
ısrar ederek Türkiye daha nice yıllarını kaybetmesin ve
topraklarımıza dönük bu şekildeki saldırılarına son versin. Bu
şekildeki bombalamalar biter ve karşılıklı saygı temelinde
ilişkilenmeler başlarsa asıl o zaman sorunun kesin çözümü için
somut adımlar atılabilir.
Kaynak: Bugün