Ali İsmail Korkmaz yaşam savaşını kaybettikten birkaç gün sonra
abisi Gürkan Korkmaz'la konuşmuştuk telefonda...
Onun sesi titriyordu Ali İsmail'i anlatırken, ben ağlıyordum
çaktırmamaya çalışarak...
Soru soracağım zaman derin bir nefes alıp, veremiyordum...
Gözyaşlarım yanaklarıma süzülüyor, bir yandan da haberi nasıl
yazacağımı düşünüyordum...
"O dünyanın en iyi insanıydı" derken abisi can
kardeşi için, lime lime oluyordu ciğerim...
Yazdığım en zor haberdi, ağlamaktan ekranı göremiyordum
yazarken...
O an insanın aklına en sevdikleri geliyor, en sevdiklerin...
Ve.. Ya kaybedersem diye korkudan iki de bir "Allah
korusun" diyerek içinden, Allah'a emanet ettiklerin...
Hep derler ki dünyanın en büyük acısı evlat acısıdır, sonra
kardeş acısı...
Allah kimseye yaşatmasın...
Fatih Hilmioğlu en zor zamanlarından birinde kaybetti
evladını...
Hapisteyken gepegenç oğlu trafik kazasında vefat etti...
Hatırlıyorum, binbir prosedürle çkıp gelmişti cenazesine
oğlunun...
Hani bir baba kaç kere ölür evladını
kaybedince!
Ne kadar ölürse o kadar ölmüştü işte!
Aylardır göremediği oğlunu elim bir kazada kaybetmiş, soğuk
bedenini koklayabilmişti en son!
"Kahpe" ölüm haber vermiyor ki geleceğim
diye!
Sevdiklerini son bir kez koklayıp, son bir öpücük kondurup ve
hatta öpücüklere boğup gönderme şansın yok ki!
Bir anda...
Alıp gidiyor, hiç düşünmeden...
Öyle gitmişti oğlu, zaten uzaktaydı, daha uzağa, sonsuzluğa
gidivermişti...
Fatih Hilmioğlu ölen oğlunu görüyormuş
şimdilerde!
Hücresinin her yerinde!
Baba bu, özlemiş işte!
İçim ağlaya ağlaya, gözyaşlarım sular seller gibi taşa taşa
yazıyorum yazıyı...
Duvaralara yapıştırdığı özlemle konuşan bir baba geliyor
gözlerimin önüne...
Oğluyla dertleşiyor işte...
İnsan duvarlardan başka kiminle dertleşebilir ki zaten
hücrede!
Soğuk beton duvarlarda evlat sıcaklığı arayıp gülümsüyor
olmalı...
Hiç görmeyeceğini bilince insan, milyonlarca yıldır
görmüyormuş gibi oluyor demek ki özlediğini...
Duvarlarda boş çerçeveler yaratıp içine yerleştiriyor
olabilir sevdiğinin suretini!
Zor...
Bir insanın evladını, en sevdiğini, kaybetmesi, bunu
kabullenememesi çok zor...
Ama...
Bir babanın buz gibi beton duvarlara bakarak oğluyla konuşmasını
izleyip de tedbir almayacak kadar vicdansız olmak çok daha zor!