Oldu o zaman!

Zaten topu topu bir avuç gazeteci iktidarı eleştiriyor, o kadar “yandaşın” içinde birkaçına bile tahammül edemediğinde sen de kıs kıs gülecek, yetmezmiş gibi bir de alkış tutacaksın…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Yüzlerce gazeteci, gazetecilik faaliyeti nedeniyle içeri tıkılırken susacaksın…

Sonra “Özgür basın” diyeceksin!

Bu devirde, hele hele haber gizlemenin mümkün olamayacağı bir zamanda , bir gazete kapatılacak ve sen tek kelime etmeyeceksin…

Utanmadan, “Özgür basın” diyeceksin…

İktidar mensupları, aleyhlerinde haber yapan gazeteyi açık açık tehdit ederken, kaba tabirle, ayar verirken, bıyık altından güleceksin…

Sonra kalkıp, “Özgür basın” diyeceksin…

Basılmamış kitaba kelepçe takıldığında , sen elini kolunu sallayıp, özgürce dolaşırken bunlara aldırmayacaksın…

Sonra, “Demokrasi” diyeceksin…

Senin yaşadığın ülkede, üniversite gençliği demokratik haklarını kullanırken, sorgularken, bir araba sopa yiyecek…

“Demokrasi” diyenlerin papağanlığını yapacaksın…

Muhalefet yapanların eşkâlini belirleyeceksin, hedef göstereceksin,meydanlarda adı zikredilip işinden olanların haklarını savunmak adına kılını kıpırdatmayacaksın…

Adına “Demokrasi” diyeceksin…

Bir ülkenin şahdamarı,  4+4+4 uygulamasıyla parçalara bölünürken ve bu durum muhalefet vekillerine, sokaktaki  vatandaşa kaba kuvvet uygulanarak, oldubittiye getirilerek, yangından mal kaçırır gibi yapılırken…

Sen hala “demokrasi” diyeceksin…

Otuz beş insanın diri diri yakıldığı bir davanın zamanaşımına uğramasına “Hayırlı olsun” diyebilen bir başbakana nerdeyse “Senin ağzını yerim ben” şarkısını söyleyecek kadar destek çıkacaksın…

Sonra da “demokrasi” diyeceksin…

Zaten topu topu bir avuç gazeteci  iktidarı eleştiriyor, o kadar “yandaşın” içinde birkaçına bile tahammül edemediğinde sen de kıs kıs gülecek, yetmezmiş gibi bir de alkış tutacaksın…

 Onunla beraber, “Candaş medya” diye söyleneceksin!

Yok yere vurulan Uludere’deki insanların acılarına parayla pansuman yapılırken…

Cephede savaşırken ölenin de, neredeyse, trafik kazası geçirenin de, önüne gelenin de “mertebesine” karar verilirken susmana rağmen…

İnançtan bahsedip, sömürü yapacaksın!

Suçsuz insanlar, suçsuz olduklarını ispat için yıllarca hapis yatarken, hiç suçu olmayanlar, suçu olmayan diğerlerinin başlarına gelenler nedeniyle korkarken…

Vicdandan, merhametten dem vuracaksın!

Sonra da,  senin ülkende bunlar olurken, başımıza sürecek merhemimiz yokken, ta buralardan, Suriye’ye, demokrasi, özgürlük ve insan hakları dersi verenleri de ayakta alkışlayacaksın…

Oldu, peki, iyi o zaman!

twitter.com/nsrnylmz