Olmasaydın olmazdık - 2002/2023

Parti liderlerini şöyle tartıya vurduğumuzda kabul etmek gerekir ki, Erdoğan siyasetin Hüseyin Bold'u..

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Parti liderlerini şöyle tartıya vurduğumuzda kabul etmek gerekir ki, Erdoğan siyasetin Hüseyin Bold'u..

Kılıçdaroğlu bu Bold'un yanında fazla "italik" kalıyor.

Kızmayın dediğime...

"Erdoğan siyasetin Hüseyin Bold'u" diyorum ama, onu bu hale getiren de CHP'nin ta kendisi. Daha şimdiden AK Parti 2023 yılında iktidar olma hayali kuruyorsa, bunun en önemli nedeni CHP ve izlediği güdük politikalar.

Yani ben AK Partili olsam, sabah akşam şükür secdesine kapanırım. Bununla yetinmem, "Olmasaydın olmazdık. 2001-2023" diye bilboard, broşür ve kartpostal hazırlatırdım.

Yemin ederim yapardım!

Hele Kılıçdaroğlu'nun katkıları...

Hediyelik eşya dükkanlarında satılan, "Yılın panpası" ödülünü dibine kadar hakediyor.

Merak etmeyin!

Aylarca "hayır" kampanyası yapıp sonra Anayasa referandumunda oy kullanmayı başaramamasını hatırlatmayacağım! Kendi seçim bölgesini anlatırken Kağıthane'ye Kağıttepe demesini de es geçiyorum.

Seçim meydanlarında, "Biz Recep Efendi gibi söz verip yerine getirenlerden değiliiiz" diye nara atmasını saymaya gerek yok.

CHP 16. Olağanüstü Kurultayı'nda, "Cumhuriyet Halk Partili olmak demek: Emperyalistlerin analarının burunlarından emdiği, sütünden emdiği sütü, memelerinden emdiği sütü burunlarından getiren partidir" demesini de görmezden geleceğim.

İzmirlileri Haliç'te yüzdürmeye çalışmasını, Lefter'i kaleci yapmasını, merdivenlere ters binmesini, yıllar önce ölen Kazım Koyuncu'ya selam göndermesini, Mehmet Akif Ersoy'un fetva verdiği gafletinde bulunmasını, Hazreti Ali'ye "Bir düşünür" demesini, Van Gölü'ne "Van Denizi" demesini falan da saymayacağım..

Bunlar her insanın başına gelebilecek insani kazalar!

Bahsedeceğim konu çok farklı...

Yukarıda da dedim ya hani..

Hakikaten bir "Olmasaydın olmazdık" durumu mevcut.

Düşünsenize..

Ne zaman AK Parti bir skandala imza atsa, ne zaman "Bu kez paçayı kurtaramazlar" desek, CHP'liler ortalık yere fırlıyor, bunu unutturacak bir şeyler yapıyor.

Farzı misal..

2002'nin 3 Kasım'ından itibaren bandı ileriye saralım.

O hafta AK Parti bir rezalete mi imza attı. Millet ikinci umuda yönünü çeviriyor. "Dur bakim CHP'de durumlar ne?" diye bakıyor.

O da ne!

Baykal'ın Nesrin Baytok ile ilişkisi patlıyor.

Liderlik erotik bir şekilde el değiştiriyor!

Aradan bir süre geçiyor, bir skandal daha...

Tekrar CHP'ye bakıyorsunuz, parti birbirine girmiş, "Aday olmam" diyen Kılıçdaroğlu aday olmuş, Sparta Kralı Leonidas gibi Önder Sav'ın Pers ordusunu partiden silmek için ölümüne savaşıyor.

Kral Leonidas, "This is Spartaaaa" diye höykürüyordu..

Kılıçdaroğlu ise "This is my CHPeeeee" diye savuruyor 6 oku düşmanlarının üzerine...

Bir süre geçtikten sonra...

AK Parti'den bir skandal daha...

CHP ne yapıyor? Bir yandan çarşaflı kadına rozet takarken, diğer yandan çarşaflıları rahibelere benzeten afişler asıyor.

Bir skandal daha mı patladı?

Hiç önemli değil.

Hüseyin Aygün kendisini kaçıran, asker ve polis katili PKK'lılara "İyi çocuklardı" diyor!

Hadi bir skandal daha..

CHP hemen iş başında!..

Fransa'da öldürülen 3 PKK'lının evine giden Hüseyin Aygün Türkiye'yi ayağa kaldırıyor. Aynı Hüseyin Aygün bununla da yetinmiyor, "Kurtuluş Savaşı sırasında etnik temizlik yaptık" diyor.

Hele şu son haftalar!

AK Parti Türk siyaset tarihinin en zor dönemini yaşıyor. 30 yıldır ülkenin başına bela olan kahrolası düşmanları ile barış görüşmelerine başlıyor. Bir küçük hata iktidardan tepetaklak düşmelerine neden olacak belki de...

CHP ne yapıyor?

Birgül Ayman Güler, "Kürtlerle Türkler eşit değildir" diyor! Seçim döneminde birlikte miting yaptığı, BDP'nin karşısına dikiliyor!

Niye?

Anadilde savunma hakkına karşı çünkü!

Bu aymaz açıklama Kürt vekillerin ve başkanların istifasını beraberinde getiriyor. Beri yandan Muharrem İnce, Sezgin Tanrıkulu'na savaş açıyor. Niye? Kürt kontenjanından ve dillendirilen siyaset anlayışından rahatsız olduğu için.. Bu arada diğer vekiller ne yapıyor?  Onlar Perinçek'in bayrağı altında toplanmanın heyecanını yaşıyor.

CHP kazan dairesini andırırken Kemal Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Pek de uzaktan gelmeyen bağırışlar kulaklarını uğursuzca yalıyor, sebebin kendisi olduğunu biliyor. Ama çözüm ne onu bilmiyor. Kürsüye çıkıp, "Yapacayım, edeceyim, bitireceyim" demekten başka bir şey yok konuşulan.

Kısacası AK Parti ne zaman yanlış bir şey yapsa, CHP bir güneş tutulması gibi çıkageliyor.

Yahu arkadaş!

Siz sabahları partiye gelirken direğe falan mı tosluyorsunuz? Yoksa çukura falan mı düşüyorsunuz?

Bu kadar dengesizlik normal değil yahu?

İşin daha vahim tarafı ne biliyor musunuz?

Bu zihniyet tavandan tabana olanca hızıyla bir veba gibi yayılıyor. Kendisine parti taraftarı diyen herkes yaptıklarıyla CHP'ye oy kazandırdığını, fayda sağladığını sanıyor. Yaptıkları onu bunu yaftalamak.

Yemin ediyorum AK Parti'nin kadın kollarına, gençlik kollarına iş bırakmıyorlar. Hani, AK Partinin propagandadan sorumlu teşkilatları yerine  bunlara maaş versen, kuruşuna kadar helaldir.

Hani insanda bıngıldak kadar beyin olsa, "Yahu bu AK Parti yüzde 34'lerden yüzde 54'lere geldi. Biz bir yerde yanlış yapıyoruz" diye düşünür.

Pardon ama pardooon!

AK Parti makarna, kömür nohut vererek seçim kazanıyordu değil mi?

E ben boşuna mı diyorum "Olmasaydınız AK Parti olmazdı" diye?

Varlığınız Erdoğan'ın varlığına armağan olsun!