Okulda boyanamayan duvar isyanı
Abone olBakırköy’de yapımında boyanma özelliği olmayan hazır beton kullanılan ve inşaatı andıran okulda okuyan öğrenciler duruma isyan etti. <br/>Ba...
Bakırköy’de yapımında boyanma özelliği olmayan hazır beton
kullanılan ve inşaatı andıran okulda okuyan öğrenciler duruma isyan
etti.
Bakırköy’de 1969 yılında hizmet vermeye başlayan Halil Bedii
Yönetken İlköğretim Okulu 2011 yılında kentsel dönüşüm çalışmaları
kapsamında yıkılarak yerine yeni bir binanın yapımına başlandı.
Ancak ihaleyi alan firmanın inşaatı bitirememesi nedeniyle okulda
eğitim gören öğrenciler başka okullara aktarıldı. İhaleyi kazanan
firma, Avrupa standartlarında olduğu söylenen yeni proje dahilinde
inşaata başladı. Ancak ihale süresi içerisinde okul yapımı
tamamlanmayınca iş feshedildi. Bunun üzerine ikinci defa ihaleye
çıkıldı. İhaleyi kazanan firma çalışmalara başladı. İnşaatta
boyanma özelliği olmayan hazır betonlar kullanılınca okulun tüm
duvarları beton olarak kaldı. Okuldaki çalışmalar yeni eğitim
dönemine yetişmeyince öğrenciler bu haliyle eğitime başladı.
Veliler duruma isyan ederken, öğrenciler ise okulun bu halinden
rahatsız olduklarını ve derse odaklanmada zorluk çektiklerini
söyledi.
“SINIF ORTAMININ KÖTÜ OLMASI ÖĞRENCİNİN MOTİVASYONUNU OLUMSUZ
ETKİLİYOR”
Okullarda sınıf ortamındaki ışık, renk ve duvarların tadilat
durumunun öğrencilerin ders motivasyonunu olumsuz yönde
etkilediğini belirten İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yard.
Doç. Dr. Lütfü Ilgar, “Eğitimden beklediğimiz fiziki imkânların çok
iyi olması, ona göre camların, çerçevelerin ayarlanması, onun
yanında renklerin hem boya badana yönünden hem de renk yönünden
çocukları dinlendirici olması açısından çok önemlidir. Fiziki
imkânların önemli olmasının nedeni çocuğun okulu ve eğitimi sevmesi
ilerde de hayat başarısını artırır. Dolayısıyla biz mümkün
olduğunca buna dikkat etmeliyiz ki çocuklar bulundukları zamanının
önemli bir kısmını geçirdikleri okulda başarılı olsunlar, mutlu
olsunlar, okulu, eğitimi sevsinler” dedi.
Okulların dış ve iç duvar renklerinin çocukların sevebileceği
şekilde olması gerektiğini aktaran Yard. Doç. Dr. Ilgar, “Mesela
bir kırmızı renk gözü rahatsız eder, bir yeşil renk, açık mavi
dinlendirir, açık tonlar dinlendirir rahatsız etmez ve çocukların
da uyarıcılar olarak dikkatlerinin dağılmamasına neden olur.
Diyelim ki bir sınıfta kapı kırık ya da duvardaki boyalar dökülmüş,
duvar delik deşik. Bu ne demek? Çocuğun dikkatinin oraya kayması,
dağılması demektir. Dolayısıyla okullarımızın da düzenlenmesi
gerekir. Çok zor değil bir binanın yapılmış olması dolayısıyla
idarecilere çok büyük görevler düşüyor. İdareciler bir sınıfın
boyaya ihtiyacı varsa bunu öğretmenlerle el birliğiyle çok
kolaylıkla hal edebilirler. Okullar açılmadan bunu hal edebilirler
çok zor bir şey değil. Bu bir planlama sorunudur” dedi.
(İHA)