Ölüm anında neler olur? Ölen kişi kimleri ve neyi görür? Ölen kişi kendisini yıkayanı ve defnedeni görür mü? İmam Ahmed ve Taberani, İbn-i Ebi Dünya, Mervizi ve İbn-i Mende, Ebi Said el-Hudri (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiklerine göre; Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : “Ölen adam kendisini yıkayanı, taşıyanı, tekfin edeni ve kabirde uzatanı tanır.” buyurdu. Ebu'l-Hasan bin Berra «Ravda» kitabında zayıf bir senedle İbn-i Abbas'tan rivayet ettiğine göre; Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : “Her ölen gasilini (yıkıyanını) tanır. Eğer cennetle müjdelense, taşıyanlara yalvarır, beni acele götürün, der. Eğer cehennemle müjdelense acele etmemelerini rica eder.” İbn-i Ebi Dünya, Mücahid'den şunu rivayet etmiştir: “Kişi ölünce bir melek, ruhunu alır, onu kabre koyuncaya kadar O her şeyini; yıkayanını, taşıyanını görür.” Ebü Nuaym, Amr bin Dinar'dan rivayet ettiğin göre şöyle demiştir : “Her ölünün ruhu meleğin elinde kalır. Yıkanan cesedine nasıl yıkanıyor, nasıl kefenleniyor, kabre doğru nasıl götürülüyor, diye hepsini müşahede ediyor.” İbn-i Ebi Dünya, Amr bin Dinar’dan rivayet ettiğine göre: “Her ölen kendisinden sonra ailesinde olacağı her şeyi bilir. Onlar onu yıkarken, kefenlerken o hep onlara bakıyor.” demiştir. Müslim ve Buhari, Enes (Radıyallahû anh)'dan şöyle rivayet etmişler: Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Bedir ölülerinin yanı başlarında durdu. Onlara seslenerek: “Ey filanın oğlu filan. Rabbinizin size vaad ettiğini hak olarak buldunuz mu? Çünkü ben Rabbimin bana vaad ettiğini hak olarak buldum.” Ömer (Radıyallahû anh) : “Yâ Resûlullah, nasıl ruhsuz cesedlerle konuşuyorsunuz, deyince Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : “Siz onlardan daha fazla işitici değilsiniz. Yalnız onlar bana cevap veremezler.” dedi. Ebû Şeyh mürsel olarak Abid bin Merzûk (Radıyallahû anh) 'dân rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Medine'de, Camiye bakan bir kadın vardı; öldü. Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'in haberi olmadı. Kabri yanından geçerken “Bu kabir nedir (kimindir)?" diye sordu. Ona «Ümmü Mihcen'in kabridir» dediler. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : “Camiye bakan kadın mı?" dedi. — Evet, dediler. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) hemen milleti saflaştırdı, cenaze namazını kıldı. Sonra ölen kadına seslenerek: “Hangi ameli daha hayırlı buldun?” deyince, sahabeler: “O işitir mi yâ Resûlullah?» dediler. Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : "Siz ondan daha fazla işitir değilsiniz." buyurdu. Buharı ve Müslim, Ebu Said el-Hudri (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Cenaze tabuta bırakılıp, kabre doğru taşınınca, salih ise «beni götürün» salih değilse, «yazık bana! Beni, nereye götürüyorsunuz» der. İnsandan başka her şey onun sesini işitir. Şayet insanlar onun sesini işitseydiler, ölürlerdi." Buhâri ve Müslim; Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh) 'den rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Cenazeyi acele götürün. Salih ise onu hayra götürüyorsunuz. Salih değilse o boynunuzdan atılacak bir şerdir.” İmam Celaleddin es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayınları: 171-176.