Olay yazar Yılmaz Özdil konuştu!
Abone olAhmet Türk'e yapılan saldırıyı farklı bir şekilde ele alınca eleştirilere hedef oldu. İşte o yazar sonunda konuştu.
Son günlerin en çok konuşulan ismi.. Ahmet Türk'e yapılan yumruk
saldırı sonrası yazdığı yazı olay oldu. Saldırıyı onaylar tarzda
yazdığı iddiasıyla hedef tahtasına konuldu.. Köşe yazarları ağır
ifadelerle eleştirdi, faşistlikle ırkçılıkla suçlandı.
"TÜRK'E KALKAN OLURUM"
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil günler sonra suskunluğunu bozdu.. Özdil, "Ben orada olsaydım, Ahmet Türk’e kalkan yumruğa kendimi kalkan ederdim…" diyor..
"VIZ GELİR TIRIS GİDER"
Kendisini ve Hürriyet'i eleştirenlere ise
"Hürriyet’e ve Hürriyet yazarlarına küfür ederek, polemiğe
girerek, gündeme gelmeye çalışıyorlar. Vız gelir, tırıs
gider" cevabını veriyor.
Hürriyet Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil, Ege'de Sonsöz gazetesinde
Gönül Soyoğlu'na konuştu.
Ahmet Türk’e saldırıyı duyduğunda ilk tepkin, ilk düşündüğün ne
oldu?
ÖZDİL: İlk tepkim, Samsun’a derhal canlı yayın
aracı göndermek oldu. Ben önce haberciyim.
O yazı, senin kendi duyguların/düşüncelerin mi, yoksa “halkın
çoğunluğu böyle düşünüyor, ben de onların duygularına tercüman
olmalıyım” mı?
ÖZDİL: Canımsın ama, bu soru, o yazıyı tam
kavramadığını gösteriyor… Halkın çoğunluğunun düşüncesi veya halkın
duygularına tercüman olmak filan beni ilgilendirmez. Ben kendi
düşüncemi ortaya koyarım, halk beğenir veya beğenmez… O yazı,
BDP’yi veya Kürt kökenli vatandaşlarımızı eleştiren bir yazı
değildir aslında… Önyargısız okumak gerekir… O yazı, kasıtlı yanlış
bilgilerle halkı yanlış yönlendirmeye çalışan ikiyüzlü medyayı ve
Türkiye’yi bölünmeye götüren iktidarın açılım yanlışlığını
anlatıyor.
Yazını alkışlayanlar ve “duygularımıza tercüman oldu" diyenler
“geçmişte Kürtler kendini azınlık gibi hissediyordu, şimdi biz
Türkler azınlık olduk. Bu hükümet bunları şımarttı, tepemize
çıktılar” diyorlar. Yazdıklarını böyle yorumlayanlara katılır
mısın?
ÖZDİL: Anlatmaya çalıştığım kısmen bu… Tepemize
çıkartılanlar Kürtler değil, terör örgütü.
Yazını eleştirenlerce “Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı meşru kılmak
çabası içinde olmakla, şiddeti onaylamakla” suçlanıyorsun. Hatta
kendi grubunuzdan bir yazar tarafından “medyanın Ogün Samast’ı
olarak gösteriliyorsun. O yazıyı yazarken, bu tür suçlamalarla
karşılaşacağını biliyor muydun?
ÖZDİL: Ben yazarım, onlar beni yazar… Sadece benim
başıma gelen değil bu, Ertuğrul Özkök’ün Ahmet Hakan’ın Mehmet
Yılmaz’ın, zamanında Bekir Coşkun’un, Emin Çölaşan’ın başına gelen
bu… Çünkü, Hürriyet’in gücü bu… Hürriyet’e ve Hürriyet yazarlarına
küfür ederek, polemiğe girerek, gündeme gelmeye çalışıyorlar. Vız
gelir, tırıs gider.
Yazdığını savunanlar da var; şiddetle eleştirenler de… Hemen her
gazetede sen ve ‘yumruk’ yazın, daha önce yazdıkların var. Hedef
göstermekle suçlanırken hedef olmak nasıl bir duygu?
ÖZDİL: Olur böyle şeyler… Tetikçiler hep vardı,
ilerde de olacak.
“Bidon kafalı” lafın, seninle ilgili yazılan tüm yazılarda önüne
çıkıyor. Hem halkı savunur gözüküp hem de halkı aşağılayan bir
yazar olmakla suçlanıyorsun bu laf nedeniyle. Geriye dönüp
baktığında keşke bidon kafalı demeseydim dediğin oluyor mu?
Savunduğun ve kızdığın halk aynı mı, farklı kesimlerden mi
bahsediyorsun?
ÖZDİL: Avanta alırken belediye başkanını
alkışlayıp, suyu kesilince belediye başkanına küfür eden, bidon
kafalıdır… Bidon kafalı, illa AKP’li değildir. CHP’den avanta alıp
CHP goygoyculuğu yapan da bidon kafalıdır. Ben siyasi görüşü ne
olursa olsun, avanta alınmasına, avanta karşılığında oy satılmasına
sinirlenen gerçek demokratları savunurum.
“Hrant Dink’e, Orhan Pamuk’a, Ahmet Kaya’ya yapılan saldırıların
altında medya kışkırtması vardı, Yılmaz Özdil de kışkırtıcı
kalemiyle aynı hatayı sürdürüyor” diyorlar. Bunun için ne
diyeceksin?
ÖZDİL: Yuh diyorum.
DEVAMI: ORADA OLSAYDIM, AHMET TÜRK'E KALKAN YUMRUĞA KALKAN
OLURDUM
ORADA OLSAYDIM, AHMET TÜRK'E KALKAN YUMRUĞA KALKAN OLURDUM
Star tv’de Ahmet Türk olayını verirken “empati” dilini kullanmaya çalıştığın, ama yazında Kürt halkıyla empati kurmak bir yerine, saldırgan ve kışkırtıcı bir dil kullandığın eleştirilerine ne söyleyebilirsin? İki dil arasında fark olmasının nedeni ne?
ÖZDİL: İki dil arasında fark yok. Ben orada olsaydım, Ahmet Türk’e kalkan yumruğa kendimi kalkan ederdim… Eminim, bana vurmaya kalksalar, Ahmet Türk veya Sırrı Sakık araya girer… Yumruk meselesi değil çünkü bu… O yazım, kimse kimseye vurmasın diye başlıyor… İçeriğinde anlatılmak istenen kavram başka… Anlamak isteyen, anlıyor... Benim yazım nedeniyle ışığa tutulmuş tavşan gibi açığa çıkanlar, yakalandıklarını anladıkları için hakaret etme, küfür etme, hedef saptırma, hedef gösterme yoluna gidiyorlar. Normaldir.
Seni “bidon kafalı” diye yazdığın için suçlayan kalemlerin “Yılmaz Özdil’i dağa kaldırıp peşmergelere yalatsınlar” ifadeleri için ne söyleyeceksin?
ÖZDİL:Her hıyarım diyene tuz yetiştiremiyoruz… Benimle polemiğe girmek isteyenler, Türk Eğitim Vakfı’na bağış yapmak zorunda… Bağış yapıp, dekontu göndersinler, düşünürüz. Bedavaya şöhret olmak yok.
Gazetecilerin keskin kutuplaşma ve kamplaşmanın var olduğu iklimlerde daha itinalı bir dil kullanması gerektiği görüşüne katılır mısın? “Çok okunan, en çok okunan yazar/etkili bir kalem” olmak, omuzlarına böyle bir sorumluluk yüklüyor mü? Ya da sorumluluğunu nasıl değerlendiriyorsun?
ÖZDİL: Doğruları yazmaktır sorumluluk…
“Kamuoyunun sesi” olmakla “kamuoyunu doğru yönlendirmek” arasında kaldığın oluyor mu? Yumruk başlıklı yazın, bu iki görüşün hangisini yansıtıyor?
ÖZDİL: Söyledim, bu tür tercihlerle ilgilenmem… Ben kendi görüşümü yazarım. Uyarırım.
Yumruk yazısının yanlış anlaşıldığını düşünüyor musun? Yoksa ‘tam da istediğim etkiyi yaptı’ mı diyorsun? İstediğim etkiyi yaptı diyorsan, istediğin etki neydi?
ÖZDİL:Doğru yazıdır o… Doğruları duymak istemeyenlerin zıplaması ondan.
Türkiye’deki bu kutuplaşmanın baş sebebini ne olarak görüyorsun? Medyanın bu kutuplaşmadaki payı ne ve bu kutuplaşmanın sonu hakkında bir öngörün var mı? Bu, adeta kıvılcım bekleyen durumun nasıl soğutulacağı hakkındaki görüşlerin?
ÖZDİL: Halkı bölüyorlar. Oy için… Vatandaş oy vererek çözer sorunu.
Daha önce benimle yaptığın bir röportajda, “ne ırkçıyım, ne antidemokrat” demiştin, hatırlarsın. Yine ırkçılık yapmakla suçlanıyorsun. Bu suçlamalar sana ‘nerede hata yaptım ki bu suçlamaları hak ettim’ dedirtiyor mu? Olmadığını söylediğin halde, niye sık sık ırkçılıkla suçlanıyorsun?
ÖZDİL: İftiraya ne diyebilir ki insan? Demokrasi, barış, özgürlük gibi kavramları kirlettikleri gibi, kendi çirkeflerini de başkalarına bulaştırmaya çalışıyorlar.
Aklıma ilk gelenler bunlar; başka ekleyeceklerin var mı?
ÖZDİL: Öpüyorum.