Olay savcı konuştu
Abone olİhraç edilen savcı Sarıkaya, sözlerinin arkasında durdu ve Şemdinli ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu.
İhraç edilen savcı Sarıkaya, kendisine açılan davaya verdiği
cevap dilekçesinde Şemdinli İddianamesi'ni de savundu. Sarıkaya,
"Ben bütün delilleri açık bir şekilde iddianamede gösterme gereği
duydum" diyerek eleştirilere cevap verdi.
Hazırladığı "Şemdinli İddianamesi"nin kamuoyunda yarattığı tepki üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından meslekten ihraç edilen Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, iddianameyle ilgili suskunluğunu Tümgeneral Nuri Ali Karababa'nın açtığı manevi tazminat davasına verdiği cevap dilekçesinde bozdu.
DAVA VAN'DA GÖRÜLSÜN
Sarıkaya'nın hazırladığı 'Şemdinli iddianamesi'nin 81'inci sayfasında isminin yer aldığını, şeref ve haysiyetinin küçük düşürüldüğünü iddia eden Harp Akademileri Kurmay Komutanlığı'nda görev yapan Tümgeneral Karababa, 25 milyar lira tazminat istemiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurmuştu. Mahkemeye 11 sayfalık bir cevap dilekçesi gönderen Sarıkaya, öncelikle dava konusu olayın gerçekleştiği yer ve ikamet adresinin Van olması nedeniyle davanın Van Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılması gerektiğini belirtti. Sarıkaya, bu nedenle mahkemenin 'yetkisizlik kararı' vermesini talep etti. Savcıların faaliyetinin idari nitelikte olduğunu belirten Sarıkaya, davanın idari yönden bağlı bulundukları Adalet Bakanlığı'na karşı İdare Mahkemesi'nde açılması gerektiğini vurguladı.
ARAŞTIRMAK GÖREVİM
Dava dilekçesindeki "TSK'nın en üst kademesindeki kişilere karşı görevini aşarak haksız ve usulsüz iddianame tanzim ettiği" iddiasını kabul etmesinin mümkün olmadığını belirten Sarıkaya, şunları söyledi: "Savcılığımıza birçok ihbar dilekçeleri geldi. Mehmet Ali Altındağ isimli bir şahıs da, TSK bünyesinde yer alan bir kısım askeri yetkililer hakkında şikayetçi oldu. İhbar ve şikayetler Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, bir kısım askeri yetkililerin yasalara aykırı işler yaptığını, Şemdinli olayının da bir bütününparçası olduğunu, ihbar ve şikayette adı geçen askeri yetkililerin de Şemdinli olayı ile ilgili olarak soruşturulması gerektiğini belirtti.
Yaptığım soruşturma sonunda, Diyarbakır, Şırnak ve Silopi'de bir kısım askeri yetkililer tarafından gerçekleştiği belirtilen kanunsuz eylemlerin, Şemdinli olayıyla ilgili olmadığını tespit ettim ve dosyayı ayırarak yetkili makama gönderdim. Eğer Şemdinli olayıyla ilgisini görseydim, şikayetlere konu olan askeri yetkililer hakkında soruşturma açmamda herhangi bir engel yoktu. Bu ihbar ve şikayetlerin Şemdinli olayı ile ilgisi var mı ya da yok mu diye araştırmak benim en tabi görevimdir."
ŞEMDİNLİ İLE BÜTÜNLÜK...
Sarıkaya, iddialarına şöyle devam etti: "Usul ve yasaları çiğnemeden, tüm delillerin açık bir şekilde iddianamede gösterme gereğini duydum. İhbar ve şikâyetlerde, dosyamızın şüphelisi Ali Kaya'nın ismi geçiyordu ve Doğu ve Güneydoğu'da bir kısım askeri yetkililerin kanunsuz işler yaptığı ve bunların da Şemdinli olayı ile bir bütünlük oluşturduğu kaydediliyordu. Bu kanunsuz olayların zamanla devletin içinde gizli örgütlenmelere yol açacağı ve bu durumda Şemdinli'de olduğu gibi suç işlemeleri halinde devletimize ve ülkemize gelebilecek zararlardan bahsediliyordu. Ayrıca bir kısım anlatımlar devlet görevlilerinin suç işlemelerinin sebeplerini belirtiyordu. Bu tür suçlar işlenirse ülkemiz ve devletimiz nasıl bir tehlike karşısındadır? Bu suçun sebepleri nelerdir? Bunları izah etmek için iddianameye alma zorunluluğu hissettim. Aksi takdirde sonuca ulaşamayacaktım."