Ölüme çare arayanlara cevap
Abone olÖlüme çare var mı? Diyanet'in İlmi Dergi'nin son sayısında, "Ölümsüzlük Arzusu ve Uzun Süre Yaşamak Meselesi" yazısı ile ölüme çare arayanlara cevap veriyor.
Diyanet, ölüme çare arayışlarının beyhude olduğu, ancak ömrü uzatma imkanının bulunduğunu bildirdi. Doç. Dr. Hidayet Aydar tarafından kaleme alınan yazıda, bilimsel gelişmeler ve İslam açısından ölümsüzlüğün mümkün olup olmayacağına açıklık getiriliyor. "Aranızda ölümü takdir eden biziz. O kaçmakta olduğunuz ölüm, işte o size mutlaka ulaşacaktır", "Nerede olsanız, sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine ölüm sizi bulur" ve "Senden önce hiçbir insana ebedi yaşamı vermedik, şimdi sen ölürsen (sanki) onlar ebedi mi kalacak?" şeklinde ayetlere yer verilen yazıda, bu konudaki bilimsel gelişmelere değiniliyor. Bu tür çabaların tarihin her döneminde görüldüğünün vurgulandığı yazıda, Gılgamış Destanı'nda denizin dibindeki ölümsüzlük bitkisinden bahsedildiği bilgisine yer veriliyor. Bilim adamlarının bir bölümünün ölümsüzlüğün mümkün olmadığını, insanoğlunun en fazla 200 yıl yaşabileceğini söylediğinin belirtildiği yazıda, bazı peygamberlerin uzun yaşadığının anlatıldığına dikkat çekiliyor. İnsanoğlunun içinde uzun yaşama isteğinin olduğunu ifade edildiği yazıda, ancak ecel gediği zaman bunun geciktirme imkanının bulunmadığı anlatılıyor. Ülkelerdeki ortalama yaşam süresi bilgilerine yer verilen yazıda, gelişmekte olan ülkelerde bu sürenin arttığına dikkat çekiliyor. Gelişmiş ülkelerdeki yaşma sürelerinin ise 80 yılı bulduğu vurgulanan yazıda, geri kalmış ülkelerde ise ortama yaşam süresinin 40 olduğu ifade ediliyor. "Allah eceli gelen hiçbir canın (ecelini) ertelemez" ayetine de yer verilen yazıda, şu değerlendirme yapılıyor: "Dolayısıyla ölüme çare bulunabileceğine ve canlı varlıklarının beden itibariyle ölümsüzleştirileceğine ihtimal vermiyoruz. İnsanoğlunun en büyük özlemlerinden biri olan uzum süre yaşamanın mümkün hale getirilmesi için çabalar gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu gelişmelerin beklenen sonucu verip vermeyeceği konusunda tahminde bulunmak için henüz erkendir. Fakat bu konuda ümitsizliğe gerek olmadığı kanaatindeyiz. Kur'an-ı Kerim ve diğer dini metinlerde verilen bilgiler, bu konudaki ümitleri arttırıcı ve kuvvetlendirici niteliktedir. Tarihte uzun süre yaşabilmişse bundan sonra da uzun süre yaşanabilecektir."