Omurilik yaralanmalarının bu tehlikelerine dikkat edin
Abone olOmurilik yaralanması hakkında merak edilenleri Fizyoterapist Merve Selen Akkurt cevaplatv'ye anlattı.
Her yıl binlerce insan, omurga travması sonucu omurilik
yaralanmasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Otomobil ve motorsiklet
kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları ve silahla yaralanmalar
nedenleri arasında sayılabilir. Bir hastada omurilik
yaralanmasından şüpheleniyorsa, acilen dikkatli bir şekilde medikal
değerlendirme yapılmalıdır.
Omurilik, beyinden alınan sinyalleri sinirlere iletmektedir. Bir yaralanma olduğunda ise yaralanma seviyesinin altındaki bölümlerde motor dediğimiz hareketi sağlayan lifler, duyuyu sağlayan sensoryal lifler ya da otonom fonksiyonları yapan sempatik sistem hasar görür. Ve buna bağlı klinik tablo ortaya çıkar. Omurilik yaralanmaları en sık 16-30 yaş aralığında ve %80’i erkeklerde görüldüğü raporlanmıştır.
Omurilik Yaralanmalarında Belirtiler
nelerdir?
Yaralanma seviyesine göre değişir. En sık ve en önemli problemler
boyun bölgesindeki yaralanmalarda görülür. Boyundan bele doğru
inildikçe azalır. Kuyruk sokumu yaralanmalarında önemli bir problem
görülmez. Boyun yaralanmalarında hasta başı dışında hiçbir yerini
hareket ettiremez ve hissetmez. Büyük abdest ve idrarını
hissetmediğinden sürekli sonda kullanması gerekir, bu yüzden idrar
yolları problemleri, bağırsak problemleri görülür...
Yaralanmalarında Tedavi Yöntemleri
nelerdir?
Omurilik yaralanmasının ilk tedavisi cerrahi tedavidir. Yaralanmadan sonra ortopedistler tarafından omurga cerrahisi ile yaralan omurgalar platinlerle stabil hale getirilir. Omurga stabilizasyonu sağlandıktan sonra REHABİLİTASYON süreci başlar.
Rehabilitasyonda Neler yapılır?
am yaralanmalı hastalarda amaç komplikasyonları önlemek ve hastanın yaşamında bağımsız olmasını sağlamaktır. Bu amaçla mesane ve barsak boşaltımının düzenli aralıklarla yapılması ve yeterli takip, yatak yaralarının önlenmesi amacıyla havalı yatak ve pozisyonlama, kas ve kemik erimelerinin önlenmesi için yatak içi egzersizler ve hastanın mümkün olan en kısa zamanda dikey pozisyona getirilmesi, zaman içerisinde uygun hastaların cihazlar ve dış desteklerle yürütülmesi, yürütülemeyen hastaların ise kendine yetecek şekilde tekerlekli sandalye transferlerinin geliştirilmesi şeklinde özetlenebilir