Olası kimsayal saldırıda...
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, sınırdaki olası bir kimyasal saldırıya karşı alınan önlemlerle ilgili, "O konularda kurumlar gerekeni yap...
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, sınırdaki olası bir kimyasal
saldırıya karşı alınan önlemlerle ilgili, "O konularda kurumlar
gerekeni yapıyor. Özellikle AFAD olarak biz üzerimize düşeni
yapıyoruz. Siparişler verildi. Malzemenin bir kısmı alındı"
dedi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakanlık Merkez Binası’nda
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonundaki
Türkiye’de kalan Suriyeliler ile ilgili toplantıya başkanlık yaptı.
AFAD Başkanı Fuat Oktay, Başbakanlık Suriyeli Sığınmacılar Genel
Koordinatörlüğü Koordinatör Valisi Veysel Dalmaz ve diğer
ilgililerin katıldığı toplantı basına kapalı gerçekleşti. Atalay,
yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından basın mensuplarının
sorularını cevapladı.
Türkiye’de yaklaşık 600 bin Suriyeli sığınmacının bulunduğunu ve 21
farklı kampta kaldığını belirten Atalay, şöyle konuştu:
"Kamplarımızla ilgili hiç bir sorunumuz yok. Yani çadırlarımız kış
geldiği için kışa hazır hale getirildi. Çocukların eğitimi çok iyi
gidiyor, sene kaybetmediler. Üniversitedekiler okullarına devam
ediyor, sağlık hizmeti gayet iyi gidiyor. Neticede kamplarda
olabildiğince iyi şartlarda hizmet veriyoruz. Bunun dışında kamp
dışında kalanlar var. Bunların da sağlık hizmetlerini karşılıyoruz.
İstanbul gibi bazı yerlerde bazı görüntüler oluyor, doğrusu
bunlarda bizi üzüyor. Bir parkta bir kaç aile görüldüğünde bazen
haber yapılıyor. Türkiye bu konuda iyi bir sınav veriyor. Yani
ülkemize gelen sığınmacılara elimizden geleni yapıyoruz. Kamplarda
yaklaşık 30 bin kişilik boş kapasitenin var. Özellikle İstanbul’da
ve kalacak yerleri olmayan sığınmacıları kamplara alabiliriz,
kamplarda boş yerler bulunuyor "
Kampların bulunduğu sınır bölgede faaliyet göstermek isteyen
"Hükümetdışı Kuruluşlar"a da (Non-Governmental Organizations-NGO)
değinen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamplara veya Suriyeli tarafına insani yardım konusunda çalışma
yapacak NGO’lar, sivil toplum kuruluşlarının İçişleri ile Dışişleri
bakanlıklarımızın koordinasyonundan izin alması gerekiyor. İki
bakanlığımız inceliyor, değerlendiriyor ve onlara ’çalışma
yapabilirsiniz’ diye izin veriliyor. Aksi takdirde kimin, ne için
geldiğini bilemeyiz. Şu anda sınır bölgelerimizde izin almadan
çalışma yapan bazı NGO’lar olabiliyor, onlarla ilgili valilerimizi
uyarıyoruz. Yani o izin belgesi olmadan da bölgeye gidip çalışmalar
yürütemeyecekler. İzin zor değil başvurmaları gerekiyor.”
OLASI KİMYASAL SALDIRI
Sınırdaki olası bir kimyasal saldırıyla ilgili önlemlerin sorulması
üzerine Atalay, “Bugün bu konuyu gündemimize almadık ama
biliyorsunuz iki hafta önce Başbakanımızın Başkanlığında Suriye
zirvesi toplamıştık, güvenlik ağırlıklı orada onlar görüşülmüştü.
Yani orada alınacak tedbirler, bütün başlıklar, bunların hepsi
değerlendirilmişti. Onların hepsi yürüyor. O konularda kurumlar
gerekeni yapıyor. Özellikle AFAD olarak biz üzerimize düşeni
yapıyoruz. Siparişler verildi. Malzemenin bir kısmı alındı. O
konudaki hassasiyetimizi sürdürüyoruz” dedi.
Bir basın mensubunun, izin almadan faaliyet yürüten ve oradaki
gruplarla ilişkili olduğundan endişe edilenler var mı yönündeki
sorusuna Atalay, şu yanıtı verdi:
“Bölgeden gelen koordinatör Valimiz ifadesi o yönde bazı
tespitlerin olduğunu söyledi Gaziantep’te falan bizde tekrar
uyarıyoruz. Bunların güvenlik boyutu da olabilir. Bu tabi bir şey
her ülke uygular. Dışarıdan gelip ülkesinde bu tür çalışma
yapacaklarla ilgili bir prosedürün olması gerekiyor bizde bunu
uyguluyoruz.”
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın akil insanlar heyetinin
raporlarını birleştirdiği ve bazı önerilerde bulunduğu yönünde
basında çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine Atalay, ”Kamu
Güvenliği Müsteşarı bu tür çalışmalarda Kurumlar arası koordinasyon
ve bizim çalışmalarımız sekretaryasının yürütüyor. Akil insanlar
heyeti biliyorsunuz 7 gruptu 7 bölgemizde. 7 bölgeden ayrı ayrı
rapor verdi. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı bu 7 raporu birleştirdi.
Şu manada onlardan ben istedim. 7’sinde de ortak olan teklifler
nelerdir? Hepsini ayrı ayrı değerlendirdik ama genel bir tasnif
bizim için önemliydi. Biz bunları demokratikleşme paketi çalışırken
ciddi şekilde değerlendirmiş olduk. Demokratikleşme paketinin
referanslarından birisi Akil insanlar raporudur. Birisi bizim 2023
vizyon kitapçığıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kararlarıdır. Kendi hükümet programımızdır. Biz çalışmalarımız
sadece Akil insanların raporuna dayandırmadık. Oradan da
aldıklarımız da var. Dolayısıyla onlar bir kısmını yayınlamıştı”
şeklinde konuştu.
(İHA)