Ömer Çelik'ten Arınç'a flaş 400 vekil cevabı!
Abone ol1 Kasım seçimine 10 gün kala önemli açıklamalar yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Bülent Arınç'ın 'Ben başkaları gibi 400 vekil verin diyerek oy dilenmeyeceğim' sözleri hakkında flaş açıklamalar yaptı.
Seçime 10 gün kala gündemdeki konular
hakkında açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Bülent
Arınç'ın '400 vekil' sözlerine cevap verdi.
Çelik'e, Bülent Arınç’ın “Sizden 400 vekil
istemeyeceğim, oy dilenciliği yapmayacağım” sözleri
sorulunca ; 'Türkiye’yi 7 Haziran sonrasındaki
türbülanslardan koruma şeklinde temenninin ifadesi olarak
söylenmiştir.' dedi.
İşte Ömer Çelik'in açıklamalarından önemli
başlıklar...
Ankara'da patlayan bu bomba ilerleyişimize atılmış bir bomba olarak da değerlendirilmeli. Çatışmalar ilk başladığında rejim hava kuvvetlerini kullanırsa buna müdahale ederiz denildi, kimyasal bombalar kullanıldığında müdahale edilmedi.
Buradaki sınırların birinci dereceden Türkiye'yi ilgilendirmesi
nedeniyle Türkiye'nin etkilenmesi Avrupa'dan yeterince destek
bulmadı.
"NE KADAR BÜYÜK HATA YAPTIKLARI ORTAYA ÇIKTI"
Mülteci akını artık Türkiye'den taşarak bir takım facialarla gündeme gelmeye başlayınca bu sefer geçmişte duyarlılık göstermeyen ülkelerin ne kadar büyük hata yaptıkları ortaya çıktı.
Artık buradaki mülteci meselesi sadece Türkiye'nin meselesi olmaktan çıkmıştır. 20 bin kişiyi almak için AB'nin imkanları Türkiye'den çok daha fazla olan ülkelerde tartışmalar sürüyor. En son sayın Merkel'in Türkiye ziyareti ile Merkel'in ifade ettikleri AB'de bu konuya yeni bir duyarlılıkla yaklaşılacağı konusunda ilerleme ışığı gösteriyor.
TÜRKİYE ESAD'LI GEÇİSE HAZIR
İDDİALARI
Türkiye’nin temel parametreleri açısından Suriye politikasında bir
değişiklik yok. Değişim de yok zaten. Türkiye Esad’lı bir geçiş
dönemine razı oldu gibisinden bir takım haberler çıkıyor. En
azından AK Parti hükümetleri tarafından ifade edilen şey şudur.
Esad’ın kalıcı olduğu hiçbir formül makbül bir formül değildir.
Eğer kast edilen şey, muhalefet ve rejimin tam mutabakatıyla ortaya
çıkacak bir geçiş hükümeti söz konusu olursa rejim tarafından bu
işe katılacak olanların herhangi bir katliamın içinde olmamış
kişiler olması gerekiyor. Meşru muhalefetle rejim hükümetinin
kurulmasının tam mutabakatla ortaya çıkarsa, esad’ın üç ay altı ay
içerisinde gitmesine dönük olarak Türkiye’nin kabul edebileceği bir
formül düşünülmekteydi.
TÜRKİYE'NİN ARADIĞI SURİYE FORMULÜ
Ama Esad’lı geçiş dediğinizde, Suriye’nin istikrarını barışını sağlayabileceğini düşünmek hayal olur. Halkının büyük çoğunluğunu katletmiş, ordu ve istihbarat faaliyeti içerisinde Suriye’nin geleceğinde barışın kurulması söz konusu olamaz. Bu kalıcı da olamaz. Halkının büyük bir kesiminin ailelerine kast etmiş bir kişinin, bir gelecek inşa etmesi söz konusu değil.
Dolayısıyla Türkiye’nin aradığı formül Suriye halkının
gerçek iradesini yansıtacak bir geçiş hükümetinin ortaya çıkması ve
Esad’ın belli bir süre içerisinde Suriye’den ve yönetimden
ayrılması şeklindedir. Bunu bir kalıcılık gibi göstermek, böylesi
bir dış politika değişikliğinden bahsetmek söz konusu değil.
Şimdi bakınız oraya dünyanın bütün büyük güçleri yerleştiler
operasyon yapıyorlar. Oradaki halkın değişik kesimlerinin bu
operasyonların hedefi haline geldiğini, muhalefetin de zarar
gördüğünü görüyoruz. Baştan beri Türkiye’nin altını çizdiği de
budur.
Ömer Çelik basın mensuplarının sorularını
cevapladı.
Suriye konusunda AK Parti’nin duruşu tavrı noktasında
değerlendirmelerde bulundunuz. Önemli bir gelişme yaşandı. Esad ve
Putin’in bir görüşmesi oldu. Bu görüşmenin sonuçları neler
olabilir?
Bir de Bülent Arınç’ın bazı açıklamaları oldu. “Sizden 400
vekil istemeyeceğim, oy dilenciliği yapmayacağım” dedi. Bu
ayrışmanın işareti mi? Nasıl yorumluyorsunuz?
Birincisi bu Rusya ziyaretinde ortaya çıkan tablo iki tür şeye
işaret edebilir. Orada iç savaş başladığından beri Esad ilk defa
Suriye topraklarının dışına çıkıyor. Ülkesine dönünceye kadar da
Rusya duyurmadı. Bu Esad’ın kendi ülkesinde büyük katliam
şebekesini yönetirken yurtdışına çıkabilmesi soru işareti olarak
konulmalıdır. İkincisi her zaman sorunun çözümü için, sadece askeri
olmadığını biz de ifade ediyoruz. Fakat bu tip görüntülerden,
bunlar Suriye’deki katliamın sona ermesine dönük olarak işlev
üretecekse tabi ki son derece yararlı olur. Ama bunun tersine
Esad’a meşruiyet görüntüsü verme sonuçları olursa, Esad tarafından
bu şekilde kullanılmasına dönük çerçeve söz konusu olursa bu
oradaki halkın meşru mücadelesine zarar vermiş olur.
Türkiye’de bizim en büyük arzularımızdan bir tanesi Türkiye’nin
çağdaş bir anayasa yapmasıdır. Yeni Türkiye’nin kimlik belgesi
olacak en önemli unsurun, ekonomik demokratik gelişmeler çok
önemli, ama tüm bunlar hukuki altyapı olmazsa ve anayasa noktasında
biz çağdaş normlara kavuşmazsak…
Gerekli hızı alabilmemiz için, muhakkak suretle yeni anayasa
yapılması gerekiyor.
ARINÇ'IN 400 VEKİL AÇIKLAMALARI
Bu 400 vekil meselesi de gerek sayın cumhurbaşkanımız, gerek
başbakanımız tarafından Türkiye’yi yeni bir anayasaya kavuşturma ve
Türkiye’yi 7 Haziran sonrasındaki türbülanslardan koruma şeklinde
temenninin ifadesi olarak söylenmiştir. Bu Türkiye ile ilgili gerek
anayasa gerek anayasa konusunda iyi dileklerin ifadesidir. Bununla
ilgili polemik söz konusuysa bunu söyleyen kişilere sorarsınız
siz.
KILIÇDAROĞLU'NUN OSLO BELGELERİ İDDİALARI
İktidar her rejimde var, muhalefet ancak demokrasilerde var.
Muhalefet dünyanın çağdaş demokrasilerinde, kendisini iktidar
alternatifi olarak görür ve hatta gölge kabine kurar. Türkiye’nin
bu kadar önemli meselesinde ben Oslo belgeleri gördüm, hükümet
eziliyor diyen birisinin, ilk yapması gereken çıkmalı kamuoyunun
önünde, bakın dönemin başbakanının imzası var, bu belgelerle şu
sözler verilmiş demesi gerekir. Bunu ispat ettiği takdirde, hükümet
ve altında imzası olanlar gereğini yapmalıdır. Ama bunu ispat
edemiyorsa, bu kadar sorumluluk gerektiren bir itirafı ispat
edemiyorsa da istifa etmelidir. Bunlar büyük meselelerdir. Türkiye
30 yıldır bu işlerle uğraşıyor.
HER ŞEYİ DOĞRU YAPTIK DEMİYORUZ..
Her şeyi doğru yaptık da demiyoruz, yanlış yaptığımız işi de
düzeltiriz. Ama bir tavizi verdiğimiz iddia ediliyorsa, açık
çağrıda bulunuyoruz. Hemen bir saat, iki saat içinde bu belgeler
nelermiş, altında kimin imzası varmış. Bunu açıklasınlar, biz
gereğini yaparız. Bu kadar büyük iddiaların arkasından bir ispat
söz konusu değilse de bu iddiaları öne süren kişilerin ne yapması
gerektiğini vatandaşlarımızın takdirine bırakıyoruz.
Ben belgeler gördüm büyük tavizler verilmiş dendikten sonra… Bu
belgeleri size kim getirdi? Kim gösterdi. Bunların da açıklanması
lazım. Neymiş bu belgeler, içinde ne yazıyormuş, altında kimin
imzası varmış? Açıklasınlar görelim. Bunu açıklamamak da iddia
edenin sorumsuzluğu olarak tarihe geçer.
CHP’nin internet sitesinde pek çok rapor vardı. Hatta o günün
şartları açısından Meclis’te ilk konuşmayı ben yapmıştım. Çok ileri
ifadeler vardı. Ben CHP’nin sitesindeki ifadeleri dillendirdiğimde
CHP sırasında tepki verdiler. Arkasından bu sizin hala internet
sitenizde duruyor dediğimizde cevap verilmedi. Biz bu konuda ne
yaptığımızı biliyoruz.