Olay müdürden inciler
Abone olBodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi eski müdürü Oğuz Alpözen, ismini nasıl yazdırdığını anlattı.
Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi eski müdürü Oğuz
Alpözen, hakkında çıkan "Eserlerin imitasyonlarını sergiledi ve
asıllarını Amerika'ya gönderdi" iddialarına cevap verdi.
İddiaları, "Söylemek değil kanıtlamak önemli" diyerek cevaplayan
Alpözen, "Yapmak önemli, taş üzerine taş koymak önemli. Ben
Uluburun batığını bulan ekibin başkanıyım. Dünyanın en eski batığı
diye tarihe geçiren benim. Georg Bas ile Cemal Pulak başkanlığında
yapılan kazılarla çıkarılan eserlerin Kültür Bakanlığı'nın özel
izni ile hazırlanan özel bir sergi salonunda sergileyen de benim"
diye konuştu.
Eserlerin sahtelerinin sergilenmesi iddiasına da değinen Alpözen,
"Uluburun batığından çıkan altın kasenin orijinali 265 gram
ağırlığında, eserin kopyası bende var. Bütün dünya bunu yapıyor,
kopyalarını yaparak dükkanlarda satıyor. Ben bu kadehle bakanlara
kadar ikramda bulundum. Bunu müzenin derneğinin satış dükkanında
sattım. 1984 yılında ben o müzeyi yönetirken 33 bekçiye maaş
ödüyordum. 2005 yılında ben emekli olurken 5 bekçi ile güvenlik
sağlanmaya çalışılıyordu. Geçici işçilerle bir müze koruma altına
alınamaz. Oradaki eserlerin değerlerini ben bilemem, orada bulunan
hazine odasında eserlerin aslını sergileyecek kadar aptal değilim.
Orijinali 4 kişinin bir olup, ayrı ayrı anahtarlarla girip,
imzalarla geçip özel bölmelerde bulunan kasalarda saklanır"
ifadelerini kullandı.
Oğuz Alpözen, kendi armalarını kaleye koyduğunu da söyleyerek,
"İtalyan kulesinde bir sütunun başlığında İtalya yazdığını
biliyorum. Kapıda 1437 tarihini okuyorum. Ben gidip de İtalyan
kulesine adımı koymadım ki, ben sıfırdan yaptığım Uluburun
batığının salonunun 1997 yılında yeniden yapıldığını, böyle bir
salonun olmadığını, kalenin yenisi ile eskisini vatandaş anlasın
diye o armaları ve tarihi koydum.
Ben sadece kendi armamı koymadım ki, kalenin kurucu müdürü Haluk
Elbe'nin de armasını koydum. Nurettin Yardımcı'nın da armasını
koydum, ondan sonra müdürlük yapan İlhan Akşit'in de armasını
koydum. Benden sonra gelenler de kendi yaptıkları binalara kendi
armalarını koysunlar ve bu şövalye geleneği, cumhuriyet geleneği
ile birlikte sürsün. Şövalye armasını koymuş, haçını takmış. Ben de
Haluk Elbe'nin armasını koydum, altına ay yıldızını taktım. Oğuz
Alpözen'in armasını koydum onun da ay yıldızını taktım" dedi.