5 dalda Oscar’a aday olan “Para Avcısı”nda (The Wolf of Wall Street),Martin Scorsese, kolay parayla yoldan çıkan “kurt” lakaplı borsacı Jordan Belfort’un gerçek öyküsünü anlatıyor. İçerdiği seks ve uyuşturucu âlemleriyle tartışmalar yaratan film Türkiye’de bugün 18 yaş sınırıyla sansürsüz olarak gösterime giriyor. “Para Avcısı” nın akılda kalan resimlerinden birini Jordan Belfort’un (Leonardo DiCaprio) ofiste yaptığı o “motivasyon konuşmaları” sırasında tekrar tekrar görüyoruz. Dar tavanlı, büyük ve çok kalabalık bir ofiste, geniş açı lenslerin sağladığı alan derinliğiyle çekilen bu sahnelerde herkes büyülenmiş gibi Belfort’u dinliyor. Belfort sadece patron değil, satışı yöneten lider, bir tür kapitalizm şamanı... Yumruğunu göğsüne vurup şarkı söylemeye ya da kurt gibi ulumaya başlarsa diğerleri de onu takip ediyor. Satışı seks gibi düşünüyor; ofiste kokaini ve seksi teşvik ediyor. Satış iyiyse, mesai sonrası uyuşturucu, içki ve seks ayinini başlatıyor. Kutlamalara fahişeler, tutup fırlatılan cüceler, 10 bin dolara saçını kazıtan kadınlar getiriliyor. Bütün gün telefon başında para için uğraşan bu insanların, ancak başkalarının da para için neler yapabildiklerini gördüğünde rahatlamaları şaşırtıcı değil. İyi bir satıcı olmak, günümüzde birçok kişi için kuşkusuz en önemli zengin olma ümitlerinden biri. Ama etik kurallar devre dışı kaldığında ve satış yegâne hedef olduğunda yozlaşma kapıda bekliyor. Bunu filmde en iyi, Belfort’un Forbes Dergisi’nde çıkan söyleşisinden sonra yaşadıkları anlatıyor. Belfort gayri ahlaki yollara başvurduğuna dair imalar nedeniyle yazıdan rahatsızdır. Buna karşılık, makale onu Wall Street’in “yıldız kurdu” yapar. YAN ÖYKÜ FAZLALIĞI Filmin, iyi bir satıcı olmak için Belfort’un ağzının içine bakan kederli, bezgin insan yüzleriyle bitmesi de çok anlamlı. Belfort’unWall Street’teki ilk gününde Matthew McConaughey tarafından canlandırılan “akıl hocası”yla yaptığı konuşma da kuşkusuz önemli. Belfort işin özünde hayal satarak komisyon almak olduğunu ve bunun bir tür deliliğe varacağını en başından görüyor. Ama kolay para onu baştan çıkarıyor. Bu nedenle para desteleri, filmin birçok sahnesinde seks ve uyuşturucuyla birlikte kullanılıyor. Film, kapitalizmin ruhuna dokunabildiği anlarda gayet etkileyici ve akılda kalıcı. Ama yukarıda söz ettiklerimiz dışında geriye kalanlara baktığımızda, ilginç ve yeni şeyler bulmak zor. Buna karşılık, FBI operasyonu ve suç oluşturan nedenler üstünkörü geçiliyor. “Para Avcısı”nın satış, ayin, seks, para ve uyuşturucu arasında kurduğu görsel bağlarla sinemada bazı ilkleri gerçekleştirdiği ve “destansı bir borsa dekadansı” olarak sinema tarihine geçeceği kesin. Ama öte yandan, kendi içinde çok tekrara düşen bir film. Birçok sahneyi atsak film hiçbir şey kaybetmez. Ayrıca gay uşak gibi yan öykülerin filme çok şey kattığı söylenemez. Belfort’un öykünün anlatıcılığını üstlenmesi, ara sıra kameraya bakarak seyirciye seslenmesi, açılışta geçmişle gelecek arasında gidip gelen kurgu, konuşma sahnelerindeki seri kısa planlar, hareketli kamera, komedi sahneleri ve DiCaprio ile Jonah Hill’in iyi oyunculuklarına rağmen 180 dakikanın yağ gibi kayıp gittiğini söylemek mümkün değil. (Haber Türk)