Olay adam, önemli ipuçları verdi
Abone olMeclis Araştırma Komisyonu Başkanı Azmi Ateş, bazı bürokratların "devlet sırrı" kelimesinin ardına saklandığını belirterek "Dehşete kapıldığımız da oldu
Kamuoyunun merakla beklediği yolsuzluk raporunu hazırlayan
Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanı Azmi Ateş, bazı
bürokratların 'devlet sırrı' kavramı arkasına saklanmasından
yakındı. Sır kavramının komisyona bilgi akışını yavaşlattığını
vurgulayan Ateş, 'Bu olumsuzluklara rağmen hazırladığımız rapor çok
ses getirecek' diye konuştu. Gördükleri ve duydukları karşısında
'dehşeti' yaşadıklarını belirten Ateş, 'Kimse He-Man değil.
Vatandaşlar her şeyi sorgulamalıdır' dedi. Yaklaşık dört aydır
çalışıyorsunuz. Geçmişte adı şaibeyle anılan birçok ismi
dinlediniz. Komisyona başından amaç edindiği noktaya getiren
belgeler ulaştı mı? En son durum ne? Olayların üzerine şahıs
merkezli gitmeyi tercih etmedik. Ucu kime kimlere giderse gitsin
kararlı davrandık. Popülizme kaçmadık. Bilgi ve belgeler içinde
kaybolmamak için alt komisyonlar oluşturduk. 5 alt komisyon ve
60'ın üzerinde uzmanla çalışıyoruz. Bazı bürokratlar, sır kavramı
dolayısıyla hiç cevap vermiyorlar. Bilgi akışında bir yavaş işleyiş
var. Engellere rağmen, uzman arkadaşlarla nokta hedeflere
ulaşabildik. Deneyimli bir parlamentersiniz. Başlangıçtaki ve şu
andaki tahminleriniz ne boyutta? Üç dönemdir, yolsuzlukların
üzerine kararlı giden bir parlamenter olmama rağmen gördüklerimiz
karşısında 'dehşeti yaşıyoruz' diyebiliriz. Ahmet Güryüz Ketenci
Bey'in hakkını teslim etmek de gerekir. Dinlediğimiz konuklar,
ulaştığımız bilgi belgeler ışığında diyor ki, 'memleketin çivisi
çıkmış.' Ümitsizliğe düşme anlamına gelir diye 'dehşete kapıldık'
demiyorum. Sizi en çok dehşete düşüren belli bir olay, belli bir
isim var mı? - Mesela 19-21 Şubat döneminde, bu iki-üç günlük
sürede Merkez Bankası'ndan satılan 5 milyar 186 milyon dolarlık
dövizi hangi firmaların aldığını biliyoruz. Dövizlerin hangi
imkanlarla alındığını bilmiyoruz. Merkez + Bankası'nın TL
kredilendirme ile mi? Yoksa Hazine'nin imkanlarını mı kullandılar?
Kağıt üzerinde alıcı gözükenler komisyoncu mu? Arkada kimler var?
Cevaplarını bulabildiniz mi? Sorduk. Bize söylenen şu ilgili Devlet
Bakanı Ali Babacan diye, Merkez Bankası'nın bunu cevaplandırması
şartıyla sorduk; ama 'Bankalar Kanunu'nun ilgili maddeleri
gereğince ve İçtüzüğün 105'inci maddesinin son paragrafı gereğince
bunlar sır kapsamında kalır, bilgileri verirseniz dahili ve
uluslararası kuruluşlar tedirgin olur' dediler. Bu bilgilere
ulaşamadık. Denetleme raporları gelmedi Fikriniz neydi, sizin
ulaşabileceğiniz çok şeyiniz kalmadı mı? Kamu bankalarının yurtdışı
şubelerinden yurtiçine para transferinin miktarını, hangi
bankaların ne kadar aldığını ve tekrar kamu bankalarına satıp
satmadıklarını, yüzde yedibinleri bulan repoyla neler
kazandıklarını bilsen. Demirbank'ın eski sahiplerinden Halit
Cıngıllıoğlu diyor ki, 'Kasım 2000 krizinde beni faiz yokuşu
batırdı.' İş tutar, tutmaz mıydı acaba, böyle mi, değil mi, ne
kadar öyle diyebilseydik ya da siz bilseniz. Çok faydalı olurdu ve
ortaya çıkardı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen
bankalar denetime tabi oldukları için uluslararası iki denetim
kuruluşunun Türkiye temsilcileri artı BDDK. Bunların hazırlamış
olduğu üçlü denetim raporlarını istedik. Vaktinde müdahale edilmiş
mi, geç kalınmış mı, geç kalınmanın Türkiye'ye maliyeti nedir,
bankalar bazında nedir, ya da vaktinden önce müdahale edilmemişse
belirtileri nelerdir, bunları öğrenme adına üçlü denetleme
raporlarını istedik, çok daha güçlü bir şekilde sır kavramıyla
karşılaştık. 150 bin belge inceledik Hakikaten yönetim ihmalleri
yapıldığı kanaatine ulaştınız mı? Dinlediğimiz sorumluluk
mevkindeki kişilerin ortak kanaati, krizlerin temelde yatan ana
sebeplerinden bir tanesinin Türkiye'nin iyi yönetilememesi olduğu.
Türkiye'nin iyi yönetilemediğini dolayısıyla milletin halkın
güvenmemede haklı gerekçeleri olduğunu yaşadık. Peki Mesut Bey,
'siyasetçi, siyasetçileri sorgulayamaz' dedi. Bire bir
değerlendirmeye girmek istemem. Sayın Yılmaz bu ülkenin yönetiminde
bulundu. 290 milletvekilinden oluşan bir iktidar partisinin bakanı
olarak bulundu. Geçmişte bu mevkilerde bulunan bir kişi olarak
'söyleme' konumunda değil de 'yapmış' konumda olmasını takdire
şayan bulurdum. Yani bunu açık yüreklilikle söyledi. Benim dışımda
dedi. Arkadaşlar liderler, görüştüler anlaştılar geçmiş
komisyonlarda dedi. Komisyona gelen kaç dava sonuçlandı? Altyapısı
sağlam belgeye dayalı hukuki gerekçelerle minimum 5-10 soruşturma
komisyonu kurulması talebi olabilir. Bir o kadar da araştırma
komisyonu kurma talepleri var. Peki en büyük yolsuzluk hangi
birimde oldu? Bizim mercek altına yatırdığımız dönem son beş
yıldır. Üst kurullar açısından en büyük sorun hangi üst kurulda. En
çok BDDK'yı duydum sohbetimizde. Üst kurulların oluşumunu
gerçekleştiren devrin sayın başbakanı bu kurullara söz
geçiremiyoruz diye beyan vermişti. En büyük sıkıntı Türkiye'nin iyi
yönetilememiş olması. Gelen evraktan sizi en çok etkileyen ne?
Beklentilerimizin ötesinde bu olayların çok daha çaplı olması.
Yolsuzluklar dolayısıyla milletin yüzde 25'inin açlık sınırının
altında yaşamaya mahkum edilmesi. Yüzde 50'si civarındaki nüfusun
da yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmesinin
tetikleyicisinin yolsuzluklar olduğunu fiilen yaşadık.
Yolsuzlukların tek nedeni hukuk devleti olamamak Bunları kamuoyuna
ne zaman açıklayacaksınız? Cuma günü rapor süremiz de doluyor. Ama
ekleri çok olacak. Kaç belge geldi? Bilgi belge olarak 150 bini
devirdi. 41 toplantıda 51 konuk dinledik. Sayın Ecevit ile 52 konuk
dinledik. 200-225 saatin üzerinde. 41 toplantı, 200 saatin üzerinde
toplantı süresi. Son olarak ne söylersiniz? Yolsuzlukların
temelinde yatan ana sebep, Türkiye'nin kanun devletinden hukukun
üstünlüğüne dayalı, açık, şeffaf, hesap verebilir bir yönetime
kavuşmaması. Türkiye'nin ne pahasına olursa olsun mutlaka hukuk
devleti olması lazım. Vatandaşlarımız kendi kaynaklarının nerelere,
nasıl kullanılabildiğinin bilincinde olarak seçtiklerini
sorgulamaları lazım. Kimse He-Man değil. Bu kültürün gelişmesi
lazım. Ama hukuk bu ülkede 70 milyon için gereklidir. İktidarda da
olsa, muhalefette de olsa. Dosyaların yüzde 60'ını aydınlattık
Yolsuzlukların ne kadarını tespit edebildiniz? Yüzde elli-altmış
oranında oldu. Bu noktada mahcup olurum, çünkü her an
arkadaşlarımız mevcut bilgilerden değişik rakamlara
ulaşabiliyorlar, artı rakamlar ortaya konabiliyor. Halkın
beklentisi de yoktu, bu tür komisyonlar geçmişte kurulmuş ama bir
moral bozukluğu olmuştu. Bunun da tehdidi altında çalışıyoruz biz,
yani bunun bilincindeyiz. Geçmişten günümüze komisyonlar kurulur
birbirlerini aklarlar ve neticede bir şey çıkmaz; ama bilgi
akışında yavaşlığa, zamanın sınırlı olmasına rağmen bu komisyonun
ulaşacağı netice çok ses getirecek, çok konuşulacak. Bu
dediklerinizden gerekli ipuçlarına ulaşıldığı söylenebilir mi?
Tahmin ediyorsunuz zaten siz bunun içinde yaşıyorsunuz. Türkiye
vatandaşısınız kamu adına görev yapıyorsunuz, hassasiyetleri
seslendirmeye çalışıyorsunuz, yaşıyorsunuz. Kişisel olarak
yaşıyorsunuz kamu adına görüyorsunuz. Hayatımdan endişem yok Tehdit
altındayız dediniz. Hayır tehdidi şu bir şey çıkmazın tehdidi,
hassasiyeti, o anlamda söylüyorum. Şu anlamda da onu sorabilirim.
Hakikaten bu komisyonların başında görev yapanlar geçmişte çok
büyük sıkıntılarla karşılaştılar, hayati tehlikeler atlattılar.
İşte örnekleri sıralamaya gerek duymuyorum ama size de böyle şeyler
ulaştı mı? Sanki reklam peşindeymişiz gibi anlaşılabilir. Bu
şekilde değerlendirmek istemiyorum. Şunu söyleyebilirim gerek
partim, gerek yarınlara dönük kişisel beklentiler açısından böyle
bir endişe taşımıyorum. Deneyimli siyasetçisiniz, geçmişte siyaset
yapanları, liderleri dinlediniz. Dinlerken neler hissettiniz, sizi
en çok düşündüren lider kimdi? Belli bir prosedür çerçevesinde,
önyargısız davet ettik. Ulaştığımız bilgi ve belgelerin ışığında
ihtiyaç hissettiğimiz için davet ettik. Kaynak : Akşam