Baykal’ın siyaset gündemine bomba gibi düşen
istifası ile ilgili yazacak bir şeyim yok.
“Her şeyde bir hayır vardır”
diyenlerdenim bu tür konularda.
Ne kabul ettiği ne de reddettiği ilişkiye ise,
tamamen bir kadın gözüyle baktığımı söylemeliyim.
Doğrudur ya da değildir kimseyi ilgilendirmez
ama net olarak reddedilmeyen ve kabul de edilmeyen dolayısıyla kafa
karıştıran bir durum yok muydu ortada?
Ne olurdu ki Baykal çıkıp da “evet
doğrudur” ya da “hayır doğru değildir”
deseydi ve sadece doğru neyse onu söyleseydi aslında.
Beni ilgilendiren kısmı bu olayın, politikacı
olan Baykal değil, insan olan Baykal’ın ya da erkek olan Baykal’ın
duruşu.
Bütün erkekler gibi işte.
İstisnalar var mutlaka…
Onlar erkek değil zaten, kahramanJ
Bu erkekler yaşar yaşar, yakalanınca da, yok
öyle değildi, böyle de değildi, komploydu, yok beni kandırmışlardı,
yok planlıydı vs… der de dururlar.
Oysa doğru dürüst “aşık oldum, sevdim,
yaptım kardeşim” deseler ne olacak?
“Erkekliğin şanındandır”
derler hem bizim buralarda..!
Ben nedense adam gibi durabilen adama pek
rastlamadım şu aldatma arenasında.
Kadınlar daha bir sağlam duruyorlar sanki bu
gibi kriz anlarında.
Kaldı ki, erkek suçlu da evdeki kadın suçsuz
mu eğer bir suç ve suçlu varsa ortada?
Bana göre suç da, suçlu da yok ortada.
Zaten Deniz Baykal’ı bir an bile yargılamadım
yaşadığı sözde ilişki yüzünden.
Birilerini yargılamak birilerine düşmemeli
zaten.
Herkes kendi dersinde, kendi sınavında…
Herkes kendi seçimlerinin sonuçlarını yaşıyor
sonuçta.
Aşka gelince; ne yasası ne de yasağı vardır
aşkın.
Mangal gibi yürek ister aşka direnmek, aşk
kapıyı çaldığında.
Bana göre zaten en iyisi direnmemek.
Ama Türk halkının yargı sistemi çöker sanki bu
tür manzaralar karşısında.
Sanırsınız ki, aile kavramı yerle bir
oluyor.
Oysa sadece ilgili kişileri ilgilendirir
yaşanan.
Başka da kimseyi ilgilendirmez.
Deniz Baykal’ın duygusuz bir politikacı olduğu
konusundaki fikrim değişti ama!
En azından yaşıyormuş politika yapmadığı
zamanlarda.
Belki de, atan bir kalbi bile varmış, kim
bilir...
“Eşimin arkasındayım” diyen
Olcay Hanım’a da; “keşke şimdi arkasında olacağınıza,
zamanında yanında olsaydınız” diyeceğim nacizane…