Ölüm döşeğinde o anlar
Abone olİki kaldı diyordu eşi Esin Hanıma... Sadece 2 gün... Ellerini sıkı sıkı tutuyor sürekli ona bakıyordu! İşte Yağmurdereli'nin son saatler;
Osman Yağmurdereli'yi uğurladık; ancak o gitmeden
başlayan tartışmalara bugün eşi Esin Hanım son verdi. Esin Hanım
hem aşk iddialarını cevapladı hem de Yağmurdereli'nin son iki
gününü anlattı. İşte insanı duygulandıran o son iki gün ve
tartışmalara verilen cevaplar;
Hiçbir şey yapamadan gidiyorum: Osman bana sadece
2 gününün kaldığını söyledi. Sürekli saati sorup ellerimi
tutuyordu. Hastanede yataklarımız yan yanaydı. Ama ben yastığım
düşmesin diye duvara yaslamıştım. “Hayır karıcığım yastığını buraya
koy, senin yüzünü seyretmek istiyorum” diyordu. Elimi tutuyor,
yüzümü seviyordu. Son günleri olduğunu biliyordu, böyle bir
kaçamağı olsaydı kesinlikle itiraf ederdi. Hatta ben ona son
günlerinde “Osman çok zayıfladın. Böyle daha da yakışıklı oldun.
Kızlar seni görünce dayanamaz. İyileş ayağa kalk, çapkınlık yap”
dedim. O da bana “Bunu bana zamanında müsaade etseydin de
yapsaydım. Bak gözlerim açık gidecek. Hiçbir şey yapamadan
gidiyorum” dedi.
Seven insan sevdiğini üzmez: Gülben Ergen de
benzer bir ilan verdi. Hatta tüm sanatçılar ilan vermeli diye
düşündüm. Ama bu kadın o ilanı tepkilere bakıp ben bunu nasıl
kullanabilirim diye düşünüp vermiş galiba. 10 senelik böyle bir
ilişkisi olsaydı böyle bir şey asla yapmazdı. Seven insan sevdiği
insanı üzmez.
Mutlaka hissederdim: Ben aptal değilim hissederim.
Devlete 30 sene hizmet ettim. İnsanları tanımasam o hizmeti 30 sene
başarıyla sürdüremezdim.
Bunlar reklam amaçlı. Bunları çıkaranları biliyorum. Neden
çıkardıklarını da biliyorum. İçlerindeki vicdan azaplarını
rahatlatmak istiyorlar.
Ben paranın nereden geldiğini biliyorum: Osman’ın
son zamanlarında o kadar parası da yoktu, yalan söylüyorlar. O
kadının karşıda Doğulu, oto galerisi olan bir sevgilisi var,
Londra’da da var. Hatta birisi daha var ama o da evli ve çocuklu.
Bu yüzden isim veremiyorum. Ben kocamın maddi durumunu çok iyi
biliyorum. Şirketin bütün hesapları bendeydi. Nereden para
geliyorsa direk oraya geliyor, sanatçıların hesabına yatıyordu.
Telefon konuşmaları yok: Böyle bir konuşma olsa
haberim olurdu. Belki 6-7 sene önce dizide oynarken konuşuyordı.
Ben eski Ulaştırma Bakanı’nın kız kardeşiyim. Gözümden hiçbir şey
kaçmaz. Dokümanlar alınır, Osman Bey’in ruhu duymaz, her şey tespit
edilir. Telefonlarında hiç öyle o kadınla ilgili arama, tarama yok.
Böyle bir şey olsaydı bana duyururlardı. O kadın, Ayten Gökçer ile
Yılan Hikayesi’nde rol aldı. Böyle bir durum olsaydı Ayten onun
saçını parçalardı.
Başkası olsa hissederdim: Çocuğumuz olmadığı için
her yerde birlikteydik. Benim kocam günde 10 kere 20 kere arayan
bir insan. Bir gün Mayadrom’da bir eczanedeyim. Telefonla beni
aramış, duymadım diye kıyameti kopardı. Sesimi 1 saat duymadığı
zaman çıldırırdı. Çünkü benim enerjim ona çok iyi geliyordu.
“Karıcığım biz seninle siyam ikiziyiz” derdi. Artist arkadaşlardan
biri anlattı, “Esin abla biz sizin evliliğinize imrendik böyle
evlilik yapmak istiyoruz” derdi. Osman bana “Sebebi saadetim”
derdi. Karadeniz erkeğiydi, benden çekinirdi. Çok da kıskanırdı.
“Yakan niye açık oran niye açık” derdi. Şu anda beni üzerimdeki bu
kıyafetle görse kızardı. Böyle kıyafeti o hiç sevmez. Üzerimde
ceket olmasını ister. Ama çok bunaldım. Mezarından yeni geldim.
Mayo bile giyemedim: Osman ile evlendikten sonra
denize hiç giremedim. Güneşlenmeme bile sağdan soldan görürler diye
izin vermezdi. Demek ki beni çok sevmişki bu kadar kıskanıyordu. Bu
kadar seven bir insan neden başkasına gitsin ki. Osman bana hep
şöyle derdi: “Onların hepsine ekmek veriyorum, hiçbirine yan gözle
bakamam..”
Hastaneye kimse gelmedi: (...) Hastanede 4-5 tane
koruma vardı. Kız kardeşim, yeğenim yanımdaydı. İçeriye kimseyi
almıyorlardı.
Gülşen Yüksel/VATAN