Oğuz Satıcı: 15 yıl zorlu geçecek
Abone olTürkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, Ekim ayı ihracat rakamlarını açıkladı. 15 yılın zorlu geçeceğini iddia eden Satıcı, madalyonun iki yüzünden bahsetti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, önümüzdeki 15
yılın, sadece ekonomi ve rekabet açısından değil siyasal ve sosyal
açıdan da zorlu geçecek bir dönem olacağını belirterek, Avrupa
Birliği (AB) ile ilişkilerde yeni ve umut veren bir döneme girmenin
madalyonun bir yüzü, söz konusu yeni döneme adaptasyonda çekilecek
zorlukların da madalyonun diğer yüzünü oluşturduğunu söyledi.
Satıcı, Ekim ayı ihracat rakamlarını açıkladığı Elazığ'daki basın
toplantısında, 6 Ekim'de yeni bir döneme girmiş olan Türkiye'nin
bundan sonraki amacının, bir an önce üyelik müzakerelerine
başlayarak, müzakerelerin tek sonucu olan tam üyelik yoluna girmek
olduğunu vurguladı. Satıcı, ''İnanıyoruz Türkiye, 17 Aralık'ta
gerçekleşecek olan AB Zirvesi'nden beklediği sonucu alacak ve 2005
yılı içerisinde AB ile üyelik müzakerelerine başlayacaktır'' dedi.
MÜZAKERE SÜRECİ ÇETİN... Satıcı, Türkiye'nin son yıllarda benzeri
görülmemiş bir kararlılıkla ortaya koyduğu reformlarla, kendisini
hem AB'ye hem tüm dünyaya ama en önemlisi kendi halkına
kanıtladığını ifade ederek, tavsiye kararının, Türkiye'nin AB ile
entegrasyon yolunda göstermiş olduğu kararlılığın ve sarf ettiği
emeğin, AB tarafından teyit edildiğini gösterdiğini kaydetti.
Satıcı, şunları söyledi: ''Müzakere sürecinin Türkiye için çetin
bir yolculuk olacağı unutulmamalıdır. AB Komisyonu'nun müzakere
sürecine ilişkin verdiği bilgilerde, Türkiye ile müzakereler
boyunca her müzakere başlığının başlaması ve kapatılması için
konulan (net uygulama) şartı, (ki bu koşullar hala net olarak
telaffuz edilmiş değildir) başka hiçbir ülkeden istenmemiş bir
durumu ortaya koymaktadır. Türkiye'ye farklı bir müzakere tekniği
uygulanacağını göstermektedir. Türkiye'nin, AB üyeliğinin kolay
olmayacağı bu genişlemenin ekonomik ve sosyal etkilerinin diğer
ülkelerden biraz farklı olacağını hepimiz biliyoruz. Ancak, diğer
aday ülkelere getirilmemiş şartların Türkiye'ye getirilmesi, adil
bir davranış değildir. Dolayısıyla 17 Aralık Zirvesi'nde müzakere
sürecimize bir netlik kazandırılması ve işçilerin serbest
dolaşımında kalıcı kısıtlamalara gidilebileceği gibi ifadelerin
değiştirilmesi gerekmektedir.'' ''TÜRKİYE, BÖLGESİNDE EN GÜÇLÜ
PİYASAYA SAHİP'' Gümrük Birliği sürecinde Türkiye'nin, danışma
mekanizmalarına ve karar alma sürecine katılımı, ticari korunma
araçları, AB'nin tercihli gümrük rejimlerinin üstlenilmesi,
ticarette teknik engellerin kaldırılmasına yönelik olarak AB'nin
teknik mevzuatına uyum gibi konularda yaşanan sorunların, müzakere
sürecinde tekerrür etmemesi için gereken çalışmaların şimdiden
yapılması gerektiğini ifade eden Satıcı, şöyle devam etti: ''Herkes
şunu anlamalıdır ki, Türkiye'nin üyeliği AB'ye yalnızca stratejik
açıdan değil ekonomik açıdan da fayda getirecektir. Türkiye,
bölgesinde en yerleşik ve en güçlü piyasaya sahip ülke olarak, AB
adayı ülkeler arasında en hızlı büyüme oranlarına sahiptir. AB
Komisyonu'nun da belirtmiş olduğu gibi Türkiye'nin, ekonomik büyüme
potansiyeli ileri yıllarda da yükselecektir. Bizim beklentimiz,
Aralık zirvesinde AB'nin 25 Devlet ve Hükümet Başkanı'nın,
Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlaması için 2005 yılının ilk
aylarında olmak üzere üyelik müzakerelerini başlatma kararı vermesi
ve Türkiye'ye artık önünü görmesini sağlayacak (net bir yol
haritası) sunmasıdır.''