Yıllar önce Alibeyköy'de bir eylem vardı.
Elimde telsiz, yürüyorum...
Dik dik bakışların farkındaydık...
Ama çocuklarla bizim üzerimizde bir plan yapıldığının farkında
değildik.
Çok geçmeden, çocuklar etrafımızı sardı.
-Gidin buradan yoksa...
Delikanlıyız ya!
-Eee..
Baktık ki vaziyet cididdi...
Tabana kuvvet!
Amaç belliydi...
Bizi çocuklara dövdüreceklerdi.
Daha fazla dirensek...
Belki de öldüreceklerdi...
***
Güzelim ülkemde değişen bir şey yok...
Çocuklar hala en önde...
Kimi taş atıyor...
Kimi dağa çıkıyor...
Kimi arkadan sinsice yaklaşıp öldürüyor.
Samast gibi!
***
Ablamın çocukları...
İbo, Hasan, Sinan veya Cihan...
Hepsi de eşek kadar olmuş...
Bir şey olur...
Kızarım...
Ablam hemen devreye girer:
-Canim onlar çocuk!
-Abla, kocaman oldu onlar çocuk değil.
Cevap hazırdır:
-Cahil o zaman cahil, sen uyma onlara...
***
Uymuyorum zaten...
Çekip gidiyorum...
Bir süre sonra da bizim devlet gibi...
Affediyorum!
***
Anadolu'da da böyledir...
Çocuğa silahı verip adam öldürtürler...
Sonra da hakimin karşısına geçip, ağlaşırlar:
-Onlar çocuk hakim bey...
***
Taş atarlar...
Kafa yararlar...
Adam öldürürler...
Ve sonra da, salıverilirler...
Niye?
Çocuk onlar canım çocuk!
***
De...
Çocuk değil onlar artık...
Büyümüşler...
Serpilmişler...
Vuruyorlar, kırıyorlar, döküyorlar...
Öldürüyorlar da...
Kimin umurunda...
Kanunlar "çocuk" diyor...
O zaman devam çocuklar...
Gün sizin gününüzdür...
Adam öldürme oyununa, taş atma çılgınlığına devam...
Büyümenize az kaldı.
Çocukluğunuzun tadını çıkarın!