Ömer Dinçer iddiasına yanıt verdi
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ’’Başbakan adına Müsteşar Ömer Dinçer beyin imzaladığı evrakların, 2004 MGK kararlarıyla ilgisi yok’’ dedi...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ’’Başbakan adına Müsteşar Ömer
Dinçer beyin imzaladığı evrakların, 2004 MGK kararlarıyla ilgisi
yok’’ dedi.
Yozgat Bozok Üniversitesi tarafından düzenlenen temel atma törenine
katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, tören öncesi bazı
gazetelerde yer alan “Başbakan adına Müsteşar Ömer Dinçer, devletin
bütün kurumlarına bir yazı yazdı” iddialarına yanıt verdi. Bozdağ,
“Ömer Dinçer beyin imzası olan evrak 2004’te MGK’da alınan karar
doğrultusunda yazılmış bir evrak değildir, gönderilmiş bir evrak
değildir, bununla uzaktan yakından bir irtibatı yoktur. İrtibat
nereden vardır, manşeti atanların bu yazıyla bu MGK kararı arasında
irtibat kurma gayreti, çabası vardı. Bu daha önce Başbakanlık
Uygulama Takip ve Koordinasyon Merkezi olarak bilinen 28 Şubat
sürecinde kurulmuş bir yapı vardı. 2010’da hükümet olarak bu yapıyı
kaldırdık. Bu yapının rutin işleridir, bu kararla hiçbir alakası
yoktur. İrtibatta kurulamaz ama tabi bugün tartışmalar nedeniyle
bazı çevreler bununla irtibat kuruyor. Ben bu irtibat kurma
gayretlerini doğru ve etik bulmuyorum. Gazetecilik meslek
ilkelerine de uygun görmüyorum. Alakasız bir konuyu getirip bir
başka yere bağlamak, ahlaki bir yaklaşım değildir, dürüst bir
habercilik değildir. Bunu özellikle ifade etmek isterim.
Türkiye’nin geldiği noktayı iyi değerlendirmek lazım. Türkiye’nin
2004’te konuştuğu konularla 2008’de konuştuğu konularla 2013
yılında konuştuğu konular birbirinden farklıdır. 2004’ün Türkiye’si
ile 2013’ün Türkiye’sinin aynı olduğunu söylemek çok büyük
haksızlıktır. Esasında yaşananlar ortaya çıkanlar Türkiye’nin
demokratikleşme konusunda ne zor dönemeçleri açtığını AK Partinin
ne büyük zorlukları aşarak Türkiye’yi ve milletimizi getirdiğini
göstermesi bakımından da son derece önemlidir.
İRTİCAYI GÜNDEMDEN BİZ ÇIKARDIK
İrtica ile ilgili her zaman MKG’nin gündeminde tehdit gibi
algılanan bir konuyu MKG’nın gündeminden de biz çıkardık. Bizden
önce her zaman olurdu. Biz hükümetlerimiz döneminde bu konuda da
atım attık, burada da değişimler yaptık baktığınız zaman Türkiye’de
başörtüsünde yaşanan sıkıntıyı biz çözdük. İmam Hatip Liselerin
önünü açan adımları biz attık. Kuran kurslarını yasaklayan
sınırlayan düzenlemeleri ortadan kaldıran adımları biz attık.
Bizden önceki hükümetler döneminde baktığınızda bütün bu
faaliyetlerin tamamı irticai faaliyet lanse ediliyor. Bunu yapan
partilerin kapatılması için davalar açılıyordu. Hatta bizimle
ilgili açılan davaya baktığınızda 2008’in 14 Mart davasına bu
yapılanların hepsi bu davanın konun içerisinde yer alıyor. 2008
Ocak ayında Anayasanın 10 ve 42 maddesinde yüksek öğrenimde okuyan
öğrencilerin başörtülü üniversiteye gitmesini açan düzenlemeyi
yaptık. Arkasından Anayasa Mahkemesi iptal etti ve bizim aleyhimize
kapatma davası açıldı. Laiklikle ilgili imam hatip liseleriyle
ilgili farklı düşüncelerimiz nedeniyle bizlerle ilgili kapatma
davasında pek çok delil sunuldu. Bugün söylenen konuların büyük bir
kısmı bunların içerisinde yurt dışındaki Türk okullarına yardım
yapılmasına ilişkin genelge bunun içindedir, özel okullara
öğrenciler ilişkin adımlar bunun içindedir, katsayı engelini
kaldırmak için attığımız adımlar bunun içindedir. Başörtüsüyle
ilgili düşüncelerimiz bunun içindedir. Ama bakın bugün gelinen
Türkiye’ye katsayı kalkmıştır, başörtüsü hem üniversitede hem de
kamuda serbest hale gelmiştir. İmam hatip liselerinin önü
açılmıştır, orta kısımlar açılmıştır. Ortaöğretim kurumlarına
Peygamber efendimizin hayatı ve Kuranı kerim seçmeli ders olarak
konulmuştur. Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu da
2010 yılında kapatılmıştır. Bütün bunlar bizim yaşadığımız
zorlukları nasıl aştığımızı nasıl mücadele ettiğimiz gösteriyor.
Milletimizde bu mücadeleyi gayet iyi biliyor. Kimse AK Partinin
demokratikleşme konusunda. Bu milletin değerlerine sahip çıkma
konusundaki samimiyetini lekelemeye kalkmasın bizim milletimiz bu
noktadaki samimiyetimizi bilmektedir. Bizim bu samimiyetimizden en
ufak bir eksilme azalma söz konusu değildir. Biz yine kurulduğumuz
günkü gibi ayını inanç aynı samimiyetle yolumuza devam ediyoruz”
dedi.
“YSK’NIN BAKANLAR HAKKINDAKİ KARARI DOĞRUDUR”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK)
bakanlarla ilgili kararının kanuna uygun bir karar olduğunu
kaydetti. Bozdağ, “Muhalefet partileri bu konuda farklı farklı
değerlendirmeler yapıyorlar ama eminim ki kanun okumadan
değerlendirmeler yapıyorlar. Kanunu açıp okumuş olsalardı YSK’nın
kararının tıpa tıp uyduğunu göreceklerdi. Şu anda belediye başkanı
olanlar, başkanlıktan istifa ediyor mu etmiyor. O zaman onlar
belediyenin imkanlarını kullanıyor mu seçimde. Kullanıyor. Her
partiden belediye başkanları var, buna dair bir eleştirileri yok.
Bakanların böyle bir imkanı da yok. Çünkü bakanların mahallinde
kullanabileceği hemen hemen kendi bakanlıklarıyla ilgili yok
denecek kadar imkan var ama belediye başkanlarının daha çok imkanı
var ve onu kullanıyorlar. Bir defa YSK’nın kanununa uygun bir
karardır. Ama bakanlar istifa etmeli mi etmemeli mi veya
bakanlıktan ayrılmalı mı ayrılmamalı mı bunu sayın bakanlarımız
elbette değerlendirecektir. Sayın başbakanımızın mutlaka bir
değerlendirmesi olacaktır. Bu konuda yasal bir engel yoktur.
İstifalarını bakanlıktan ayrılmalarını zorunlu kılan bir engel
yoktur. Ama buna rağmen ayrılabilirler veya farklı bir
değerlendirme yapılabilir. Yani bütün bunlar yasalara uygun
şeylerdir” şeklinde konuştu.
(İHA)