Okkan sonrası Diyarbakır
Abone olDiyarbakır'da uğradığı suikast sonrası hayatını kaybeden Gaffar Okkan, kente huzur getirmeyi başarmıştı. Peki Okkan'dan sonra gelenler bu mirasa nasıl sahip çıkıyorlar?
Diyarbakır'da Gaffar Okkan'ın başlattığı, halkla yakınlaşma süreci tam gaz sürüyor. Birebir ilişkilerin dışında, bir takım etkinliklerle özellikle çocuklar suçtan uzak tutulmaya çalışılıyor. Kurban gittiği suikastın arkasından on binlerce insan yürümüştü Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan için. Diyarbakırlının "Gaffar Baba"sı, Okkan'ın en büyük meziyeti terör ve terörist ile vatandaş ve asayişi farklı kefelere koymasıydı. Peki Gaffar Okkan'ın ardından Diyarbakır'daki halk-polis yakınlaşmasına bir halel geldi mi? Diyarbakır gezimiz sırasında ziyaret ettiğimiz Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı İlknur Şahin'in karşısına ilk olarak bu soruyla çıkıyoruz. Şahin de cevap olarak "Doğu'da polise karşı süregelen bir duruş var. Bunu yenmeye çalışıyoruz. Gaffar Müdür'le başlayan bu süreç Orhan Müdür'le sürüyor" diyor ve anlatmaya başlıyor Diyarbakır Emniyeti'nin hizmetlerini. Diyarbakır'daki dikkat çeken en önemli iki uygulama karakollar bünyesinde kurulan futbol takımları ve huzur toplantıları. Bunun dışında da bilgisayar kursundan, yüzme derslerine kadar bir dizi faaliyet yine Emniyet Müdürlüğü bünyesinde sürüyor. "Karakol Spor"lar Tüm semt karakollarında, mahallenin çocuklarından müteşekkil bir birer futbol takımı bulunuyor. Hepsinin kendi formaları var. İdmanlar ise polis evi içindeki halı sahada yapılıyor. Çocuklar idmana polis minibüsleriyle geliyor. Henüz dışa açılmamış durumdalar. Maçlar, karakollar arasında turnuva şeklinde yapılıyor 10 nisan Polis Günü'nde de ödüller veriliyor. Futbol takımındaki çocukların okul durumu öğretmenleriyle de görüşülerek takip ediliyor, okul araç gereçleri ve çeşitli ihtiyaçları karşılanıyor. Huzur toplantıları Polis, her semtte yaşayan vatandaş, esnaf, muhtar, kamu kurum ve temsilcilerini belirli bir salonda toplantıya çağırıyor ve dert dinliyor. Ancak edindiğimiz bilgilere göre, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarından pek sık temsilci gelmiyor. İlknur Şahin'e göre, önceleri hırsızlık, kapkaç üzerine şikayetler revaçtayken, şimdilerde trafik, toplu taşıma araçları ve sokakta çalışan çocuklarla ilgili sorunlar dile getiriliyor. Çocuklara Havuz Partisi Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Çevik Kuvvet biriminin bahçesindeki havuz, yaz aylarında haftanın bir günü çocuklara açılıyor. Bunun nedeni, caddelerdeki süs havuzlarına giren çocukların daha sağlıklı bir ortamda su heveslerini giderilmesi. Havuz günü, ayrıca hijyen ve genel bakım için de değerlendiriliyor ve çocukların saç tıraşından tırnak temizliğine kadar yardım ediliyor. Bunun yanında küfür, yerlere tükürmeme, yüksek sesle konuşmama, sıraya girme gibi konularda da çocuklara eğitim veriliyor. Ayrıca bu sporu bilen bazı çevik kuvvet polisleri tarafından yüzme dersleri de var. Peki bu hizmetle çocukların kalbi kazanılmış durumda mı? Yaşanan bir örnek en azından birinin kazanıldığını gösteriyor. Edindiğimiz bilgiye göre, çevik kuvvet hizmet binasının yanına bırakılan şüpheli bir paket 10-11 yaşlarında ve havuza geldiği bilinen bir çocuk tarafından ihbar edilmiş. Şahin, bu hizmete dair konuşmasını bitirirken son darbeyi de şu sözlerle vuruyor; "Araçlarımızın bagajında bile kutuyla bisküvimiz var. Olay yerine gittiğimizde bunu çocuklara dağıtıyoruz sempati uyandırması için." Muhtarlara Promosyonlu Destek Diyarbakır'ın sorunlarından biri de muhtarlıklardaki kayıtların büyük oranda kadük olması. Bu yüzden Emniyet Müdürlüğü tarafından muhtarlar için promosyonlu bir destek sağlanıyor. Buna göre, mahallelerindeki kayıtların yüzde ellisini tamamlayan muhtarlara birer bilgisayar armağan edilmiş durumda. Şoförlere Seminer Diyarbakır'da sıkı bir trafik denetimi uygulanıyor. Ne var ki tüm ülkede olduğu gibi burada da sürücüler pek başarılı değil. Emniyet de büyük ihtimalle bunu bildiğinden başta toplu taşıma sürücüleri ve muavinleri olmak üzere çeşitli seminerler düzenliyor. Bu seminerlerde trafik kuralları bir kez daha hatırlatılıyor. Çakıyı Bırak Kalemi Tut Emniyet müdürlüğü özellikle çocuk suçlarının azalması için "Çakıyı Bırak Kalemi Tut" adlı bir kampanya düzenliyor. Bu amaçla okulların önlerinde görevli resmi giyimli polisler var. Polis çakısını teslim eden çocuklardan hesap sormuyor ve karşılığında kalem veriyor. Bu uygulama hakkında bize verilen bilgiye göre, az da olsa katılım var. Ancak bir takibat ya da takip gerçekleşmiyor. Bu yüzden çocuk köşeyi dönünce neredeyse her adım başı kolayca satın alınabilen çakılardan bir tane daha ediniyor mu, bu bilinmiyor. Üstelik, bu kampanya sırasında bir polis memuru da boğazından yaralanmış. Şahin'in aktardığı hizmetlerin ardından aklımıza iki soru geliyor: Terör azaldıktan sora asayiş suçlarında bir artış oldu mu?, Bu çabalar işe yarıyor mu? Şahin ilk sorumuza "Doğrudur, ama geçen seneye göre asayiş suçlarında belirgin bir azalma var" diye cevap veriyor. İkinci sorumuzun cevabı ise "Şimdilik emniyetin bireysel çabalarıyla oluyor bu. Ama tek başına emniyet teşkilatı yeterli değil. Belediye, Mille Eğitim Müdürlüğü, Sağlık müdürlüğü, hatta elektrik idaresinin de elini taşın altına koyması gerekli. Çünkü sokak lambalarını bile bize söylüyorlar. Sağlık taraması istiyorlar. Hep beraber oturup konuşsak, komiteler oluşsa herkes semtine sahip olsa işler daha çabuk rayına oturur." KAYNAK:TEMPO DERGİSİ