Öğretmenlikte ünvan dönemi
Abone olÖğretmenlik mesleğini, ''öğretmen'', ''uzman öğretmen'' ve ''başöğretmen'' unvanlarıyla 3 kariyer basamağına ayıran yasa tasarısı, Komisyonu'nda kabul edildi.
Öğretmenlik mesleğini, ''öğretmen'', ''uzman öğretmen'' ve
''başöğretmen'' unvanlarıyla 3 kariyer basamağına ayıran yasa
tasarısı, TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edildi. Tasarı,
adaylık dönemini başarıyla tamamlayanların mesleğe öğretmen olarak
atanmasını hükmediyor. Hükümetten geldiği şeklinde, kariyer
basamaklarındaki yükselmeyi sadece sınavda başarılı olmaya bağlayan
tasarının bu hükmü değiştirildi. Buna göre, kariyer basamaklarında
yükselmede kıdem, eğitim, (hizmet içi-lisansüstü eğitim) etkinlik,
bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar ve sicil (iş
başarımı) puanları ile sınav sonuçları esas alınacak. Değerlendirme
100 tam puan üzerinden yapılacak. Değerlendirme puanının yüzde
10'unu kıdem, yüzde 20'si eğitim, yüzde 10'u etkinlik, yüzde 10'unu
sicil ve yüzde 50'sini de sınav puanı oluşturacak. Sınav ÖSYM
tarafından yapılacak. Kariyer basamaklarında yükselecekler,
değerlendirme puanlarına göre başarı sıralamasına alınacak.
Değerlendirmeye alınmak için sınav tam puanının en az yüzde 60'ını
almış olmak şartı aranacak. Sınav, yılda bir kez yapılacak. Ancak,
uzman öğretmenlik ya da başöğretmenlik kontenjanının en az yüzde
10'unun boşalması durumunda sınav için süre kaydı aranmayacak.
Alanında veya eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans
öğrenimini tamamlamış öğretmenlerden uzman öğretmenlik, doktora
öğrenimini tamamlamış olan öğretmenlerden ise başöğretmenlik için
sınav şartı aranmayacak. Bu durumda olan öğretmenler kıdem, eğitim
ve sicil ölçütlerine göre değerlendirilecek. Öğretmenlik kariyer
basamaklarında yükseleceklerin gireceği sınav, sınava
katılacaklarda aranacak en az çalışma süresi, hizmet içi veya
lisans üstü eğitim nitelikleri, bilimsel, kültürel, sanatsal,
sportif çalışmalar gibi etkinlikler ve sicil puanı düzeyi ile her
bir değerlendirme ölçütüne ilişkin hususlar ile puan değerleri,
alanında veya eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans ve
doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik ve
başöğretmenlik için aranacak kıdem, eğitim sicil şartları ve puan
değerleri, yükselmeye ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar
Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı'nın uygun görüşleri
alınarak Milli Eğitim Bakanlığı'nca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenecek. Toplam serbest öğretmen kadro sayısı içinde,
başöğretmen oranı yüzde 10, uzman öğretmen oranı ise yüzde 20
olacak. Bu oranlar, Bakanlar Kurulu tarafından bir katına kadar
artırılabilecek. Başöğretmen unvanı kazananlara en yüksek devlet
memuru aylığının yüzde 40'ını, uzman öğretmenlere ise yüzde 20'sini
aşamayacak şekilde ilave Eğitim Öğretim Tazminatı ödenecek. Bu
hüküm, 1 Ocak 2005'ten itibaren yürürlüğe girecek.
MARKSİZM-DİYALEKTİK Görüşmeler sırasında AK Parti Erzurum
Milletvekili Ömer Özyılmaz, öğretmen sendikalarından bazılarının
tasarıya idelojik olarak baktıklarını ve bu yüzden karşı
çıktıklarını söyledi. Özyılmaz, ''hayat daima gelişim içindedir ve
gelişim zıtların çelişkisiyle devam eder'' dedi. Özyılmaz'ın bu
sözlerine, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, ''bu Marksist
diyalektiğin temel ilkesi. Siz Marksistsiniz ama sayın Gazalcı
statükocu'' diye karşılık verdi. Bunun üzerine Özyılmaz, ''Marksizm
bir bilim değil, ideolojidir. Marksizm çöpe atılmıştır'' diye
konuştu. ''APOLET DEĞİL, PIRPIR'' Tasarıya karşı çıkan CHP'li
Muharrem İnce, öğretmen sendikalarının tasarıya dönük 'öğretmenlere
apolet veriliyor'' eleştirilerinin doğru olmadığını ifade ederek,
''bu apolet meselesi değil, pırpır meselesi... Apolet omuzda olur.
Öğretmenlere bu tasarı ile onbaşı, çavuş pırpırı veriyoruz. Onları
er, onbaşı ve çavuş olarak üçe ayırıyoruz. Bir teğmen 15 yıllık
öğretmenden daha fazla maaş alıyorsa burada apoleti konuşmak doğru
olmaz'' diye konuştu. İnce, konuşması sırasında bazı
''itiraflarda'' da bulundu. Öğretmenlik yaptığı dönemin 12 yılını
okul müdürü olarak geçirdiğini anlatan İnce, ''ben sicil kartlarını
hep sekretere doldurturdum ve hepsine 100 derdim'' dedi. CHP Mersin
Milletvekili Hüseyin Özcan da tasarıyı eleştirerek, unvanların
öğretmenlerde çeşitli psikolojik sorunlara yol açabileceğini
söyledi. Özcan, ''öğretmene karısı, (sen niye başöğretmen olamadın)
diye sorarsa o öğretmen başarılı olabilir mi?'' diye konuştu.
BAKAN'IN SÖZLERİ Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenlerin
kariyer basamaklarıyla ilgili eleştiri yöneltilirken, ''şapla
şekerin birbirine karıştırılmaması'' gerektiğini söyledi. Çelik,
''bu konuda apoleti aşağılamanın ve konuyu pırpır düzeyine
indirmenin alemi yok. Bunu askerler ile mukayese etmek yasanın
mantığına aykırı'' dedi. Çalışmalar sırasında askerleri değil,
üniversiteleri örnek gösterdiklerini anlatan Çelik, ''bir işyerinde
de yöneticiler var çeşitli makam ve unvanlarda. Eşi öğretmenin
yakasına yapışacaksa o zaman bütün bürokratların eşleri de (sen
niye genel müdür olamadın) diye yakalarına yapışıp hesap sorsun.
Böyle bir mantık olamaz'' diye konuştu. Unvan yerine yüksek lisans
ve doktoralı öğretmen önerilerini de eleştiren Bakan, ''kapkara
zenci bir hanıma Gülbeyaz adını vermekle o kadın beyaz olmaz. Bahtı
kara biri de adının mesut olmasıyla mesut olmaz'' ifadesini
kullandı. Kariyerle apoletin birbirine karıştırılmamasını isteyen
Çelik, Eğitim-Sen'in yayın organından örnekler vererek, bu konudaki
görüşlerin çelişkilerle dolu olduğunu savundu. Çelik, öğretmenlere
kariyer sisteminin 1991 yılından beri Türk Milli Eğitiminin
gündeminde olduğunu bildirerek, ''bu devenin nali değil ki
öğretmenliğe kariyer basamakları getiriyoruz'' dedi. Bakan Çelik'in
konuşmasını tamamlamasından sonra CHP'li Muharrem İnce, ''Sayın
Bakan siz konuşurken lambalar söndü. Bunda bir keramet var mı?''
diye sordu. Bakan Çelik, İnce'ye, ''ben konuşurken lambaya gerek
yok, yeterince aydınlatıyor'' diye karşılık verdi. KARŞI OY CHP
milletvekilleri, TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edilen,
öğretmenlikte çeşitli kariyer basamakları öngören yasa tasarısına,
öğretmenler arasında ayrıma yol açacağı gerekçesiyle karşı çıktı.
Milli Eğitim Komisyonu'nun CHP'li üyelerinin imzalarını taşıyan
karşı oy yazısında, tasarıda öğretmenlik mesleğinin
derecelendirilmesinin sadece sınava indirgendiği belirtilerek, şu
görüşlere yer verildi: ''Milli Eğitim Temel Kanunu'nda öğretmenlik
özel ihtisas isteyen bir meslek olarak tanımlanmıştır. Yasaya göre
öğretmenler zaten uzman olarak yetişir ya da öyle yetiştirilmesi
gerekir. Öğretmenlerin bir bölümüne uzman öğretmen nitelemesini
vermek sanki öteki öğretmenlerin uzman olmadığı izlenimini
yaratacaktır. Öğrenciler, veliler bu nitelemelere göre öğretmenleri
ayıracaktır.''