Olay ses kaydına bir de böyle bakın
Abone olMİT-PKK görüşmesinin ses kaydı, sonuçsuz kalacak muhtemel kara harekatı sonrası, kamuoyunu yeni görüşmelere 'alıştırma' mı?
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- İnternete düşen
MİT-PKK görüşmelerine ait ses kaydı gündemi alt üst etti.
Görüşmelerin içeriği her iki tarafın da işine geliyor aslında.
Niyet okumaya bağlı olarak farklı senaryolar
dillendiriliyor.
Kimin sızdırdığına ilişkin olağan şüpheli İsrail gözüküyor. Ancak içerikte PKK ile masaya oturan ise devletin kendisi. Bu nedenle hedef seçilirken bu ayrıntıya dikkat edilmeli. Düz mantıkla bakıldığında kimin sızdırdığı kadar, içeriğinin kime nasıl yaradığı da önemli. O halde konuşmaları hangi açılardan okumalı?
DEVLET SAMİMİ DEĞİL
1) "İki yüzlü" davranan devletin beraber hazırlanan protokole sadık kalmadığını göstermek.
2) Kara harekatı öncesi kaseti sızdırarak "kafaları
karıştırmak."
3) Terörle mücadelede devletin çok da "kararlı" olmadığını sunmak
4) Kandil ve BDP'nin talepleri konusunda adım atmayan hükümetin "samimi" olmadığını göstermek (seçim barajı, ana dil, KCK tutukluları).
5) "Bölgede örgüt sempatizanı olmayan yok" diyen vali ile devletin PKK gerçeğini kabul ettiği görüntüsünü vermek.
6) Kendilerine dayatılan sürece karşı örgütün "dimdik ayakta" olduğu mesajını vermek.
DEVLETİN HABUR KOZU
Devletin gözüyle bakıldığında nasıl bir tablo çıkıyor?
1) Hakan Fidan'ın "Başbakanımızın özel temsilcisiyim" sözü inisiyatifin "sivil iradede" olduğunu göstermek
2) Yine Fidan'ın "hükümetin çok ciddi niyeti var" sözüyle açılımın "boş" olmadığını ispatlamak.
3) Habur karşılamasında devletin "iyi niyet" gösterisine karşı, PKK'nın süreci sabote ettiğini göstermek (Afet Güneş: Gelenler yeteri kadar eğitim almamışlardı ve ne amaçla geldiklerinin bile farkında değillerdi.)
4) 5-6 yıl önce atılacak adımlarla örgütü "dağdan indirecek" adımların, Türkiye'deki o günkü şartlar hedeniyle bugün atılmasının hükümetin işini güçleştirdiğini duyurmak.
(Hakan Fidan: Hükümetin yaptığı çok reformlar var yani Kürt kimliğini tanımadan verdiği sosyal haklara kadar bundan beş altı sene önce masaya oturulduğunda bunların hiçbiri verilmeden belli şartlar izin verseydi belki şu anda örgüt çoktan normal siyasi hayata dönmüş Türkiye'de normal bir hayat yaşıyor ve siyasi zeminde meşru mücadelesini veriyor olacaktı. Fakat Türkiye'deki şartlar buna izin vermedi.)
KAMUOYUNA "PKK İLE GÖRÜŞÜLEBİLİR" ALĞISINI YERLEŞTİRME
Söz konusu kaset sonuçsuz kalacağı düşünülen muhtemel kara harekatı sonrasında kamuoyunu yeni bir görüşme sürecine "hazırlama ve alıştırmanın" parçası olabilir. Görüşmelerin PKK'nın ateşkes döneminde oluşan bahar ortamında yürütüldüğü görülüyor. Reşadiye baskınının da bu süreci kesmediği anlaşılıyor. Yeniden çatışmaya giren tarafların daha öncesinde olduğu gibi yeniden masaya oturmayacağının garantisi yok.
PKK BİTİRİLEMEZSE
O halde şimdiki süreci "Gözü kara teröristler" ile "PKK ile "topyekün mücadeleye" başlayan devletin olağan çatışmasından başka bir şey değil. "Büyük çarpışma" sonrası taraflar özellikle de devlet, kamuoyuna "bu yolu da denedik olmadı" deyip kaldıkları yerden devam edebilir. Hükümetin Barzani'yi yanına çekme girişimi de, öncekiler gibi "nafile" çabadan öteye gitmeyeceği aşikar. Özellikle de 30 yılı aşkın savaşan ve son aylarda "Devrimci Halk Savaşı" stratejisini başlatan terör örgütünün teslim olmayacağı çok açık olduğu düşünülürse.